Sempozyum sona erdiBu yıl ikincisi düzenlenen ve 72 akademisyenin katılımıyla bilgi şölenine dönüşen 2. Bingöl Sempozyumu cumartesi günü yapılan sunumlar ve sonuç bildirgesinin açıklanmasıyla sona erdi.Cumartesi günü devam eden sempozyumun sabah oturumuna katılan Bingöl Valisi İrfan Balkanlıoğlu, AK Parti Bingöl Milletvekili Cevdet Yılmaz ve Belediye Başkanı Hacı Ketenalp, Bingöl hakkında verilen bilgileri can kulağıyla dinlediler. Sempozyumun sonuç bildirgesinde son konuşmacı olarak 1. ve 2. Sempozyumu değerlendiren ve 3. sempozyumda yapılması gerekenler hakkında bir takım tespitlerde bulunan Doç. Dr. Mehmet Barca, “1. ve 2. Bingöl Sempozyumlarında daha çok masa başı işlerle var olan sorunları tespit ettik ve bu sorunlar hakkında çözüm önerileri sunduk. 3. Sempozyum için de saha çalışmalarını başlatıp; daha detaya ineceğiz” dedi. Yaptıkları sunumlarda başta eğitimsizliğin Bingöl'ü her açıdan geride bıraktığı fikrinde birleşen akademisyenler, eğitimsizliğin ekonomide, kalifiye eleman sıkıntısında, sosyoekonomik gelişmişliğin geri kalmasında ve benzeri bütün sorunların temel sebebi olarak gördü. Bingöl Kültür Sarayı'nda düzenlenen ve iki gün süren sempozyumda Bingöl ile ilgili yaptıkları araştırmaları ve Bingöl'ün kalkınması için hazırladıkları sunumları Bingöllülerle paylaşan akademisyenler, Bingöl'ün sorunlarını farklı pencerelerden ele alarak; çözüm önerileri sundu. Sempozyumun ikinci günü devam eden oturumlarda konuşan akademisyenler, daha çok Bingöl'ün tarihi ve Bingöl'de bir dönem yaşam süren Ermeniler hakkında bilgiler verdiler. Bingöl'ün madeni kaynakları, Bingöl'ün ekonomisini etkileyecek değerler ve Bingöl Üniversitesi'nin geleceği gibi sunumlar yaptılar. BİNGÖL'ÜN TARİHİ MİLATTAN ÖNCESİNE KADAR DAYANIYOR Yaptığı sunumda Bingöl tarihinin Milattan öncesine kadar dayandığına vurgu yapan Prof. Dr. Şevket Tektaş, “Bingöl tarihi M.Ö. Asurlulara kadar dayanıyor. Asurlular o dönemlerde Bingöl'ü egemenlikleri altına almışlar. M.S.'ki dönemlerde Medler buralarda hüküm sürmeye başlamış. Büyük İskender de çıktığı bir seferde hastalanıp bir yıl Bingöl'de kaldığı bilgileri var” diye konuştu. GENÇ BİNGÖL'ÜN LİMANI OLABİLİR Bingöl'ün coğrafik yapısına değinen Prof. Dr. Şevket Tektaş, Bingöl'de ulaşımın güç sağlandığını ancak Genç ilçesinin demiryolu ağının merkezinde olduğunu ve bunu iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Tektaş, burada üretilecek ürünlerin, canlı hayvan ticaretinin, ceviz ve bal gibi ürünlerin yurtiçi ve yurt dışına ihraç edebilmek için Genç'in Bingöl Limanı olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Tektaş sempoyum için kendi memleketine davet edildiği için son derece mutlu olduğunu da dile getirerek, Bingöl için her şeyi yapmaya hazır olduğunu söyledi. ERMENİLER BURANIN SAHİBİ DEĞİLDİ Yaptığı sunumda Bingöl'de bir dönem yaşayan Ermenilerin bu bölgenin sahibi olmadığını belirten Doç. Dr. Mahfuz Söylemez, Ermenilere burada yaşayan Bingöllülerin yer verdiğini ve burada oturmalarına izin verdiklerini söyledi. Ayrıca Bingöl'ün geleceği için çok iyi malzemeler elde ettiklerini vurgulayan Söylemez, “Tarihi, kültürel, doğal ve turistik değerlerimiz var. İnşallah 3. Sempozyum'da bunları daha değerli hale getireceğiz. Son derece iyimser olarak buradan ayrılıyoruz. 3. Sempozyumu şimdiden hasretle bekler olduk. Sonraki sempozyumda biraz daha Bingöllü olacağız” diye görüşlerini belirtti. HER BİNGÖLLÜNÜN BİR STRATEJİK PLANI OLMALIDIR Yaptığı sunumda her Bingöllünün stratejik bir planının olması gerektiğini vurgulayan Bingöllü akademisyenimiz Prof. Dr. Nihat Dilsiz, Bingöl'ün bir takım sorunları olduğunu ama inanmaları durumunda bu sorunların ortadan kaldırılabileceğini söyledi. Her Bingöllünün bir misyonu ve vizyonu olması gerektiği fikrini dile getiren Dilsiz, Güneşin Bingöl'deki güzel doğuşunu örnek vererek; Bingöl Üniversitesi'nin Bingöl için bir ışık, bir hedef, bir model olması gerektiğini ifade etti. KİĞI HUMBARASINDA ÜRETİLEN SİLAHLAR DÜNYAYA DAĞITILIYORDU Tarihte Bingöl'ün Kiğı ilçesinde bir silah imal atölyesi var olduğunun geçtiğini dile getiren Arşiv Uzmanı A. Nasır Korkutata, “Vaktinde Kiğı'da üretilen silahlar Anadolu ve çevre ülkelere gönderiliyordu. Burada bir ticari potansiyel vardı. Bu humbaradan şimdi eser bile yok. Ayrıca Kiğı ilçesinde bulunan madenler işletilmiyor. Bu da Bingöl ekonomisine ciddi anlamda katkı sağlayabilir” diye konuştu. Sempozyumda yaptıkları sunumlarda Bingöl'ün geçmişte Ermenilere ait bir yer olduğu söylemlerinin gerçeği yansıtmadığı fikrinde birleşen Doç. Dr. Mahmut Söylemez, Arşiv Uzmanı Dr. Mustafa Hakkı Esfan, Dr. Recep Çelik, Yar. Doç. Dr. Salih Erpolat ve Mısırlı Dr. Tarık Abdulcelil, bölgeye Ermenilerin misafir olarak gelip yerleştiğinin belgelerde kanıtlı olduğunu belirtti. TARİHİ DEĞERLERİMİZ YOK OLUYOR Bingöllü eğitimci Halis Çapak da yaptığı sunumda Bingöl'deki tarihi mekânların yok olmaya mahkûm edildiğini fotoğraflarla yaptığı slaytta anlattı. Özellikle Genç ve Kiğı bölgesinde bulunan tarihi kiliseler, kümbetler, mezarlıklar, hanlar ve hamamların yok olmaya terk edildiğini ifade eden Çapak, yetkililerden bunun önüne geçilmesini istedi. SEMPOZYUMUN SONUÇ BİLDİRGESİ Sempozyumun sonuç bildirgesini akademisyenlerle birlikte sunan Bingöl Üniveristesi Rektör Yardımcısı Gıyasettin Baydaş, sempozyumun Bingöl için çok faydalı geçtiğini düşündüğünü belirtti. Üniversitenin geldiği son durum hakkında da bilgi veren Baydaş, üniversitenin öğrenci almaya başlamasının Bingöl için bir başlangıç olacağını ifade etti. Sempozyumda sunum yapan bütün hocaların birbirinden değerli bilgiler verdiklerini söyleyen Baydaş, bir sonraki sempozyumda yaptıkları sempozyumda gördükleri eksikleri de gidereceklerini belirtti. 3. SEMPOZYUMDA DETAYA İNECEĞİZ İlk iki sempozyumun değerlendirmesini yapan Doç. Dr. Mehmet Barca, 1 ve 2. Sempozyumların masa başı bilgileri ile geçtiğini ifade ederek 3. sempozyumda daha detaya inerek saha çalışmaları yapacaklarını belirtti. Barca, “1 ve 2, sempozyumlarda daha çok masa başı işlerle var olanları tespit ettik. 3. sempozyumda var olan sorunları yerinde görmek için saha çalışması başlatacağız. İlk 2 sempozyumda belirlediğimiz sorunları da bir sonraki sempozyumda gidermiş olacağız. Yapılan her sempozyumdan sonra Bingöl'e daha faydalı olacağız” diye ifade etti. TEMEL UNSURUMUZ BİNGÖL ŞEHRİDİR Sempozyumdaki son değerlendirmeyi yapan Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Doç. Dr. İbrahim Çapak, sempozyumda kendilerini bir araya getiren temel unsurun Bingöl Şehri olduğunu söyledi. Bingöl ile ilgili bugüne kadar yeterli çalışmaların yapılmadığını söyleyen Çapak, sempozyumun özellikle; 1. Bingöl için son derece önemli olan Bingöl Üniversitesi'nin bir an önce akademik ve diğer alanlarda eksiklerinin tamamlanıp, Bingöl'e eğitim, kültürel, tarihi, ekonomik ve benzeri konularda katkı sağlamasına, 2. Bingöl ekonomisinin geliştirilmesi için bir takım çalışmaların yapılmasına özellikle de Bingöl için son derece önem arz eden maden kaynaklarının bir an önce tespit edilmesi ve bunlarla ilgili bazı projelerin yapılıp hayata geçilmesine, 3. Bingöl'ün Eğitim ve Kültürel alanda geliştirilmesi için bir takım projelerin yapılmasına, 4. Bingöl'ün tarihin ortaya konması için önemli olan tarihi mekânlarının tespiti için arkeolojik kazıların yapılması ve mümkünse tarihi eserlerin restore edilmesi için bir takım çalışmaların yapılmasına vesile olmasını dilediğini söyledi. Sempozyuma katılan bütün akademisyenlere tek tek teşekkür ettiğini de dile getiren Çapak, özellikle Bingöl Belediyesi ve Bingöl Valiliği'ne ayrı teşekkür etti. YORUM YAZIN
|
|