Soba alırken bağlantı ve ayar yerlerinden, ızgara altından ve kapak kenarlarından hava sızıntısı olmadığı garanti edilerek alınması gerektiğini söyleyen Taşkasen, en önemli detayın ayar kanalları kapatıldığında yanma durmalı veya yavaşlaması gerektiği olduğunu söyledi.
Bağlantı ve ek yerleri yüksek sıcaklığa dayanıklı ve zamanla bozulmayan conta ile sızdırmaz bir şekilde olması gerektiğini söyleyen Taşkesen,; “Emisyon belgesi olmayan soba satın alınmamalı ve yanmakta olan sobaya taze kömür ilave edildiğinde kömür kademe kademe ısınarak kor üzerine gelmelidir” dedi.
Zehirlenmelere karşı kömürün sobaya atılması hususuna dikkat çeken Taşkasen; “Kömür direkt olarak kor üzerine gelmemeli ve birim kütle kömürden daha fazla ısı temin etmek için birinci yanma bölümünde oluşan uçucu ve yanıcı maddelerin soba içinde yeterli süre kalması gerekir. İkinci yanma bölümünde ikinci hava ile temas edip tam yanma gerçekleştikten ve ısısını ortama verdikten sonra gazlar sobayı terk etmelidir.
Termostatla veya elle kömür yanma hızı (kg/saat) istenildiği orana ayarlanabilir olmalı ve yanma verimliliğini değiştirmemeli. Birincil hava ayar kapağı kapatıldığında yanma durmalıdır. Her türlü yanma şartlarında sobanın dış yüzey sıcaklığı hiçbir zaman 250 dereceyi geçmemelidir” dedi. Zehirleyen ve hava kirliliğine neden olan kömür sobalarının olumsuz etkilerini anlatan Taşkesen, kış aylarında şehir içi bölgelerde yangınların yüzde 20 sinin yanlış yakılan sobalar ile temizlenmeyen bacalardan ileri geldiğini söyledi.
Sobaların neden olabileceği olumsuz vakalara değinen Taşkesen, “ Kış aylarında özellikle yaşlıların, hamile kadınların ve çocukların günün en az yarısını sobanın kurulu olduğu odada geçirdiğini ve bu yüzden onlarca insanın ve ana rahmindeki bebeklerin sobadan sızan karbon monoksitten dolayı zehirlenebiliyor. Sobada kömürün eksik yanması sonucu oluşan ve sızan renksiz, kokusuz ve çok tehlikeli olan karbon monoksit; solunduğunda kanın oksijen taşıma kabiliyetini düşürdüğünü, baş ağrısına, soluk alıp vermede zorluklara ve hatta ölümlere neden olabiliyor. Bundan dolayı sona alırken ve kullanırken çok dikkatli olmak gerekir”şeklinde konuştu. Sobadan sızan dumanın göz, burun, boğaz ve akciğer tahribatına neden olduğunu belirten Taşkesen, “ Sobadan sızan duman içindeki bazı kimyasalların akciğer kanserine neden olabiliyor. Zehirli gazları sızdıran sobaların; baş ağrısına, baş dönmesine, astıma, göz yaşarmasına, öksürmeye, halsizliğe ve yorgunluğa neden olduğu bilinmektedir. Hatalı sobaların tutuşturulması ve taze kömür ile beslenmesi esnasında kömür içindeki uçucu maddelerin serbest hale geçmesi sonucu, bacadan kurum yağması, hem baca tıkanmasına hem de hava kirliliğine neden olduğu herkes tarafından bilinen bir olaydır. Zehirlenmelere, baş dönmesine, gözlerin ve üst solunum sisteminin tahribatına, havamızın kirlenmesine ve bütçemizin zarar görmesine neden olan, gelişmiş hiçbir ülkede artık kullanılmayan mevcut kömür sobaları çöpe atılmaktadır. Bundan dolayı soba alırken kömür sobalarında dikkat edilmesi gerekir”dedi.