Serdar Arseven'in haberi
HSKY tartışmasına girmeyi doğru bulmadığını ifade eden Gerçeker, şunları söyledi: “O meseleden ayrı olarak ifade ediyorum. “Yargı mensuplarının hatasız olduklarını söylemek elbette mümkün değildir. Elbette yanlış işler de zaman zaman vaki olabilir.
Lütfen, özellikle rica ediyorum, Yargıyı bir “bütün” olarak karalayan yaklaşımlardan kaçınalım. Vakit ve diğer medya organları bazı olumsuzluklara işaret ediyorsa, bize düşen bunları ciddiyetle ele alıp olumsuzluk oranını düşürmektir. Hepimiz aynı gemideyiz” dedi.
MOĞULTAY'IN SÖZLERİ
“Yargı olarak o veya bu partiyi, siyasi akımı desteklememiz ya da karşı çıkmamız söz konusu değildir. Yargıç, kuralları uygulamakla mesuldür. Kimsenin dünya görüşü bizi ilgilendirmez. Yeter ki yargı siyasallaştırılmaya çalışılmasın. Siyasallaştırma çabası hangi partiden gelirse gelsin karşıyız” diyen Gerçeker'e “CHP'li (SHP'li) Adalet Bakanı Mehmet Moğultay çıkıyor ve ‘Adalete elbette militanlarımı yerleştireceğim, MHP'lilerle RP'lileri mi yerleştirecektim..' diyor.
Bakıyoruz; bugün AK Parti'ye karşı olan kadrodan, çıt yok. Gerçekten siyasallaştırma çabalarına karşı çıkılıyorsa, Moğultay zihniyetine niye tepki gösterilmiyor?..” sorusunu yönelttik. “Bu tür sözlerin tasvip edilemeyeceğini” belirten Gerçeker; “Şunu samimiyetle ifade ediyorum ki; ister o partiden, ister bu partiden gelsin... Her türlü siyasallaştırma çabalarına karşıyız. Yanlış yanlıştır, kim söylemişse söylemiş… Karşı çıkılmalıdır” dedi.
“MECLİS'E SAYGISIZLIK AKLIMIN UCUNDAN GEÇMEZ”
Gerçeker'e, “Yargı'nın Meclis hakimiyetiyle sürtüşme içinde olduğu, milletin temsilcisi olan Meclis'i ve Hükümeti işlevsiz kılmak için elinden geleni yaptığı, adeta bir Ana Muhalefet Partisi gibi çalıştığı” yönündeki yaygın eleştirileri hatırlattık. “Meclis'e ve hükümete saygısızlık aklımın ucundan geçmez” diyen Gerçeker, sözlerine şöyle devam etti:
“Meclis'in yetki alanındaki her türlü düzenlemesine saygı duyarız. Meclis, bugün de, yarın da gerekli Anayasa değişikliklerini elbette yapabilir. ‘Bu Meclis'in referandum kararı alamayacağı, işlevini yitirdiği' gibi görüşlere katılmam. Her adım mevzuat, kurallar çerçevesinde olmalıdır. Meclis, kendisine ait olan yetkilerin tamamını elbette kullanma imkanına sahiptir.”
“GERİLİM ARZU ETMİYORUZ”
Gerçeker; bazı “Silivri sanıkları ile yakınlarının o mahkeme bizim, bu mahkeme bizim” ayrımı yaptıklarını hatırlatmamız üzerine ise şunları söyledi:
“Bu tür ayrımlar yanlıştır. Bütün Mahkemeler, milletimizindir. Milletimiz adına karar verirler. Arada yanlış yapanlar yok mu?.. Elbette var. Elbette olabilir. Bazı kararların, kamu vicdanını, hukuk vicdanını yaraladığı elbette söylenebilir. Elbette eleştiriler getirilebilir. Biz eleştiriye karşı değiliz. Medya, görevini yerine getirecektir.
Yapıcı eleştiriler, yargı için de çok faydalıdır. O veya bu gazete, o veya bu televizyon, yargıyı topyekûn karalamasın yeter. Bazıları kurumlar arasındaki gerilimden bahsediyor. Böyle bir görüntü, izlenim varsa, bunu ortadan kaldırmak, sorumluluk makamındakilerindir. Bu konuda hepimize görevler düşmektedir. Gerilimin kimseye faydası yok. Bizler, meselelerimizi karşılıklı anlayış havası içinde halledebilecek olgunlukta insanlarız. Öyle olmalıyız.
Sayın Başbakan'a, Sayın Adalet Bakanı'na karşı kişisel husumetimiz de yok. Gerilim arzu etmiyoruz. Kuvvetler ayrılığı prensibine uygun olarak, her kurum kendi çerçevesinde hareket ederse, problem kalmaz. Bu hükümet için de geçerlidir, bizim için de geçerlidir. Herkes için geçerlidir. Biz yargının siyasallaştırılmasının kimseye yarar sağlamayacağına inanıyoruz. Bugün bu parti gelir siyasallaştırmaya çalışır, öbür gün öbür parti böyle yaparsa sıkıntı doğar. Yargı hepimize lazım. Adalet hepimize lazım. Siyasalaştırma çabalarına karşı reaksiyon oluşmasını da tabiî karşılamak gerekiyor. Yargı camiasının kötü niyetli olduğu yönündeki değerlendirmelere katılmak mümkün değildir.”
“İMAM HATİPLİ BAŞBAKAN”
Gerçeker'e, “Sayın Başbakan'ın İmam Hatip mezunu olması problem haline getirilmişti. Hatta, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, ‘İmam Hatipli Başbakan'ı içine sindiremediğini söylemişti” şeklindeki hatırlatmamız üzerine şunları söyledi:
“Bir kişi, İmam Hatip mezunu diye ona farklı bir gözle bakılması doğru değildir. Ben Sayın Özok'un değerlendirmesiyle ilgili bir şey söylemek istemem. Ancak kendi bakış açımı dile getiririm: Hangi okuldan mezun olursa olsun, her vatandaşımız eşittir. İmam Hatiplileri ya da bir başka okul grubunu dışlamaya kimsenin hakkı yoktur. Ben meseleye, İmam Hatipliymiş ya da değilmiş çerçevesinden bakmam. Benim için önemli olan, hukuktur. Hukuk karşısında da her vatandaşımız eşittir.”
“DAHA FAZLA DİYALOG, DAHA FAZLA ANLAYIŞ”
Türkiye'nin zor bir dönemden geçtiğini ve bu zor dönemde karşılıklı anlayış ve diyalog ortamının geliştirilmesinde fayda olduğunu ifade eden Gerçeker; “Yargıtay Başkanı olarak, yargıyı siyasallaştırma çabalarına karşı çıkmak görevimdir. Ben, sivri ifadeleri olan, oturup konuşulması güç bir insan değilim. Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül, davet ettiler. Gittik görüşlerimizi arz ettik. O görüşmeden duydukları memnuniyeti kendileri ifade ettiler. Ben de memnun oldum. Karşılıklı anlayış ve diyalog havasına hizmet edecek her türlü girişimi saygı ve memnuniyetle karşılarız.”
“İÇERİDE BİRLİK OLURSAK DIŞA KARŞI DAHA GÜÇLÜ OLURUZ”
Yargıtay Başkanı Gerçeker, son zamanlarda Türkiye'yi sözde Ermeni soykırımı ile suçlayan kararlarda artış olduğunu hatırlatmamız üzerine; “Türkiye, her tarafı dostlarla çevrili bir ülke değil. Önemli olan içimizdeki birlik ve beraberliği sağlamaktır. Elbette bazı konularda farklı düşünebiliriz. Ama milli meselelerde ittifak halinde olmamız, dışarıya karşı daha da güçlü olmamızı sağlayacaktır” diye konuştu.
“TARAFGİR DEĞİLİM”
Kendisinin “tarafgirlikle” suçlandığına, özellikle HSYK'nın “Savcıya el çektirme” kararından sonra, HSYK'ya verdiği tam destekten dolayı çokta eleştirildiğine dikkat çekmemiz üzerine; “Ben yargı bağımsızlığı konusunda tarafım. Yargının bağımsız ve tarafsız olması gerektiğini de çok iyi biliyorum. Ben, 250 üyenin katıldığı seçimle gelmişim. Bir görevim var. Yargı bağımsızlığına sahip çıkmak gibi bir görevim var. Bunu yerine getirmekte asla tereddüt etmem. Yargıya sahip çıkmakta asla tereddüt etmem” diyen Gerçeker sözlerini bitirirken; “Kutuplaşmaktan, kutuplaştırmaktan ısrarla kaçınmamız gerekiyor. Eleştiri var, hakaret yok. Kimsenin dünya görüşü, mezhebi bizi ilgilendirmiyor. Önemli olan hukuktur. Birlik ve beraberliğe her zamankinden fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemdeyiz” mesajını tekrarladı.
vakit