Özel bireylere eğitim ve istihdam şart!Özel bir umut özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi müdürü mehmet çapak, herkesin engelli ve özel olan bireylere karşı daha dikkatli daha duyarlı olmasını gerektiğini söyledi. çapak, engelli bireylerin hayatlarını kolaylaştırmak içinde eğitim ve istihdamın![]() Engelli bireylerin temel sorunları ve çözüm önerilerine dönük açıklama yapan Özel Bir Umut Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Mehmet Çapak, eğitim ve istihdamın engelli bireylerin hayatlarını kolaylaştıracağını ifade etti. Engelli bireylere yönelik verilen mevcut eğitim sisteminin Avrupa'ya kıyasla yetersiz olduğunun altını çizen Çapak; “ Mevcut sisteminde engelli bireyler rehabilitasyon merkezlerinde; Bedensel Engelliler Destek Eğitim Programı, Zihinsel Engelliler Destek Eğitim Programı, İşitme Engelliler Destek Eğitim Programı, Yaygın Gelişimsel Bozukluklar Destek Eğitim Programı (otizm) Özel Öğrenme Güçlüğü Destek Eğitim Programları kapsamında özel eğitime ihtiyacı olan bir birey bir ayda en fazla 8 saat bireysel 4 saat grup eğitimi alabilmektedir. Ancak bu durumu gelişmiş ülkelerle kıyasladığımızda seanslar çocukların istenen seviyeye gelmesi için son derece yetersiz kalmaktadır. Bu seansların Milli Eğitim Bakanlığı tarafından arttırılması gerekmektedir” dedi. “OTİZM'DE ARTIŞ VAR” Otizm tanısı konulan bireylerin son yıllarda artış gösterdiğini vurgulayan Çapak; “Özellikle son yıllarda otizm tanısı konulan ve muhakkak özel eğitim görmesi gereken bireylerde ciddi anlamda artış gözlenmektedir. Bu konuda ailelerin dikkatli ve bilinçli olması gerekmekte 2 yaşındaki bir çocuğun otizm olup olmadığı çocuk psikiyatrisi ve çocuk psikoloğu tarafından yapılan testler sonucunda anlaşılmakta ve tanı konulabilmektedir. Otizmin en belirgin özellikleri; Göz teması kurmama, ismiyle hitap edildiğinde bakmama, komut ve yönergelere uymama(şunu yap, bunu getir denildiğinde yapmama)asosyal olma, arkadaşlarıyla oynamama, çok inatçı ve hırçın olmaları, konuşmama, konuşsa bile söylediklerinizi tekrar etme. Çocuklarında bu belirtiler olan anne ve babalar muhakkak bir çocuk psikiyatrisine müracaat etmelidirler. Otizm tanısı konulan çocukların muhakkak özel eğitim alması gerekmektedir. Otizm tanısı konulan çocukların gecikilmeden düzenli bir şekilde eğitim almaları gerekmektedir. Bazen aileler çevrenin de etkisiyle falan ne der? Filan ne der? Gibi çocuklarına engelli gözüyle bakılmasını istemediklerinden bu durumu kabullenemiyorlar. Fakat ebeveynler şunu çok iyi bilmelidirler ki otizm tanısı konulan bir çocuğun eğitim alamadığı her saat onun aleyhine işlemekte ve çocuğun eğitim yaşı geciktikçe iyileşme süresi artmakta ve zorlaşmaktadır. Bu yüzden aileler onun bunun ne dediğine bakmadan çocuklarını eğitime götürmelidir. Çünkü otizmin eğitim dışında başka bir çaresi yok. Zamanında düzenli eğitim alan çocukların bazıları tamamen, bazıları yüzde seksen, yüzde elli oranlarında düzelebiliyorlar” şeklinde konuştu. ÇÖZÜM ÖNERİLERİNİ SÖYLEDİ! Engelli bireylere dönük çözüm önerilerini ‘ERİŞİLEBİLİRLİK', ‘İSTİHDAM' ve ‘SOSYAL DIŞLANMIŞLIK' başlıkları altında toplayan Çapak, şunları söyledi: “ 2.ERİŞİLEBİLİRLİK: Engelli bireylerin temel sorunlarından biriside bu bireylerin erişimde ve ulaşımda karşılaştıkları sıkıntılardır. Bu sorunun çözümü için kamu ve özel sektördeki kurumların, camilerin, binaların engelli asansörü, engelli parkı, engelli rampası gibi engellilerin erişimini kolaylaştıracak donatılara sahip olması gerekir. Yeni yapıların ise imar planlarının engelli bireyleri de göz önünde bulunduracak şekilde yapılması gerekmektedir. Yine toplu taşıma araçlarının engelli bireylerin rahatlıkla binebilecekleri şekilde engelli rampasına ve diğer donatılara sahip olması gerekmektedir. Görme engelli bireylerin trafikteki geçişlerini kolaylaştırmak için trafik ışıklarının sesli sistemle desteklenmesi gerekmektedir. 3.İSTİHDAM: Engelli Bireyler Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde ve İş Uygulama Okullarında eğitim görerek belli bir seviyeye kadar gelişme gösterip temel bazı becerileri ve kazanımları elde ediyorlar. Bu kazanımlar; sorumluluklarını yerine getirme, okuma, yazma, matematik, sosyal hayata uyum, diğer insanlarla sağlıklı iletişim gibi. Ancak nihai hedef olarak bu bireylerin hiç kimseye ihtiyaç duymadan kendi hayatlarını idame ettirebilecek bir seviyeye gelmeleridir. Bunun içinde bu bireylerin kamuda ve özel sektörde istihdam edilmeleri veya kendiişlerini kurmaları gerekmektedir. Son yıllarda engeliler yönelik teşvikler çıkarılmış kamuda ve özel sektörde istihdam oranı attırılmıştır. Özel sektörde 50 ve üzeri çalışanı olan şirketlerin bir engelli birey çalıştırma zorunluluğu var. Bunlar çok güzel gelişmeler ancak yetersizdir. Engelli bireylerin hayatın her alanında var olabilmesi ve kimseye ihtiyaç duymadan hayatlarını devam ettirebilmeleri için bu oranlar arttırılmalıdır. 4.SOSYAL DIŞLANMIŞLIK: Engellilerle ilgili en çok üzüldüğüm nokta sosyal dışlanmışlık konusudur. Maalesef toplumumuz bu konuda yeterli duyarlılığa ve bilince sahip değildir. Engelli diye ifade ettiğimiz ama aslında çok özel olan bu bireylere nasıl yaklaşılacağını birçok kimse bilememektedir. İnsanların çoğu bu bireylere karşı kullandığı ifadelerin bu özel bireylerde ve ailelerinde ne denli bir psikolojik yıkıma neden olduğunun, ne kadar kırıcı, incitici olduğunun belki de farkında değiller. Örneğin defalarca Özel Bir Umut Özel Eğitim ve Rehabilitasyon merkezinde müdür olduğumu söylediğimde ”Deli okulu mu? Delilerle nasıl bahşediyorsunuz” gibi beni ciddi anlamda üzen ifadelere şahit olmuşumdur. Maalesef bunların içinde öğretmen, memur gibi eğitim almış eğitimli kültürlü diyebileceğimiz insanlar da var. Engelli bir çocuğu olan bir vatandaşın toplu taşıma araçlarına bindiğinde insanların farklı farklı bakışları, bazı görgüsüz şoförlerin her kesin içinde engelli kartıyla araca bindiği için rencide edici ifadeleri engelli bireyi ve ailesini ne kadar zor duruma soktuğunu, zaten toplum içine çıkmakta zorlanan bu insanların öz güvenlerinin kaybolmasına neden olduğunu, ne kadar kendisini dışlanmış hissettiğini düşünebiliyormuşsunuz. Bu sorunun aşılması için Milli Eğitim Müdürlüğünün koordinasyonunda üniversite, okullar ve özel eğitim kurumları, dernekler işbirliği içinde konferanslar, seminerler vererek, çeşitli etkinliklerle toplumu bilinçlendirebilirler. Yine Cuma hutbelerinde bu konular işlenerek toplum bilinçlendirilebilir. Engelli bireylerin ve ailelerinin bizden tek beklentisi onlara karşı biraz daha duyarlı olmak, ön yargısız onları sevmek, sağlıklı bir birey gibi değer vermek, oturup sohbet etmek, hal hatır sormak, onlarla empati kurmak, yalnız olmadıklarını onlara hissettirmektir. Hele bir de bu bireyler içinde Down sendromlular son derece sempatik, sıcakkanlı ve çok kolay iletişim kurulabilen bireylerdir. Şunu da unutmayalım engelli bireylerin hiç birisi bu duruma gelmek için dilekçe ile özel talepte bulunmadılar. Belki de birçoğu biz sağlıklı insanların, anne ve babaların tedbirsizliği yüzünden doğuştan veya sonradan engelli oldu. Lütfen Allah'ın bizlere birer emaneti olan bu çok özel insanları hayatın hiçbir alanında engellemeyelim, dışlamayalım, rencide etmeyelim, üzmeyelim, kırmayalım, incitmeyelim, yarın aynı duruma bizde çocuğumuzda düşebilir. Unutmayalım bu hayat hiç birimize garanti belgesi ile verilmedi.”
YORUM YAZIN ![]()
|
|