Ersin Çelik'in haberi
Merhum Başbakan Bülent Ecevit'in 2002'de iktidardan düşürülmesi için 'işgöremez raporu' verme girişimlerine dair iddiaları incelemeye alan mahkeme, Ecevit'in tedavisine ilişkin raporları Ergenekon sanığı Mehmet Haberal'ın başhekimi olduğu Başkent Hastanesi'nden istedi.
4 Mayıs 2002'de aniden rahatsızlanan ve Başkent Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırılan Bülent Ecevit'in 10 günlük hastanedeki tedavi ve 3 aylık evdeki nekahet dönemine ilişkin çarpıcı iddialar kafa karışıklığına yol açıyor. O dönem Bülent Ecevit'in koruma müdürlüğünü yapan, İzmir Bağımsız Milletvekili Recai Birgün döneme ilişkin iddia ve ifadeleriyle yine gündemde. Ecevit'in Başkent Üniversitesi Hastanesi'nden eve çıkarılması ve doktorunun değiştirilmesi sürecinden sonraki hızlı iyileşmesine birebir tanık olan Birgün iddialarına ilişkin olarak Ergenekon savcılarına da ifade vermişti.
'NORMAL İNSAN GİBİ BAKTILAR'
'Sayın Ecevit'in sadece hastane süreci ve sağlıkla ilgili sıkıntılı dönem değil, hepsi araştırılmalı. İnanıyorum ki o dönem komplolar süreci yaşandı. Sayın Ecevit'in tespiti de bu yöndeydi. Bazı gazetecilerin yazdıkları var. Muhakkak bir şeyler yaşandığı kesin. 2001 başında sonuna kadar ki süreç her yönüyle iyice incelenmeli. Doktorları suçlamak gibi kastım yok. O zaman doktorlar, Başbakanı bir Başbakan olarak değil de bir hasta olarak gördüklerini ve ona göre tedavi etmeye çalıştıklarını söylediler. Biz de “Hayır bir Başbakandır. Dışarı çıkmalı, toplantılara katılmalı, buna göre bir tedavi süreci hazırlanmalı” diye ısrar etmiştik. Doktorlar bir Başbakan değil de normal bir hasta gözüyle tedavi ettikleri için bu nekahet süreci uzamış ve hareketlerimizi kısıtlamış olabilir.'
O dönemin bazı bakan, milletvekili ve DSP'li yöneticilerin Ecevit'e yapılan komployu bildiğini ve Ergenekon davasından sonra sessiz kalarak kendisini yalnız bıraktıklarını belirten Recai Birgün'e, Bülent Ecevit'in en yakınındaki isim olan Rahşan Ecevit'in neden sessiz kaldığını sorduk.
'KONUŞURSA ETKİLİ OLUR'
Rahşan Ecevit'in konuyla ilişkin olarak savcılara gidip bilgi vermediğini ve bir davet de almadığını belirten Birgün, HABER7.COM'a yaptığı açıklamada “Biz Hanımefendi'yle devamlı görüşüyoruz. Bu konuda kendisine bir şey sorulmadığı için konuşmamış olabilir. Benim açıklamalarımdan da şikâyetçi değil. Memnun da oluyor. Bu konunun üzerine gidilmesi noktasında benim yalnız kaldığıma dair ilk tespiti de yapan da hanımefendidir. “Herkes bizim gibi düşünüyordu ama b söylüyoruz sadece. Siz şimdi biraz yalnız kaldınız Recai Bey” demişti.' diye konuştu.
İzmir Bağımsız Milletvekili Birgün “Rahşan Ecevit konuyla ilgili konuşursa eğer sizin konuştuklarınızdan daha etkili olur mu?” şeklindeki soruyu ise “Muhakkak tabii” diye cevapladı.
“BİRİLERİNİN BAŞBAKANLIKTA GÖZÜ VARDI”
Rahşan Ecevit, Can Dündar'ın Rıdvan Akar'la birlikte hazırladığı “Karaoğlan” belgesinde Ecevit'e yanlış tedavi yapılmadığını, bazı kişilerin Bülent Ecevit'e aylara yayılan dinlenme telkininden bulunmasına ifade ediyor. Bunun da 7-8 ay dümdüz yatması gerektiği anlamına geldiğini ve bir parti genel başkanının siyasi hayatının bitmesi anlamına geldiğini belirten Rahşan Ecevit, eşinin genel başkanlıktan uzaklaştırılmak istendiğine dikkat çekerek şunları söylüyor: “Aslında birilerin Başbakanlıkta gözü vardı. Onu yapamayınca örgütü ele geçirmek istendi. Oysa örgüt benim elimdeydi ve izin vermedim”
Racai Birgün Bülent Ecevit'in hastaneye yatırılması, tedavisi ve ardında gelişen sürecin yanı sıra sessiz kalmayı tercih edenlerle ilgili şunları kaydediyor:
'BİZİ UYARAN ŞAHISLA TANIŞTIM'
'Medya ve kamuoyunda olayın yanlış hatırlandığını ve Ecevit'in hastaneye sırt ağrısından dolayı götürüldüğünü anımsatan Birgün, “Götürdüğümüzde bir takım tetkikler yapıldı. Bir gece kaldık evimize döndük. Daha sonra sırtında bir acı daha hissetti ve tekrar gittiğimizde omurgasında bir çökme olduğu tespit edildi. 10 kadar tekrar kaldık hastanede. Bu nekahet döneminin uzayacağını görünce tedaviye evde devam edilmesine karar verdik. Doktorlar da bunu anlayışla karşıladı ve “Yataktan kalkmayacaksınız. En ufak ihtiyacınızı bile yatakta gidereceksiniz” diye bazı uyarılarda bulundular.
Evde üç aylık bir dönem yaşadık. Daha sonra bir rapor için hastaneye gitmemiz gerekti. Ondan birkaç günce parti genel merkezinden bazı arkadaşlarımızı gelip “Eğer hastaneye giderseniz. Size iş göremez rapor verilecek. Bunu dikkate alın” uyarısında bulundular. O günkü medyada da yer aldı bu olay. Bunun MİT'ten gelen bir bilgi olduğu söylendi ama geçen günlerde bu bilgiyi genel merkeze getiren kişiyle tanıştım. MİT'le alakası yok bu şahsın. Bir sohbet ortamında duyuyor ve genel merkezdeki yetkililere söylüyor.'
NENDEN SUSUYORLAR?
O dönemde benimle aynı şeyleri yaşayan ve sıkıntılar çeken bazı milletvekili arkadaşlarımızın suskun kalması beni üzüyor. Ben bir koruma müdürü olarak bunları yaşadım. Birçok arkadaşımız, bakan, milletvekili ve parti yöneticisi olarak bu sıkıntıları yaşadılar ve aynı şeyleri konuşup aynı tespitleri yapmıştık. Bugüne gelindiğinde ise bu konunun arkasında duran sadece ben olduğum için üzülüyorum, arkadaşlarımıza da bu konuya sahip çıkmaları gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Çünkü bu konuya sahip çıkmak Ergenekon'a taraftar olmak ya da karşısında durmak değildir. 57. Hükümet döneminde yaşadıklarımızı çerçevesinde kafamızda oluşan soru işaretlerinin cevabını aramaya çalışıyoruz. Niye bunları yaşadık? Sonucunda ne oldu? Ben ortaya çıkarılmasını istiyorum.
Bu olaylar kamuoyunda konuşulmadan önce, kendi aramızda yaptığımız sohbetlerde, Ergenekon adı verilen mahkeme süreci başlamadan onlar da benim gibi düşünüyorlardı. Bir komplo olduğunu ve bu olayın altında bir şeylerin olduğunu iddia ediyorlardı. Şimdi sessiz kalmaları benim medya ve kamuoyu önünde yalnız kaldığım izlenimini veriyor.
TIBBİ CEVAPLAR MÜCAHİT PEHLİVAN'DA
Bu sürecin sağlıkla ilgili olan bölümünde bize yardımcı ve destek olan Ankara Milletvekili Mücahit Pehlivan var. Sağlık konularında benim teknik olarak bir şey söylemem mümkün değil. Üç aylık nekahet döneminden sonra tedaviyi ve doktorlarla irtibatı kesince yeni bir doktorla yola devam edince çok çabuk bir iyileşme süreci yaşadık. Bunun cevapları bende değil tıbbi olarak ilgilenen Mücahit Bey'de olsa gerek. Bu isimlerin bir konuşmasını istiyorum. Eğer ben haksızsam yanılıyorsam en azından bunu bilmek isterim.
Sayın Ecevit bir den bire iki basamak çıkamaz hale gelmişti. Üç ay evde çok yoğun bir nekahet dönemi yaşadık. Bu nekahet döneminde de evde yaşadıklarımız da dışarıda gördüklerimiz çok farklıydı. Gelen bu duyumdan sonra hastane ile irtibatı kestik ve Mücahit Bey devreye girdi. Ardından gerçekten çok hızlı iyileşme dönemi yaşadık. Sayın Ecevit dışarı çıkmaya ve resmi programlara katılır hale geldi. Hatta seçim mitinglerine de katılmaya başladı. Bu sadece benim değil bütün kamuoyunun tespit ettiği gerçek. Tedaviyi kesen ve başka bir tedaviye başlayıp bu kadar hızlı iyileşen tek insan herhalde Sayın Bülent Ecevit'tir…
Haber 7