TEMA Vakfı Bingöl Temsilcisi Karaarslan, yaptığı yazılı açıklamada sahte bal üreten sahte balcılara dikkat edilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Bal üretiminin her zaman ve her coğrafyada yapıldığını söyleyen Karaarslan, “Ancak özellikli coğrafya ve iklimlerin polen varlıkları ile öne çıkması bazı sahte tacirlerinde ortaya çıkabileceğinin dezavantajını da beraberinde getirebileceği unutulmamalıdır. Bingöl ili bu süreci sıradan üretim anlayışıyla değil, doğal varlıklarının değerini bilerek özellikli ve iddialı bir ürün ile Türkiye pazarındaki yerini alabilir. İşte bu noktada bu Pazar payının sağlam ve sürdürülebilir kılınması için Bingöl de üretilen ve izin verilen tüm bal üretim noktaları denetim altına alınarak bunlarla ilgili katkı ve diğer unsurlar ve hareketler izlenmeli ve kalite düşürecek tüm olay ve olgular engellenmelidir. Bu yapılmadığı takdirde bal üretimi diğer alanlarda üretilenler gibi sıradan bir hal alacak ki, buda umulan sonuç ve hak edilen çabanın sonuçlarını sekteye uğratabilecektir. Bunun için tüm Bingöllü vatandaşlar ilgili sivil toplum kuruluşları, Tarım kuruluşu TEMA vakfı ve Arıcılık ilgilileri bir kampanya ile öncelikle Bingöl balının kalitesini oluşturarak bunu tescil edip, denetimlerle kalitesiz ve zararlı katkıların Bingöl üretim sürecine girmesine mutlaka engel olmaları gerekmektedir. Bununla hem doğal üretim sürecine dâhil olan üreticilerimizi hem de bu süreçte Bingöl ilini koruyacak ve Bal üretimi konusunda hak ettiğimiz yeri alacak ve gelecek nesille yaşam kaynaklarını sunacağız” dedi.
Bir taraftan saf bal üreten arıcıların ürettiği balın saflığını anlatamadığını ve bu nedenle ürettiğini balın değerini satamadığını belirten Karaarslan, “Bunun sonucu olarak ya üretimine hile karıştırmakta veya arıcılık yapmaktan vazgeçmektedir. Diğer taraftan şifa olsun diye bal yemek isteyen iyi niyetli tüketici bal diye çay şekerine ve ticari glikoza üç beş katı para ödemekte ve bazen de kanserojen maddeler yemektedir. Bu sistemden en karlı çıkan taraf kolonileri şekerle besleyip bal üretenler, bodrumlarda glikozu şişeleyip bal diye satanlar ve ballara glikoz karıştıranlar ve bunları pazarlayanlardır. Bu sorunu çözmek için Bingöl ili bal sektörü çok dikkatli ve emin adımlarla ilerlemeli ve üretim sektörü etkin bir denetim sonucu bu doğal ürünü hak ettiği yere getirerek, Bingöllüye gelir sağlamayı sürdürülebilir kılmalıdır. Bu sorunun çözümü ancak etkin bir kalite kontrol denetimi ve işbirliği ile mümkündür. Bunun için yeni kaynaklar gerekmemektedir. Kamu kuruluşlarında, üniversitelerde ve özel sektörde bu analizleri yapabilen yeteri kadar laboratuar ve personel kurulumu ve desteği sağlanmalıdır. Satış noktalarından yani raflardan rutin olarak alınacak numunelerin analizleri ile tahsisli ve halk sağlığı için riskli üretimler kolayca belirlenebilir” diye konuştu.
Bingöl Online Gazetesi
Yıl: 1 Sayı: 2