Seminere konuşmacı olarak, İnsan Hakları Masası Sekreteri Yasin Seven, Yönetim Kurulu Üyeleri Mücahit Çelik, Saim Bazencir ve İzzet Önalan katıldı. Seminerde, 'Sivil Hakları ve Özgürlükler, Din ve Vicdan Özgürlükleri ile Toplumda Özürlüler' konuları hakkında bilgiler aktarıldı.
Seminerde konuşan kurul üyesi Mücahit Çelik, İslam dinin insan haklarına saygıyı emrettiğini ve dinin insanlara getirdiği hak ve sorumluluklarla ilgili bilgiler vererek, Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'ın hayatından bazı örnekler ve Hadisi şerifler ile öğrencileri bilgilendirdi.
Geçtiğimiz günlerde Bingöl'ü yasa boğan intihar olaylarına da değinen Çelik; hiç kimsenin intihar etmek ve Allah'ın verdiği cana kıyma gibi bir hakkının olmadığını vurguladı.
Seminerde diğer bir konuşmacı olan İzzet Önalan ise özürlülerin sevgi ve şefkate muhtaç olduğunun altını çizdi ve ekledi: “Benim de özürlü olan 12 yaşında bir kızım var. İnsan ana karnında özürlü doğmaz, sonradan özürlü olur. Benim bu kızımın özürlü olmasındaki en büyük etkenin Bingöl Doğum Hastanesinde çalışan ve işinin önemini bilmeyen bir hemşire. Eşimin doğum anı geldiğinde hemşireye haber gönderdiğimiz de daha onun zamanı var diye doğuma gelmedi çocuk doğum sırasında düştü. Siz geleceğin hemşireleri olduğunuz için sizlerin daha dikkatli olmanızı ve insanlara hak ettikleri değeri vermeniz için sizlere bu olayı anlattım” dedi.
Diğer bir konuşmacı olan Saim Bazencir ise konuşmasında ise sivil hakları anlattı.
Bazencir, bazı önemli başlıkları şöyle sıraladı: “Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir akide, milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin işbu Beyannamede ilan olunan tekmil haklar ve hürriyetlerden istifade etme, hakkına sahiptir. Yaşamak, hürriyet ve kişi emniyeti her ferdin hakkıdır. Hiç kimse kölelik veya kulluk altında bulundurulamaz; kölelik ve köle ticareti her türlü şekliyle yasaktır. Hiç kimse işkenceye, zalimane, gayri insani, haysiyet kırıcı cezalara veya muamelelere tabi tutulamaz. Herkes her nerede olursa olsun hukuk kişiliğinin tanınması hakkını haizdir. Kanun önünde herkes eşittir. Her şahsın kendine anayasa veya kanun ile tanınan ana haklara aykırı muamelelere karşı fiilli netice verecek şekilde milli mahkemelere müracaat hakkı vardır. Hiç kimse keyfi olarak tutuklanamaz, alıkonulamaz veya sürülemez. Herkes, haklarının, vecibelerinin veya kendisine karşı cezai mahiyette herhangi bir isnadın tespitinde, tam bir eşitlikle, davasının bağımız ve tarafsız bir mahkeme tarafından adil bir şekilde ve açık olarak görülmesi hakkına sahiptir. Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır.”
BingolOnline/Bingöl Kent Haber