Bingöl'de Baraj, Enerji Göletleri ve Konut alanları ile ilgili kararlarda Toprak kaybı, ekolojik etkiler ve Toprak yapısı yanında Halkın talepleri de göz ardı edildiğini ifade eden Tema Vakfı Bingöl Temsilcisi Karaarslan, yaptığı yazılı açıklamada, yerel alanda yapılan her yatırım yerel aktörlerin bu kararlara katılımı ve ikna edilmeleri yanı sıra uygun tedbirler alınarak çevrenin ve yerel halkın korunması daha önemli olduğunu söyleyerek, “ Kamu adına ve gerekse özelleştirme kapsamında yapılması düşünülen pek çok iş sosyal ve ekonomik sorunlar doğurmadan yıkıcı değil yapıcı olmalıdır. Çevrimpınar da yapılacak elektrik enerjisi üretimi planlaması 10 km lik mesafede canlı ve insan populasyonuna zarar vermeden en uygun yöntemlerle öncelikle yeniden belirlenmelidir. Bu kapsamda düşünülen çalışma için düşünülen % 10 dere su hakkı yasal zorunluluk olan % 40 ların üzerinde olmalı. Yöre balık varlığı ve doğal ekolojik ortam korunarak bölge halkının geçim kaynakları ve su kaynağından doğan gelirleri göz ardı edilmeden çalışmalar yapılandırılmalıdır. Türkiye enerji açığını rüzgar ve güneş enerjilerinden karşılama kararı almış olmasına rağmen su kaynaklarının şu anda bu yenilenebilir kaynaklar içinde 3 sırayı aldığı bilinmektedir. Bugünkü şarlarda su ile Türkiye enerjisinin % 19 u karşılanmaktadır. Başta DSİ ve diğer ilgili kurumların görevi su kaynaklarının korunumudur. Korunum yatırımdan önce gelen önemli bir sorumluktur.Elbette baraj ve su ile elektrik üretimi yapılmalıdır. Ancak bu yapılar planlanırken uygun yer,uygun toprak,uygun alan ve koşullar gözden geçirilerek en son çare kalmadığında sıkıntılar aşılarak gerekli tedbirler alınmalıdır” dedi.
KÖYLÜ YOKSA ÜRETİM OLMAYACAK
Yedisu ilçesinde planlanan baraj ve setler bu ülke için önemli enerji açıklarını karşılayacağını vurgulayan Karaarslan, Ancak bir parça toprak ve hayvancılıktan başka geçimi olmayan bölge insanı görmezden gelinmeden yörede sosyal ve ekonomik açıklara yol açacak çalışma yağılmamalıdır. Unutmayın çevresel açıklar ekonomik açıkları ve sefaleti getiriri. Ülkenin toprak ve su planlamasına ihtiyacı var. Yaşanan küresel iklim değişimi ile bölgemizde var olan ve doğal varlıklarımız olan su ve toprak kaynaklarını daha etkin ve daha bilimsel verilerle çevreyi insanı gören kırsal kalkınmayı eksilen değil çoğaltan içerikli olmalıdırlar. Kırsal kalkınma köylü ile başlar. Köylü yoksa üretim olmayacaktır” ifadelerini kullandı.
TARIM ALANLARINA KONUT YAPILMAMALI!
TOKİ idaresi tarafından yapılan 300 konut alanı toprak ve tarım arazileri bakımından sorun oluşturmasına rağmen ısrarla tek ve en son konut alanı orasıymış gibi direnmek ve ısrarcı olmak doğru bir karar olmadığına değinen Kararslan, “ Bu alan tarım arazileri ortasında yer alıp, alüvyon ve birikinti olması dolayısı ile sorun olacaktır. Yerleşim yerleri karakteristiği geçmişten ders alınarak yeniden ele alınmalıdır. Tüm bu yapılanlar toprağı, suyu, halkı yok sayarak bu çalışmalar yapılması endişe uyandırmaktadır. Yeniden çevre etki değerleri ele alınarak, koruma projeleri dahil gözden geçirilmeli ve daha çok yatırımcı karı yerine toplumsal yaşam ve ortak karımız hesaba katılarak hesaplanmalıdır.
Sürdürülebilirlik çalışmaları yapılarak fizibilite çalışmalarının yapılması ve izlenmesi gereklidir. Bu çalışmaların fayda analizi çevre ve ekolojik unsurlar dikkate alınarak yapılmalıdır. Su toprak gibi değerlerin çok fazla ve sonsuz olmadığını anımsatmak ve bu değerlerin heba edilmeden en doğru planlamayı yeniden yaparak Bingöl ili gelişim planı ortaya konmalıdır. Gelişmiş ülkeler de yapılacak yapılar planlanmış ve haritalara işlenmiştir. Bu alanların tüm çalışmaları ve bu çalışmaların zarar verdiği unsurların minimize dilmesi sonrası çalışmalar yapılmıştır. Konut, sanayi, baraj,tarım alanı,orman,fundalı, yerleşim yerleri devletin uzmanlarınca hazırlayacağı planlar ile ortaya çıkar ve halka arz edilir. Bu çalışmalar yapılmadan bu tür münferit çıkışlar rastgele yapılanma ve geri dönülmez zararlara neden olacaktır. Uyarıyoruz. “Son Toprak parçası, son damla su, son kalan ağaç yok edildiğinde paranın yenmeyeceğini anlasak bile iş işten geçmiş olacaktır. Toprak yoksa ekmek yok, hayat yoktur” ifadelerine yer verdi.
Bingölonline Haber Servisi