Sırrı bilinmeyen asırlık balıklarBalıkları yiyenin iflah olmadığı, başına binbir türlü bela geldiği kabul ediliyor. Ancak yörede hiç kimse, tıpkı Şanlıurfa Balıklı Göl'deki gibi kutsal sayılan balıkların sırrını bilmiyor.
Bingöl'de ‘balıklı çeşme' diye tabir edilen bölgede nasıl ve nereden geldiği yâda getirildiği bilinmeyen balıkların sırrı çözülemiyor. Yöre halkı, o balıklardan yiyenlerin iflah olmadığını, başına her türlü musibetin geldiğini belirtiyor ve bu inanışın yüzyıllardır devam ettiğini vurguluyor. ‘Balıkların sırrı nedir?' sorusuna verilen tek yanıt ise, “Sırrını bilmiyoruz, geçmişten beri varsayılan inancı taşıyoruz” şeklinde. Balıkların sırrı gibi suyun kaynağı da bilinmiyor İbrahim Peygamber, devrin zalim hükümdarı Nemrut ve halkının taptığı putlarla mücadele etmeye, tek tanrı fikrini savunmaya başlayınca, Nemrut tarafından bugünkü kalenin bulunduğu tepeden ateşe atılır. Bu sırada Allah tarafından ateşe "Ey ateş, İbrahim'e karşı serin ve selamet ol" emri verilir. Bu emir üzerine, ateş suya odunlar da balığa dönüşür. İbrahim bir gül bahçesinin içersine sağ olarak düşer. İbrahim'in düştüğü yer ‘Halil-ür Rahman Gölü'dür. Şanlıurfa'daki ‘Balıklı Göl' için aktarılan bilgiler bu yönde. Ancak benzer bir durum da, Bingöl merkez Sancak Beldesi'nde mevcut. Bingöl Valiliği İl Özel İdaresi tarafından yapılan havuzda korumaya alınan balıklar, belde sakinleri tarafından besleniyor. Belde merkezinde ‘Aşağı Çeşme' diye tabir edilen bölgedeki havuza akan suyun kaynağı da bilinmiyor. Konuya ilişkin görüşleri alınan Sancak Belde Belediye Başkanı Fahrettin Çolban, bu balıkların yüzyıldan fazla bir süredir burada olduğunu, balıkların bulunduğu havuza akan suyun da kaynağının bilinmediğini söylüyor ve ekliyor. “Ermenilerin burada yaşadığı, bu suyu yaklaşık 100–150 metre öteden borularla getirdikleri bilgisi aktarılıyor. Saniyede 100 litre civarında su akıyor. Ancak kaynağın neresi olduğu net olarak bilinmiyor. Havuza gelen su, buradan da bağ-bahçe sulamasında kullanılmak üzere değerlendiriliyor.” “Ne çoğalıyorlar, ne de eksiliyor” Balıkların kim yâda nasıl getirildiği konusunda herhangi bir bilgi bulunmadığını ifade eden Başkan Çolban, yıllardan beri yöre halkında ‘Balıklardan yiyen iflah olmaz, başı dertten kurtulmaz' şeklinde bir inanışın varolduğunu kaydediyor. ‘Burada herhangi bir ziyaret yeri var mı?' sorusuna yöre halkı ‘Var' dese de Başkan Çolban, bölgede herhangi bir türbe veya ziyaret yerinin bulunmadığını söylüyor. Havuzdaki balıkların yıllardır aynı oranda olduğuna dikkat çeken Başkan Çolban, şunları kaydediyor. “Burada ziyaret yok ancak yöre halkının yıllardır taşıdığı bir takım inanışlar var. Bu inanış çerçevesinde yöre halkı balıkların yem ihtiyacını karşılar, kimselerin dokunmasın veya yemesine izin vermezler. Balıkların sayısı da her zaman aynıdır. Ne çoğalırlar, ne de eksilirler.” Çolban, ‘Balıkların bulunduğu havuzun koruma altına alınması için herhangi bir çalışmanız var mı?' sorusuna da ‘Şuanda yok. Ama etrafını tel örgülerle çevirip çocukların balıklara zarar vermesini engellemeyi düşünüyoruz' yanıtını veriyor. YORUM YAZIN
|
|