Prof. Dr. Naci Görür, Çanakkale'de meydana gelen 4,9 büyüklüğündeki depremin ardından bir kez daha gündeme gelen aktif fay hatları ve deprem beklenen bölgeler hakkında açıklamalarda bulundu.
Görür, Tunceli, Bingöl ve Erzincan için deprem uyarısında bulunarak, "Korkudan midemizi ağzımıza getiriyor derler ya o durumda" dedi.
TELE1 canlı yayınına katılan Görür, “Hocam Marmara'yı konuştuk başka nerede deprem bekliyorsunuz?' diyorlar. Şimdi parmağımı kapatıyorum Tunceli diyorum” dedi.
“Canlı fayın üzerinde yaşayan 2 kent”
"Tunceli'ye dikkat diye feryat ettim, bağırdım" diyen Görür, "Sağ olsun Tunceli Valisi, anladığım kadarıyla sesimizi duymuş; şu anda ciddi bir faaliyet gösteriyorlar. Bizim yer bilimciler olarak öngörülerimiz var. Şimdi birincisi Erzincan hem de Bingöl Kuzey Anadolu Fayı'nın üzerinde. Yani canlı fayın üzerinde yaşayan 2 kent" ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Görür, şöyle devam etti: "Erzincan'da deprem 1939 ve 1990 yıllarında var. Erzincan- Bingöl arasındaki o fayın adına Yedisu Fayı deniyor. O fayda en son deprem 1794, 7.2 büyüklüğünde deprem olmuş. Bunun üzerine 250 sene koyarsam bugünlere yaklaşıyor. Dolasıyla periyodu da dolmuş. Bu demektir ki deprem oluşturdu, oluşturacak durumda. Bir de 6 Şubat gibi muazzam depremler oluştu. O depremlerin de buraya enerji transfer etmiş olması mümkün. Korkudan midemizi ağzımıza getiriyor derler ya o durumda. Şimdi bakıyoruz; zaten fayın periyodu dolmuş, enerji yüklenmiş, 6 Şubat depremleri buraya enerji transfer etmiş olabilir. İlk bekleyeceğimiz deprem burada olmalı. Erzincan'ı ve özellikle Bingöl-Karlıova'yı çok riskli durumda düşünüyoruz. Bu bölümün hemen altında da Tunceli var. Fayın üzerinde Pülümür var. Yani bu 7'nin üzerindeki fayla burun buruna. Doğu Anadolu Fayı da bu Karlıova'yla Göynük arasında dolu. Tunceli bir kıskaç altında; Bingöl gibi. O nedenle bu kentlere özel ihtimam göstermek lazım."
Bingöl'de ‘korkmuyoruz' havası var!
Yer bilimcilerin uyarılarına rağmen Bingöl'de elle tutulur bir hazırlığın olmaması da manidar! AFAD Müdürlüğü karşısında konteyner konulacak alanın belirlenmesi dışında bilinen pek bir hazırlığın olmadığı şehirde kamuoyu da bu alanda yeterli bilince sahip gözükmüyor.
Kamusal bakımdan yeterli tedbirlerin alınmaması ve toplumdaki korkunun tedbir hazırlığına dönüştürülmemesi “Korkmuyoruz” olarak okunurken, deprem sonrası oluşacak acı tablonun “Allah'ın takdiri” denerek bastırılmasının teselliden öteye geçmeyeceği de vurgulanıyor.