ÜretemiyoruzBingöldeki ilk kez düzenlenen arıcılık çalıştayı, Bingöl balının kalitesi ve üretim eksikliğini gözler önüne serdi. Çalıştayda konuşan katılımcılar, Bingöl balının kalitesini düşürmeden, üretimin arttırılması gerektiğini söyledi.![]() Bingöl Üniversitesi'nde düzenlenen ‘1. Bingöl Arıcılık Çalıştayı'na, Bingöl Valisi Yavuz Selim Köşger, Kalkınma Bakanı Yardımcısı Yusuf Coşkun, Belediye Başkanı Yücel Barakazi, Bingöl Üniversitesi Rektörü İbrahim Çapak, Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Arıcılar Birliği Başkanı Bahri Yılmaz, Orman Genel Müdürlüğü Odun Dışı Ürün ve Hizmetler Daire Başkanı Emin Şimdi, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Hayvancılık Genel Müdür Yardımcısı Dr. İbrahim Özden ve kurum amirleri ile SKT temsilcileri katıldı. TANITIM VURGUSU Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Bingöl Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mehmet Can Üzer, Bingöl balını ‘Bin Şifa' adıyla markalaştırdıklarını belirterek, tanıtım vurgusu yaptı. Üzer, “950 üyemiz ve 122 Bin 600 kolini ile hizmet veriyoruz. 2015 yılında 588 üyemiz, tarımsal desteklerden yararlanmıştır. Birlik olarak arıcılarımıza daha kaliteli hizmet sunabilmek amacıyla iki mühendis, iki arıcılık teknikeri, iki organik tarım teknikeri, iki veteriner teknikeri olmak üzere toplam 9 tarım danışmanıyla üyelerimize hizmet veriyoruz. Birlik olarak Bingöl balının daha fazla önem kazanması ve hak ettiği yere gelmesi için balımızı ‘Bin Şifa' adıyla markalaştırmış bulunuyoruz. Bunun tanıtımını yapmak ve Bingöl balının piyasa değerini artırmak için birinci arıcılık çalıştayını düzenlemiş bulunmaktayız” dedi. YILDIRIM: “1 MİLYON DESTEK VERDİK” Programda konuşan Bingöl İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Mehmet Yıldırım, 2015 yılında Bingöl'deki arı üreticilerine 1 Milyon 226 bin TL destek verildiğini söyledi. Yıldırım, “Ülkemizde, bölgeler açısından baktığımızda Doğu Anadolu bölgesi dördüncü sırada yer almaktadır. Bingöl ilimiz Türkiye'de üretim yapılan iller arasında 11. Sırada yer almaktadır. Bingöl özelinde ise 2012'den 2015 yılına kadar sürekli bal üretimi ve kolini sayısı sürekli artmaktadır. 2015 yılındaki kolini sayımız 122 Bin 611, bal üretimimiz ise Bin 593 tondur. 2015 yılında bakanlığımız tarafından arıcılarımıza 1 Milyon 226 bin TL destek sağlanmıştır” diye konuştu. YILMAZ: “BİNGÖL MUHTEŞEM BİR ARICILIK YERİ” Bingöl'ün muhteşem bir arıcılık yeri olduğunu belirten Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Arıcılar Birliği Başkanı Bahri Yılmaz, Bingöl'ün Solhan İlçesi'nde arıcılığa başladığını söyledi. Yılmaz, “81 ilimizle dünyanın en örgütlü arıcılar birliğiyiz. Dünyanın hem bal üretiminde hem de kovancılık açısından ikinci büyük ülkesiyiz. Arı yoksa insan yaşamı 4 yılda bitiyor. Bu bilimsel bir gerçektir. Onun için ister bal yiyelim ister yemeyelim, ister arıları sevelim ister sevmeyelim, ister arıcıları sevelim ister sevmeyelim, arılara ve arıcılara sahip çıkmak bir vatani görevdir” dedi. ŞİMDİ: “BAL ORMANI KURMAYI DÜŞÜNÜYORUZ” Bingöl'de de Murat Nehri Havzası Projesi kapsamında bal ormanı kurmayı düşündüklerini belirten Orman Genel Müdürlüğü Odun Dışı Ürün ve Hizmetler Daire Başkanı Emin Şimdi ise, “Her yıl dünyada başta orman yangınları olmak üzere yaklaşık 13 milyon hektarlık alan yok olmaktadır. Dünyanın birçok ülkesinde orman varlığı bu ve benzeri nedenlerle azalırken, ülkemiz orman varlığını arttıran ender ülkelerden biridir. Yılda yaklaşık 500 milyon fidanı toprakla buluşturuyoruz. Arıcılığın geliştirilmesi için bal ormanları kurulması projesi kapsamında Türkiye'nin muhtelif yerlerinde 250 bal ormanı kurduk. Bingöl'de de Murat Nehri Havzası Projesi kapsamında bal ormanı kurmayı düşünüyoruz, inşallah kuracağız” diye konuştu. ÖZDEN: “BİNGÖL ÇOK ÖNEMLİ BİR İLİMİZ” Bingöl'ün bal üretimi, arıcılık açısından çok önemli bir il olduğunu vurgulayan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Hayvancılık Genel Müdür Yardımcısı Dr. İbrahim Özden ise, “Biz ürettiğimiz balı dünya ticaretine sunamıyoruz, bu çok önemli bir eksiklik. Bunu yapmalıyız, niye yapamıyoruz onu da düşünmemiz lazım. Çok net söylüyorum, yapamamamızın sebebi balı düzgün üretmiyoruz. Gönderdiğimiz balın analizi yapıldığında geri dönüp geliyor, bu bizi çok üzüyor. İşte bu çalıştaylar bizlere bir şeyleri öğretmeli, bir şeylerin farkında olduğumu öğretmeli. Arıcılık sadece bal üretimi olarak görülmemeli. Balın yanında, poleni, propolisi, arı zehiri, apiterapi çok önemli. Bizim bunlarda hiç başarımız yok. Propolis, arı sütü binbir derde şifa. Bunları bilip üretmemiz lazım” ifadelerini kullandı. ÇAPAK: “BİNGÖL'DEKİ BİTKİLER ÇOK ÖNEMLİ” Çalıştaya ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyduğunu ifade eden Bingöl Üniversitesi Rektörü İbrahim Çapak ise, şunları söyledi: “Evliye Çelebi Seyahatnamesinde Bingöl dağlarından bahseder ve başka yörede yetişmeyen binlerce bitkinin burada var olduğundan söz eder. Buradaki bitkiler, hem bal için hem eczacılık için hem de alternatif tıp için son derece önemlidir. Bingöl balı, hem Türkiye'de hem de Türkiye dışında önem arz etmekle beraber henüz yeterince yerini bulmuş değildir. Bingöl dağlarında var olan bitkiler üzerinde daha ayrıntılı çalışmalar yapılabilir, hem bal için hem de alternatif tıp için yeni açılımlara yol açabilir. Bingöl Üniversitesi bundan sonra her türlü akademik çalıştaylara ev sahipliği yapacak ve bu tür çalışmaların Bingöl Üniversitesi'nde gerçekleştirilmesinden de memnun olacaktır.” COŞKUN: “BALCILIKLA, BACASIZ FABRİKAYI HER KÖYE KURABİLİRİZ” Bingöl'de karşılaştıkları en büyük sorunlar başında işsizliğin geldiğini ifade eden Kalkınma Bakanı Yardımcısı Yusuf Coşkun, “Bizim siyasetçiler olarak karşılaştığımız en temel meselelerden birisi de Bingöl'deki işsizliğe nasıl çare bulabilirizdir. İnsanlara soruyoruz, diyorlar ki siz hükümetsiniz Bingöl'e fabrikalar kurun. Tabi vatandaş haklı olarak söyler, buna itirazımız yok. Bingöl'ün her noktasına belki fabrika kuramayabiliriz ama balcılıkla, bacasız fabrikayı her köye kurabiliriz. İşte bu çalıştaylarla Bingöl'ün coğrafyasında var olan bu serveti dışarıya taşımamız lazım. Bunu bal üreticilerimizle, birliğimizle, bilim adamlarımızla ve bakanlık yetkilerimizle, hükümet desteklerimizle yapabiliriz. Bingöl'de balcılık bugün geldiği noktada istediğimiz seviyede olmasa bile 10 yıl 20 yıl öncesine göre çok iyi derece. ‘Bin Şifa' markası çok önemli, bunu markalaştırmamız lazım. Biz bugün Amerika'da dahi tüketilen balın Bingöl balı olduğunu anlatamadıysak o bizim eksikliğimizdir. Gün gelecek, biz bunu sağlayacağız, bizler üzerimize düşeni yapacağız ama üreticilerimiz de arı gibi çalışacak. Bingöl'ün geleceğinde her evden bir balcı istiyoruz. Bingöl'ün neyi meşhur dediklerinde Bingöl'ün suyu, havası, balı meşhur diyoruz. Bingöl'ün suyunu, havasını Amerika'ya götüremeyiz ama Bingöl'ün balını dünyanın dört bir tarafına götürebiliriz veya gönderebiliriz. Dolasıyla el ele vererek, çok çalışarak bal gibi de bu işi başaracağız ve Bingöl balını hak ettiği yere getireceğiz” dedi. KÖŞGER: “BİNGÖL'ÜN TEKRAR HAYVANCILIĞA DÖNMESİ GEREKİYOR” Programda konuşan Vali Köşger ise Bingöl'ün hayvancılık potansiyeline dikkat çekti. Bingöl arazilerinin yüzde 40'ının mera-çayır, yüzde 7'sinin tarıma müsait, yüzde 30'unun orman ve ağaçlık bölgede oluştuğunu ifade eden Köşger, “Bingöl kadimden beri küçükbaş hayvancılık üretimi yapılan bir şehrimiz. Bingöl'de kayda değer bir tarım yapılamayacağını, yapılan tarımın Türkiye ölçeğinde, dünya ölçeğinde çok önemli husus olmadığını, Bingöl'ün tekrar geleneksel üretim modeli olan hayvancılığa dönmesi gerektiğini değerlendiriyoruz. Stratejik hedeflerimizde, Bingöl'ün bölgenin termal turizm merkezi ve bununla entegre olmuş bir şekilde hayvan ürünleri alanında geliştirmek var. Bu bağlamda arıcılık sektörü de geliştirilmesi gereken bir husustur. Bingöl'de arıcılığın önemi var, Bingöl balının ehemmiyeti var Bingöl balının kalitesini, niteliğini herkes biliyor ancak üretim yeterli değil. Bingöl'deki bal üretimi, Türkiye ortalamasının altında, kolini başına 12 kilo bal üretiliyor. Bingöl balının kalitesini düşürmeden, üretimi arttırmamız gerekiyor. Bu elimizdeki mevcut potansiyeli iyi kullanamadığımızı gösteriyor. Hükümetimiz arıcılık sektörüne 9 milyon TL destek sağlamış, bizde valilik olarak Kafkas ana ırkını bu sene arıcılarımıza dağıtacağız. İnşallah önümüzdeki dönemde Bingöl arıcılığı çok daha iyi bir noktaya gelecek. Balımızı, Bingöl adını daha çok ön plana çıkaracak bir isimle markalaştıracağız” diye konuştu. Program, Hacettepe Üniversitesi Doç. Dr. Aslı Özkök, Sütçü İmam Üniversitesi Doç. Dr. Halil Yeninar, Bingöl Üniversitesi Doç. Dr. Ömer Kılıç ve Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yard. Doç. Dr. Cengiz Erkan'ın arıcılık sektörüne ilişkin sunumlarıyla son buldu. YORUM YAZIN ![]()
|
|