Türkiye obezleşiyor21. Yüzyılda dünyanın en büyük sağlık sorunlarından biri olan obezite, Türkiye'de yaygınlaşıyor. Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Turan Buzgan'dan yapılan açıklamaya göre; 26499 kişi üzerinde yapılan çalışma sonuçlarına göre; bayanların kilo ortalaması 72, erkeklerin ise 80 olarak belirlendi.Son 7 yıldır uygulanan Sağlıkta Dönüşüm Programı ile koruyucu sağlık hizmetlerine daha fazla önem verildiği ve bu alanda önemli bir başarı sağlandığını belirten Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Turan Buzgan, “Artık bulaşıcı hastalıklar, ülkemiz için önemli bir sağlık sorunu olmaktan çıkarılmış durumdadır. Sıtma, kızamık gibi birçok bulaşıcı hastalıkta eliminasyon aşamasına gelmiş durumdayız. Ayrıca anne ve çocuk ölümlerinde de kayda değer azalmalar sağlanmıştır.” dedi. Yapılan açıklamada, artık gelişmiş ülkelerde olduğu gibi bizim de önceliğimizi, diyabet, hipertansiyon, obezite, kalp damar hastalıkları (myokard enfarktüsü, inmeler vb.), kronik solunum yolu hastalıkları gibi kronik hastalıklar ve kanserler oluşturduğu belirtilirken; hastalık yükü, ölüm ve sakatlığa yol açma oranları, yapılan sağlık harcamaları gibi birçok önemli faktör bu alanın önemi ve büyüklüğünü gösterdiği belirtildi. Açıklamadan; sigara kullanımı, hareketsiz hayat biçimi ve kilo artışı kronik hastalıklar için en önemli risk faktörleri olduğuna vurgu yapıldı. Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Turan Buzgan'dan yapılan yazılı açıklamada; Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan ve yapılacak olanlar çalışmalar şöyle sıralandı: · Özellikle hekim başta olmak üzere bir yandan sağlık personeli eksikliğini gidermeye yönelik olarak sonuçları uzun vadeye yayılan çalışmalarda bulunulurken öte yandan mevcut sağlık insan gücü kaynağının verimli bir şekilde kullanılması ve yurt sathına dengeli dağılımı için gerekli düzenlemeler yapıldı. · Sağlık hizmetlerine erişimin önündeki engeller büyük ölçüde kaldırıldı. · Sağlık sigortasının kapsayıcılığı arttırıldı. Yeşil kartlıların ayaktan tetkik ve tedavileri de sigorta kapsamına alındı. · Acil sağlık hizmetleri ücretsiz hale getirildi, 112 acil sağlık hizmetleri geliştirildi ve hava ambulans ağıyla desteklendi. · Sağlık kurumlarının teşhis, müdahale, yoğun bakım imkânları arttırıldı. · Hipotroidi, fenilketonüri gibi yenidoğan taramaları yapılmaya başlandı ve yaygınlaştırıldı. · Aile hekimliği uygulaması ile hekimlerin bu alanda daha etkin rol almaları sağlandı. · Toplumu kronik hastalıklardan korumak için önemli ve çoğunlukla ortak risk faktörlerini azaltmaya yönelik çalışmalardan başlayarak ulusal kontrol programları hazırlanmaya başlandı. Uzmanlık Dernekleri başta olmak üzere ilgili paydaşlarla yapılan çalışmalar sonucunda oldukça önemli ürünler ortaya çıktı. · Önemli bir risk faktörü olan tütün kullanımını azaltmaya yönelik uluslar arası sözleşmelere imza atıldı, kanun değişikliği yapıldı, kontrol programı Başbakanlık Genelgesi ekinde yayımlandı. Uygulamalar bilindiği üzere başarılı bir şekilde devam ediyor. · Yine bu hastalık grubu için en önemli risk faktörü olan obeziteyle mücadele çalışmaları kapsamında 2006 yılında, Dünya Sağlık Örgütü'nün obeziteye karşı harekete geçme toplantısına ülkemiz ev sahipliği yaptı. “Avrupa Obezite ile Mücadele Belgesi” İstanbul'da imzalandı. · İlgili meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve kamu kurum ve kuruluşları ile birlikte çalışarak hazırladığımız “Türkiye Beslenme ve Sağlıklı Hayat Programı” 29 Eylül 2010 Tarihli Başbakanlık Genelgesi ekinde yayımlandı. · Türkiye Kronik Hava Yolları Hastalıklarını Önleme ve Kontrol programı ilgili paydaşlarla birlikte hazırlandı ve eylem planı devreye sokuldu. · Kalp ve damar hastalıkları ile ilgili olarak “Türkiye Kalp ve Damar Hastalıklarını Önleme ve Kontrol Programı” ilgili paydaşlarla oluşturuldu ve yayımlandı. · Bakanlığımız bu yeni duruma uygun yapılanmaya gitti: Tütün ve bağımlılık yapıcı maddelerle mücadele, Beslenme ve Fiziksel Aktiviteler, Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar ve Kronik durumlar, Sağlığın Teşviki ve Geliştirilmesi isimlerinde 4 ayrı Daire Başkanlığı kuruldu. · Sağlığın geliştirilmesi ve teşvik edilmesi kapsamında Sigara ile mücadele ve el yıkama konularında yaygın medya kampanyaları yürütüldü. 3. ana konunun obezite ile mücadele teması olmasına karar verildi ve hazırlıklara başlandı. · Türkiye'de diyabetin kontrol altına alınmasına yönelik olarak bir stratejik plan ve eylem planı hazırlama çalışmaları da tamamlandı. “Türkiye Ulusal Diyabet Programı Stratejik Planı ve Eylem Planı” isimli bu çalışmanın bu yıl sonunda kamuoyuna açıklanması planlandı. · Ülkemizde şeker hastalığıyla ilgili en kapsamlı çalışma, 1997-1998 tarihli Türkiye Diyabet, Hipertansiyon, Obezite ve Endokrinolojik Hastalıklar Prevalans Çalışması idi. TURDEP-I adıyla bilinen bu çalışmada diyabet prevalansı %7,2 olarak bulunmuştu. Bu çalışma ile ayrıca diyabetik bireylerin üçte birinin diyabet hastası olduğunu bilmediği ve bir o kadarının da prediyabetik (şeker hastalığı adayı) birey olduğu ortaya konmuştu. Açıklamada ayrıca şu bilgilere yer verildi, “Bakanlığımızın destek verdiği çalışma Prof. Dr. İlhan SATMAN yönetiminde 2010 yılında TURDEP 2 (Türkiye Diyabet, Hipertansiyon, Obezite ve Endokrinolojik Hastalıklar Prevalans Çalışması) adıyla tekrarlandı. 18 ocak 2010 -16 haziran 2010 tarihleri arasında yapılan çalışma 5 coğrafi bölgede 15 ildeki 540 merkezde yapıldı. Çalışmaya 20 yaş ve üstü toplam 26499 kişi katıldı ve katılımcıların yaş ortalaması 45 idi. Çalışmaya katılan kişilere; yaşam tarzı anketi uygulandı, antropometrik ölçümler yapıldı ve kan alınarak gerekli tetkikler yapıldı. Bazı sonuçlar: Kadınların boy ortalaması: 159 cm
Kadınların kilo ortalaması: 72 kg
Kadınların beden kitle indeksi: 28.72 Erkeklerin boy ortalaması: 171 cm
Erkeklerin kilo ortalaması: 80 kg
Erkeklerin beden kitle indeksi: 27.16 · Diyabetli kişi oranı % 13. 60 yaş üstü yaşlı grupta her 3 kişiden biri diyabetli durumda. Yeni diyabetikler %45'e çıkmış durumda. Fizik aktivite diyabet riskini azaltmakta.Yaşlılık, obezite ve bel çevresinin kalınlaşması diyabetin ortaya çıkışında ana sebepler konumunda. · Boyda 1 cm uzama, ağırlıkta kadında 8 kg, erkekte 6 kg artış olmuş, · Santral obezite %34'den %52.6'ya çıkmış, · Kilosu normal olanlar %30'un altında, · Toplumun 3'te 1'i obez durumda, · Hipertansiyon oranı ise %31. TURDEP-II çalışmasının ön sonuçları, proje koordinatörü değerli hocamız Prof. Dr. İlhan Satman ve çalışma arkadaşları tarafından geçtiğimiz hafta sonu Bakanlığımız ile paylaşıldı diyen Buzgan, “Geçtiğimiz hafta sonu, Sayın Bakanımızın da katılımıyla 4,5 saat süren bir toplantıda bu artışın sebepleri, sonuçları ve alınacak tedbirler uzun uzun görüşüldü” dedi. Yapılan açıklamada alınan tedbirler ise şöyle sıralandı: · Öncelikle, kamudaki ilgili tüm kuruluşlarla görüşülerek, önümüzdeki 6-8 ay boyunca toplumu bu konuda bilinçlendirmek ve duyarlılık oluşturmak kararı alındı. · Sigara paketlerinde olduğu gibi yüksek kalorili besinlerin ambalajlarında tüketiciyi uyaran mesajlar konulması, · Yemek menülerinde yiyeceklerin yanına kalori bilgilerinin ilave edilmesi zorunluluğu getirilmesi, · Okullardaki beden eğitimi derslerinde egzersiz uygulamalarına ağırlık verilmesi,, · Kitle iletişim araçlarında diyabet ve obeziteye dikkat çeken konuların işlenmesi, · Diyabet ve obezite önleyici olarak pazarlanan istismara açık ürünlerin kontrol altına alınması gibi birçok tedbir planlandı. Bakanlığımızın, Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji-Metabolizma ve Biyokimya klinikleri ve Hacettepe Üniversitesi ile birlikte yürüttüğü Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması'nın saha çalışmasını da bu yılın Temmuz ayında tamamladıklarını belirten Buzgan, şöyle dedi: “49 biyokimyasal parametre üzerinden yaptırdığımız biyokimyasal analizlerin de büyük bir kısmı bitmiş durumda. Türkiye'nin tüm illeri, ilçe ve köylerinden hatta mezralarından seçilmiş toplam 11.000 haneden 14.000 örnek ile yaptığımız bu çalışma ile halkımızın beslenme özellikleri, bu beslenme şekillerinin insan sağlığı üzerine etkileri ayrıntılı olarak ortaya konacaktır. 2011 yılı Nisan ayı içerisinde bu çalışmamızın sonuçlarını kamuoyuna açıklayacağız.” YORUM YAZIN
|
|