Yalçın Doğan'ın köşe yazısından bir kesit
Son düşen kale
Türk-İş
"AKP'yi biz TES-İŞ
salonlarında kurduk."
Bu açıklama Başbakan Tayyip Erdoğan'a ait.
Erdoğan, bu cümleyi enerji sektöründe örgütlenmiş olan TES-İŞ'in geçen yıl
yapılan kongresinde söylüyor.
Salonlarında AKP'nin kuruluşuna izin
veren TES-İŞ'in Genel Başkanı Mustafa Kumlu ise, üç gün önceki kongrede
Türk-İş Genel Başkanlığına seçiliyor.
Bir siyasal parti ile bir işçi
örgütünün birebir örtüşmesinin çarpıcı bir örneği. O siyasal parti iktidarda
ise, bu durumda, iktidarla işçi örgütünün iç içe geçmesinin örneği. Böyle bir
ilişki içinde, o işçi örgütü, o siyasal iktidardan artık hangi talepte
bulunabilir? Bulanamayacağı gibi, zaten bulunmak istemesi de, söz konusu değil.
Çünkü, onlar özdeş, onlar birbirinin aynısı.
Türk-İş artık AKP
emrinde.
MİTİNGLE KOPAN İPLER
Türk-İş eski başkanı Salih
Kılıç ideolojik olarak belki sosyal demokrat değil, ama Cumhuriyet
değerlerine sahip bir sendikacı. Kongrede açıklaması, yeni başkan Mustafa
Kumlu ile AKP ilişkisini bir kez daha deşifre ediyor:
"Kumlu,
Cumhuriyet mitinglerine karşı çıkarak, onların karşısında bir başka platform
kurulmasını önerdi."
Seçim öncesindeki Cumhuriyet mitingleri AKP'ye
karşı net bir tavır. Kumlu buna alternatif arıyor. Belki de, kendisini bu
yönde bazı AKP büyükleri uyarıyor.
Başkan olduğu dönemde Salih
Kılıç çalışma yaşamına dönük sorunlarda AKP'yi çok rahatsız etmese bile,
Cumhuriyet mitinglerini savunmuş olması, AKP ile ipleri kopartıyor. AKP,
Kılıç'ı hatta fazla askerci buluyor.
Kılıç'ın yerine
Kumlu'yu hazırlama operasyonu beş, altı aydır sürüyor.
ORTAK
PROFİL
Mustafa Kumlu Kayseri'li. Cumhurbaşkanı Abdullah
Gül'ün memleketinden. Hemşehrilik ötesinde, Gül'e ideolojik açıdan
zaten yakın biri.
Bu yakınlık boşa çıkmıyor. Tarihte ilk kez bir
Cumhurbaşkanı bir Türk-İş kongresine gidiyor, orada konuşma yapıyor.
Kumlu'ya açıkça destek veriyor.
Kongreye Tayyip Erdoğan da
katılıyor. "236 bin geçici işçiyi kadroya aldık" diyerek, kızım sana
söylüyorum, gelinim sen anla, bizimle iyi geçinirseniz, hayat sizin için daha
kolaylaşır, demeye getiriyor. Kongre bu mesajı alıyor, aylardır yürütülen
hazırlık hedefine ulaşıyor ve Kumlu seçiliyor.
Kumlu
inançlı bir kişi. Daha önce hacca gidiyor, yani hacı. Olabilir,
bunda bir şey yok. Eşi türbanlı. Olabilir, bunda da bir şey
yok.
Ancak, Türkiye'deki resmin bütününe bakıldığında, gözle görülen bir
değişim var. Çankaya'dan başlayıp, kademe kademe aşağıya doğru inen kadrolarda,
ister atanmış, ister seçilmiş değil, seçtirilmiş, çoğunda ortak bir profil
ortaya çıkıyor. O profilin simgesi türban. Olay kendini hemen deşifre
ediyor. Türk-İş'te genel başkan değişimi gibi.
Türk-İş doğrudan işçilerin
kurduğu bir örgüt. Kamu kesiminde çok büyük ağırlığı var. Türk-İş'in AKP'nin
eline geçmesinin siyasal önemi ötesinde, pratikteki önemi buradan
kaynaklanıyor.
Kendi sermaye sınıfını oluşturan AKP, şimdi kendine
bağlı işçi örgütünü oluşturmada, Türk-İş'i ele geçirerek, önemli bir adım
atıyor.
Toplumda kurumlar, kaleler birer birer düşüyor, AKP'nin eline
geçiyor. Son düşen kale, son örnek Türk-İş.
Son örneğe son bir not.
Türk-İş genel kuruluna Cumhurbaşkanı katılıyor, Başbakan katılıyor, Çalışma
Bakanı katılıyor, AKP'nin çalışma ve işçi sorunlarından sorumlu yetkilileri
katılıyor, ama CHP Genel Başkanı Deniz Baykal yok. Bu yokluğa artık yorum
da yok.
(Hürriyet)
Haber7