Ombudsmanlık dünyaya İsveç'ten yayıldı ama baktığımızda İsveç'e de bizim medeniyetimizden, bizim kültürümüzden Osmanlı'dan gitti. İsveç Kralı 12. Şarl 1709 yılında Ruslara yenildiğinde Osmanlı'ya sığındı ve 5 yıl burada yaşadı. Bu süre zarfında Osmanlı'da halk ve devlet ilişkisini incelediğinde çok hoşuna gidiyor. Bakıyor, 17 milyon kilometrekarelik Osmanlı coğrafyasında Belgrad'dan, Mekke'den, Kahire'den, Trabzon'dan, Van'dan idarecilerle ilgili şikâyet geliyor ve padişah bunları inceleyip çözüm buluyor. Bu çok hoşuna gidiyor ve bundan esinlenerek bir emirname yazıp İsveç'e gönderiyor. Bunu uygulasın diye birini görevlendiriyor ve adı da “Ombudsman” oluyor. Bizim medeniyetimizin ürünü olan bu müessese İsveç'e intikal ediyor ve orada kurumsallaşıp AB müktesebatı ile bize geliyor.
VATANDAŞ VE DEVLET ARASINDA GÖNÜL KÖPRÜSÜ KURUYORUZ
Çok faydalı bir kurum, hakkaniyet kurumu, adalet kurumu. Devletin verdiği hizmetlerde vatandaşın memnun olmadığı şikayetçi olduğu durumlar için bu kurum kurulmuş ve denmiş ki; “Eğer şikayetçiysen, mahkemeye gitmeden kamu denetçiliğine gel, sorununu bu kurum çözsün.” Biz devletle vatandaş arasında bir barış köprüsüyüz, bir gönül köprüsüyüz. Biz başvurulardan para almıyoruz, harç almıyoruz. Vatandaşla idareyi barıştırıp dostane çözümler buluyoruz. Bunu da 6 ay gibi kısa bir sürede yapıyoruz.
VATANDAŞ ŞİKAYET EDİNCE HAREKETE GEÇEBİLİYORUZ
Kartal'daki binanın çökmesi içimizi yaktı, umarım çok sıkıntılı bir durum yoktur. Bundan sonra binalarda böyle eksiklik ve noksanlık varsa mutlaka tedbir alınması gerekiyor. Bunlar bizim alanımıza giriyor aslında ama bizim res'en inceleme yetkimiz yok, vatandaşın şikâyeti üzerine harekete geçebiliyoruz. Diyelim ki çimentosu az, demiri az, sıkıntılı binalar var, burada konu bize intikal ederse biz anında müdahil olup gerekeni yapabiliyoruz.
MİLLETİMİZ DÜNYAYA ÖRNEK OLDU
Bu millet, bu devlet son 2 yüzyılın en kudretli dönemini yaşıyor. Bugün Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın yapmış olduğu reformları Osmanlı döneminde 3. Selim yapmaya kalktığında onu Kabakçı Mustafa İsyanı ile indirmişlerdi. Çok şükür bugün Türkiye anayasal ve hukuksal sınırlar içerisinde bu reformları yaptı ve uygulamaya koydu. Bu olağanüstü bir güzelliktir ama bu reformların hayata geçirilmesi için herkese görev düşüyor. Özellikle kamu idaresine, bürokrasiye çok büyük görevler düşüyor. Geçmişte sıkıntı şuydu; Türkiye eğitim alanında, demokrasi alanında ve adalet alanında zorluk yaşıyordu. Demokrasimizi zehirleyen darbeler vardı. Bu darbelerden ders alan milletimizi 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanımızın talimatı ile sokaklara çıktı, darbecilerin tanklarına karşı göğsünü siper etti. Hukukuna, demokrasisine, anayasasına, geleceğine, çocuğunun ekmeğine böyle sahip çıkan bir millete her türlü hizmetin en iyisini yapmak gerekir, çünkü milletimiz dünyaya örnek olmuştur.
VATANDAŞA ÖNEMLİ ÇAĞRI: MAHKEMEYE GİTMEYİN BİZE GELİN
Sistem değişikliğinden dolayı, yeni sistemin işleyişinde aksanlık, noksanlık olursa vatandaş bize müracaat etsin. Yanlış yapan idareciyi, hatalı davranan kurumları mahkemeye gitmesin bize şikayet etsin. Biz vatandaşın avukatıyız, yardımcısıyız, yöneticilerimizin de rehberiyiz.Şimdi yerel seçimler var, 5 yılda bir idarecilerimizi seçiyoruz. Kamu Denetleme Kurumu 5 senenin her gününde, her ayında idareyi denetleyebiliyor. Vatandaşımız 5 yılda bir oy vermekle kalmasın beğenmediği hizmetler varsa bize şikayette bulunsun dilekçe versin. Biz vatandaşın istediğine göre, park istiyorsa belediyeye park yaptıralım, kaldırım istiyorsa onu yaptıralım. Biz bu anlamda da vatandaşımıza hizmet sunmayı arzuluyoruz
100 BİNİN ÜSTÜNDE VATANDAŞA HUKUKİ YARDIM SAĞLADIK
Bizim kurum çok yeni bir kurum, 2010 yılında anayasada yer almış, 2012'de kanun çıkmış, 2013 yılında çalışmaya başlamışız, 6 senelik bir kurum. Biz de sizler vasıtası ile sesimizi duyurup vatandaşa sesleniyoruz: Biz buradayız, şikayetiniz varsa gelin, Türkiye'yi daha güzele taşıyalım. Vatandaş da artık bizi daha yakından tanıyor. 2018 yılında 17 bin 585 yazılı başvuru aldık, bunun yanında 97 bin 358 yüz yüze görüşme, telefonla görüşme gibi ortamlarda iletişim sağladık. Yani 100 binin üzerinde vatandaşa hukuki yardım sağladık, yol gösterdik, rehberlik yaptık. Verdiğimiz kararlarla da idarenin kamuya verdiği hizmetlerin kalitesini artırmaya, şeffaflığını artırmaya ve insan odaklı idare oluşturmaya çalıştık.Vatandaş tanıdıkça bizi seviyor. Bizim kararlarımıza uyuldukça ne güzel idarecilerim ne güzel devletim var diyor ama bunu daha da yaygınlaştırmamız gerekiyor.
TÜRKİYE'NİN 2023,2071 HEDEFLERİNİ BERABER GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ
Bizi en büyük paydaşlarımız medya ve sivil toplum örgütleri. Verdiğimiz kararları sizler aracılığı ile duyuracağız, kararlarımıza uymayan idarecileri sizler aracılığı ile halka şikayet edeceğiz. Türkiye'nin 2023, 20171 hedeflerini hep beraber gerçekleştireceğiz. Biz istiyoruz ki belediye başkanlarımız Londra, Paris'le yarışıp dünyanın en iyileri olsun. Biz istiyoruz ki üniversite rektörlerimiz, ABD ve Japonya ile yarışıp dünyanın en iyileri olsun. Bunu gerçekleştirdiğimiz gün Türkiye'de demokrasi daha kökleşecek, hukukun üstünlüğü yerleşmiş olacak, insan hakları açısından örnek bir yönetim, örnek bir medeniyet kurmuş olacağız. Bunu yapmak zor değil. Bizim toplumumuzun en büyük zafiyeti bir konuya odaklanamamak. Odaklanıp, hedef belirlediğinde onu gerçekleştirmek zor değil. Örneğin dünyanın büyük havalimanını biz yaptık, dünyanın en büyük hastanelerini biz yapıyoruz.
DEMOKRASİYİ ZEHİRLEYEN DARBELERİN BAŞINDA 28 ŞUBAT GELİYOR
Demokrasiyi zehirleyen darbelerin başında 28 Şubat geliyor. 28 Şubat'ta başbakana hakaret edildi, meclis tanklarla ezilmeye çalışıldı, milli irade yok sayıldı, çocuklarımızın eğitim hakkı elinden alınıp geleceğimiz felç edildi. Hala Türkiye hala toparlanamadı, eğer 28 Şubat olmasaydı bugün Türkiye'de fert başına düşen milli gelir en az 17 binle 20 bin Dolar arasında olurdu. Şunu memnuniyetle ifade edeyim, 28 Şubat'ın o cuntacı generalleri yargının önünde hesap verdi. 28 Şubat'ın medya ayağı, iş adamları ayağı, sivil toplum ayağı henüz hesap vermedi bu ayrı bir konu ama cuntacılar hesap verdi. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür ediyorum, 28 Şubat'ta oluşan mağduriyetlerin hak ihlallerinin önemli bir kısmını yasa çıkararak hak sahiplerine iade etti, bunlar önemli şeyler. 28 Şubat sanıklarının yargılanması, 15 Temmuz'da halkımızın darbecilerin önünde durması Türkiye'nin önünü açtı bundan sonra kimse kolay kolay darbeye teşebbüs edemeyecektir. Bu yüzden milletimizle ne kadar iftihar etsek azdır, Cumhurbaşkanımızın büyük bir ferasetle, dirayetle kararlılıkla milletin önüne çıkması dünyanın en büyük demokrasi olaylarından birisidir.