Vakıflar asırlarca insanlığa hizmet etmişVakıfların asırlarca insanlığa hizmet ettiğini belirten Değişgeç, İslamın yardımlaşma ve dayanışma ile emir ve yasaklarından doğan vakıf, asırlarca insanlığa hizmet etmiş dini, hukuki ve sosyal bir müessesedir. Görüldüğü üzere ihtiyaç sahiplerine yardım etme düşüncesinin ürünü ve müessesenin kaynağı Kuran ve sünnettir dedi.![]() Bingöl Buhara Eğitim Kültür ve Sanat Vakfı, ‘Vakıflar Haftası' dolayısıyla program düzenledi. Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu'nda düzenlenen programın açılış konuşmasını yapan Bingöl Buhara Eğitim Kültür ve Sanat Vakfı Başkanı Cengiz Değişgeç, Vakıflar Haftası'nın bu yıl “Vakıf ve Sivil Toplum” temasıyla işlendiğini söyledi. İslam'ın yardımlaşma ve dayanışma ile emir ve yasaklarından doğan vakıfların, asırlarca insanlığa hizmet etmiş dini, hukuki ve sosyal bir müessese olduğunu ifade eden Değişgeç, ihtiyaç sahiplerine yardım etme düşüncesinin ürünü ve müessese kaynağının Kur'an ve sünnet olduğunu vurguladı. Vakıfların da sadaka-i cariye kabilinde değerlendirilmesi gerektiğini kaydeden Değişgeç, “Bu nedenledir ki bu hayırlı hizmet genel kabul görmüş ve insanlar adeta bir birleriyle yarışmışlardır. Anadolu'nun Müslümanlaşmasında vakıfların etkisi büyüktür. Anadolu Selçuklu zamanında Konya'da kurulan Altun-Aba Vakfı buna örnektir” dedi. Günümüzde belediyelerin görevleri arasında bulunan birçok hizmetin geçmiş dönemlerde vakıflarca gerçekleştirildiğini söyleyen Değişgeç, şunları söyledi: “Bunların başında su ihtiyacının karşılanması gelmektedir. Bunun için su bentleri, su kuyuları, çeşme ve sebiller yaptırılmıştır. Yine sokakların aydınlatılması, temizlenmesi ve şehirlerin güzelleştirilmesini gaye edinen vakıflar bulunduğu gibi yol, köprü, konak yerleri tesisi için de vakıflar kurulmuştur. Yardımlaşma ve dayanışma bağlamında vakıfları da kapsayan sivil toplum kuruluşlarının toplumun değişim, gelişim ve yönetimindeki önemi gün geçtikçe artmaktadır. Küçülen dünyamızda gün geçtikçe büyüyen sivil toplum kuruluşları kaynaşma, dayanışma, sivil inisiyatif ve toplumun değişim, dönüşüm taleplerine çözüm olmak konusunda önemli bir yerde durmaktadır.” SEKİN: “VAKIF KÜLTÜRÜNÜN İZLERİ HALA GÖRÜNMEKTEDİR” Programa konuşmacı olarak katılan Avukat Savaş Sekin ise, vakıfların tarihi geçmişi, ve kurumsal yönü hakkında etraflıca bilgi verdi. Yerel anlamda günümüz yaşamına bakıldığında vakıf kültürünün izlerinin hala görüldüğünü ifade eden Sekin, “Hepimiz aşağı yukarı buralarda doğduk, buralarda yaşadık. Kendi köylerimize baktığımızda birçok meyve ağacın vakıf olarak isimlendirildiğini, ekenin belli dahi olmadığını, ancak herkesin o ağaçların meyvesinden istifade ettiğini ve ortaklaşa sahiplendiğini görmüşüzdür” dedi. Vakıfların sosyal dokuya etkisi hakkında bilgi aktaran Sekin, şunları söyledi: “Vakıflar toplumun sosyal dokusuna da önemli maddi ve manevi katkıları mevcuttur. Vakıflar aynı zamanda, servetin zengin kesimlerden toplumun daha fakir kesimlerine doğru akışını önemli ölçüde gerçekleştirerek sosyal dengelerin kurulmasında ve sosyal bütünleşmenin sağlanmasında, içtimaî barışın sürekliliğinde, sınıf çatışmalarının önlenmesinde etkilidir. Kamunun hizmet taleplerinin tespit edilerek yerinde karşılanmasında, siyasî ve ekonomik istikrarın sağlanmasında da merkezî yönetimlerin en büyük yardımcılarıdır. Verme ve paylaşma duygusunu ön plana çıkararak toplumda manevi birliğin tesisine katkı sunar. Toplumu hizmet bekleyen değil, hizmet üreten bir kimliğe büründürerek çalışkan, gayretli ve üretken bir yapıya büründürür. Bunlarla birlikte daha birçok faydayı saymak mümkündür.” Sivil toplum kuruluşlarının vakıflara bakan yönüne de değinen Sekin, “Sivil toplum kuruluşları günümüzde 4 ana başlık altında toplanmaktadır, bunlar dernekler, vakıflar, sendikalar ve meslek kuruluşlarıdır. Bu kategorizeye göre vakıflar da sivil toplum kuruluşlarının bir kolu olarak değerlendirilmiştir. Vakıflar dışındaki sivil toplum kuruluşları olan dernekler, sendikalar ve meslek kuruluşları, belirli bir alana özgü olarak dayanışma, yardımlaşma ve hizmet anlayışına dayandıkları için bu yönü ile vakıflarla benzerlik gösterirler. Özellikle dernekler daha çok gönüllülük esasına dayandıkları ve amaçları ile faaliyet alanları oldukça çeşitlilik arz ettiği için vakıf kurumuna biraz daha yakındırlar. Hatta bu özellikleri ile vakıflar marifeti ile icra edilmeyen birçok hizmeti icra edebilme kabiliyetine sahiptirler. Örneğin sosyal yaşamda eksik olan ve ihtiyaç duyulan bir takım hizmetlerin icrasına yönelik hususi olarak dernek kurmak mümkündür. Sendikalar ve meslek kuruluşları da, kendi tabiyetinde olan bireylere yönelik özel imkânlar, yardımlar sunarak, bir dayanışma örneği göstererek nispeten vakfın amacının bir yönüne hitap etmiş oluyorlar” ifadelerini kullandı.
YORUM YAZIN ![]()
|
|