Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) sunduğu önergenin gerekçe kısmında Bingöl'ün birinci derece deprem bölgesi olduğunu anımsatan Baluken: “1971 ve 2003 depremlerini yaşayan ilimizde yüzlerce yurttaşımız yaşamını yitirmiş ve büyük oranda sosyal, maddi yıkım gerçekleşmiştir. 2003 depreminden bu yana kentimizin deprem yaraları tam olarak sarılamazken, olası depremlere yönelik hazırlıkların yapılması ile ilgili etkin bir süreç, kamu otoritesi tarafından uygulanmamaktadır. Deprem şeklinde gerçekleşen afet olaylarının yanı sıra Bingöl ilimizde çok sayıda heyelan afetinin gerçekleştiği bilinmektedir. Afet merkezlerinin oluşturulmaması, olası bir depremde ilk elden gerekli olacak yardım malzemelerinin temin edilmemesi ve riskli yapıların tespit edilmesine rağmen gerekli önlemlerin alınmaması kentimiz için büyük bir risk oluşturmaktadır “ ifadelerine yer verdi.
“3 BİN 600 KONUT HALEN RİSK ALTINDA”
Türkiye'de 25 bin 51 ev ve işyerinin doğal afet riski altında bulunduğunu ve bunlardan 4 bin 179 adedinin Bingöl sınırları içerisinde olduğunu ifade eden Baluken, şunları kaydetti: “Bingöl Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün verdiği bilgiye göre ise Bingöl'de 468 bağımsız bölüm başvurusu yapıldığı, 235 bağımsız bölümden oluşan ev ve işyeri yıkılırken, 233 bağımsız bölümle ilgili resmi işlemlerin sürdüğü belirtilmiştir. Oysaki söz konusu yapılar dışında üzerinde işlem yapılmayan 3 bin 600'den fazla yapı hala risk altındadır. Nitekim eğitim, işsizlik ve kalkınma gibi alanlarda Türkiye'de iller bazında en son sıralarda olan Bingöl ilimiz, risk altında bulunan konut sayısında birinci sıradadır” ifadelerini kulandı.
Bingöl'de sosyal ve ekonomik verilerin halkın lehinde iyileştirilmesi, olası afetlere karşı önlemlerin alınması gibi durumların birbirinden bağımsız ele alınamayacağını kaydeden Baluken, şu ifadelere yer verdi: “ Tüm bunlardan hareketle, Bingöl ilimizde deprem ve heyelan gibi doğal afetlerin yaratacağı yıkımların önüne geçmek, hasarlı yapıların onarmak ve/veya yeniden yapmak, bu alanda çalışma yürüten Sivil Toplum Örgütleri ve gönüllü kuruluşlara destek sağlamak için TBMM'nin devreye girmesi gerekmektedir. Bu kapsamda söz konusu aksaklık ve ihmalkârlıkların giderilmesi için bir Meclis Araştırması açılmasını talep ediyoruz.”