Bakan Yılmaz Polonya'nın Sopot kentinde düzenlenen ''Yeni Fikirler için Avrupa Forumu'' adlı toplantının ''Küreselleşmiş dünyada Türkiye ve Avrupa Birliği tarafından paylaşılan zorluklar'' konulu oturumuna katılarak bir konuşma yaptı.
Son yıllarda Türkiye'de AB üyeliğine olan cazibenin azaldığını belirten Yılmaz: “Şu anda Türkiye önüne koyduğu hedefleri gerçekleştirme yolunda adımlarını atıyor. AB için kriterler belli. Ama Türkiye olarak alınan kararların siyasi olduğunu biliyoruz. Şu anda siyasi kararların hiçbir gerekçesi yok. Bu durum Türkiye'deki AB cazibesini düşürüyor. Türk halkı AB'ye baktığında parlak gelecek görmüyor'' dedi.
Bu durumun ancak AB'nin Türkiye'ye doğru adımlar atmasıyla değişebileceğini vurgulayan Yılmaz AB'ye giriş sürecinin objektif kriterlerle ele alınması gerektiğini kaydetti.
Bugünkü toplantıda AB'nin geleceğinin tartışıldığına işaret eden Kalkınma Bakanı Yılmaz, Avrupa'nın çok güçlü bir kıta olduğunu ancak kendi kimlik ve diğer bazı konularda diretmesi durumunda genişleyemeyeceğini ve bunun Avrupa içinde faydalı olmayacağını vurguladı.
Avrupa ekonomisinin durgun olmasına karşın kendisine hala engeller çıkardığını ifade eden Yılmaz Türk işadamlarına yapılan vize zorluğunu örnek gösterdi.
Vizenin bir ayrımcılık olduğunu vurgulayan Cevdet Yılmaz: “Vize gerekçeli değil. Bu ayrımcılık. Psikolojik bir engel. Vizenin kaldırılması çok olumlu bir adım olacaktır'' diye konuştu.
“Türkiye'ye daha fazla engel çıkarılmasın”
ABD Uluslarası Strateji Araştırmalar Merkezi adına oturuma katılan Polonya kökenli ABD'li siyaset bilimci Zbigniew Brzezinski de Türkiye'nin batıya olan hevesini desteklediğini söyledi.
Brzezinski, Türkiye'nin jeostratejik anlamda önemine dikkati çekerek, Türkiye'nin farklı ihtilafların ortasında bulunduğunu ancak ABD'nin bu ülkeye önem verdiğini ifade etti.
Türkiye'nin 100 yıldır toplumsal bir dönüşüm içinde olduğunu ve Türkiye'deki değişimi Japonya'daki değişime benzeten Brzezinski, Japonya'da olduğu gibi Türkiye'nin kendi kimliğinden kopmadan modernleştiğini belirtti. ABD ve AB'nin Türkiye'ye ne kadar yakınlaşırsa o kadar kendileri içinde faydalı olacağını kaydeden Brzezinski, Türkiye'nin de AB yapılanmasına katılmasının dünya çapında önemli bir olay olacağına vurguladı. Brzezinski, Türkiye'nin AB ile olan müzakere sürecinde sabırlı olunmasını ancak Türkiye'ye daha fazla engel çıkarılmaması gerektiğini belirtti.
Son yıllarda dillendirilen ''Türkiye'nin AB'ye ihtiyacı yok'' sözünden rahatsızlık duyduğunu dile getiren Brzezinski, ABD'li siyaset bilimci bunun bir müzakere taktiği olamayacağını ve yanlış bir yaklaşım olacağını kaydetti. Brzezinski Avrupalıların da kendileri dünyanın göz bebeği olarak görmelerinin de yanlış olduğunu sözlerine ekledi.
''50 yıldır söz verilen bir ülkeye hala vize sorunu yaşatılıyor''
Oturum başlamadan önce kürsüde bir konuşma yapan AB'nin genişlemeden sorumlu eski komiseri Günter Verheugen ise Türkiye'ye AB üyeliği için 50 yıl önce söz verildiğini belirterek bu nedenle Türkiye'nin sabırsızlıkla suçlanamayacağını ifade etti.
2005 yılından sonra Türkiye'de AB sürecinin hızını kaybettiğini ileri süren Verheugen, bu sürecin yeniden canlandırılması gerektiğini vurguladı.
Verheugen, Zbigniew Brzezinski'ye de hak vererek AB'nin Türkiye'ye kesinlikle ihtiyacı olduğunu belirtti.
Verheugen, AB'nin birçok görevi bulunduğunu ve hepsini kendisinin çözmesinin mümkün olmadığını ifade ederek, ''Bu bir nevi sınavdır. Türkiye'nin katılımı olmadan AB rolünü tam oynayamaz'' dedi.
Türkiye'nin Müslüman bir ülkenin demokrat olacağını gösteren en önemli örnek olduğunu belirten Verheugen, Türkiye'nin AB'ye yük olacağı düşüncesine karşı çıkarak, ''Yük de ne demek? Aksine ben her iki taraf için de üyeliğin faydalı olacağına inanıyorum'' diye konuştu.
Türkiye'nin AB sürecinin tekrar canlandırılması için iki tane önemli unsurun bulunduğunu ve bunların birincisinin vizelerin kaldırılması ikincisinin de Kıbrıs meselesinin AB'de ayrı olarak masaya yatırılması olduğunu vurgulayan Verheugen 2004 yılından bu yana bu meselelerle meşgul olduklarını AB'nn artık Türkiye'ye üyelik garantisi vermesi gerektiğini ifade etti.
Verheugen, vize sorununu tekrarlayarak, ''50 yıldır söz verilen bir ülkeye hala vize sorunu yaşatılıyor. Ülkeleri yönetenler sanki hükümetler değil güvenlik birimleri. Vizelerdeki katı şartların güvenlik ile ilgisi yok'' dedi.
Avrupa İşverenler Birliği (Business Europe) Başkanı Jürgen Thumann da, Avrupa'nın Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu yineleyerek Türkiye'nin inanç ve ekonomi konusunda önemli köprü vazifesi göreceğini ifade etti.
Polonya Dışişleri Bakan Yardımcısı Beata Stelmach ise Polonya'nın Türkiye'nin AB üyeliğini desteklediğini belirterek, Polonya'nın genç bir AB üyesi olarak Türkiye'yi anladığını ifade etti.
Intel Türkiye Orta Doğu ve Afrika Bölge Direktörü Ayşegül İldeniz ise Türkiye'deki kadınların ve iş dünyasının gelişiminden örnekler verdi. İldeniz, Türkiye'nin Avrupalı olduğunu vurguladı.