Otizm giderek yaygınlaşıyor'Otizmli çocukların eğitiminde geç kalınmış her bir gün, çocukların geri kalan hayatlarında telafisi imkânsız sonuçlar doğurabilir' diyen Çapak; 'Belirtilerin görüldüğü çocukların ailelerine düşen görev, uzman psikiyatri doktoruna başvurarak, erken tanı ve uygulayacakları rehabilitasyon programıyla rahatsızlığı minimize etmektir.'Özel Öze Eğitim Kurumları Dernekleri Federasyonu Bingöl İl Temsilcisi Mehmet Çapak, Dünya Otizm Farkındalık Ayı münasebetiyle açıklamalarda bulundu. Otizmdeki artışa dikkat çeken Çapak, ailelerin erken teşhis konusunda gecikmeler yaşamasından kaynaklı tedavinin zorlaştığını, bu nedenle erken tanının önemli olduğunu vurguladı. ETKİNLİKLERE KORONAVİRÜS ENGELİ 2008 de BM tarafından Nisan ayının “Dünya Otizm Farkındalık Ayı” ilan edildiğini, bu ayda otizme dikkat çekmek ve çözüm üretmek amacıyla çeşitli etkinlikler yapıldığını belirten Çapak, bu yıl Covid-19 (Koronavirüs) algını nedeniyle etkinlilerin yapılamadığını ifade etti. “EĞİTİMLER AKSIYOR, AİLELER ZOR BİR SÜREÇ GEÇİRİYOR” Okulların ve Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinin kapalı olmasından dolayı çocukların eğitime devam edemediğini ve ailelerin zor bir süreç yaşadığını kaydeden Çapak, rehabilitasyon merkezleri tarafından velilere psikolojik destek vermeye, danışmanlık yapmaya ve eğitimin sürekliliğinin sağlanabilmesi için evde yapabilecekleri uygulamalar konusunda yönlendirmeye devam edildiğini aktardı. OTİZM NEDİR? Otizmin, doğuştan gelen ya da yaşamın ilk 3 yılında ortaya çıkan karmaşık bir nörogelişimsel bozukluk olduğunu söyleyen Çapak: “Günümüzde rastlanan en yaygın nörolojik bozukluk olan otizme neyin neden olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Ancak bu rahatsızlığın genetik temelli olduğuna ilişkin bulgular var. Bu bozukluğun beynin yapısını, ya da işleyişini etkileyen bazı sinir sistemi sorunlarından kaynaklandığı sanılıyor. Genetik faktörlerin yanı sıra, çevresel koşullar, yanlış beslenme, çevre kirliliği, kimyasal maddeler, yanlış ilaç kullanımı, ağır metaller, aşılarda bulunan bazı koruyucu maddelerin de otizmi tetiklediği düşünülüyor” dedi. OTİZM GİDEREK YAYGINLAŞIYOR Hastalıkları Kontrol Etme ve Önleme Merkezi (Centers For Discase Control Prevention) verilerine göre 2006 yılında her 150 çocuktan birinde otizm bulguları görülürken,2012 yılında her 88 çocuktan birinde, 2014 yılında her 68 çocuktan birinde, günümüzde ise her 55 çocuktan birinde otizm bulgularına rastlandığın dikkat çeken Çapak, şunları söyledi; “Bu rahatsızlığın erkeklerdeki yaygınlığı kızlardan 4,3 kat fazladır. Otizm tüm ırklarda, etnik gruplarda ya da sosyal statüsü farklı gruplarda görülebiliyor. Ailenin gelir durumu, yaşam biçimi ya da eğitim düzeyi ile otizm arasında bir bağ olmadığı vurgulanıyor. Ülkemizde yaklaşık 1 milyon 142 bin 586 otizmli birey olduğu ve bu durumdan etkilenen yaklaşık 4 milyon 568 bin aile ferdi bulunduğu tahmin ediliyor.” OTİZM BELİRTİLERİ NELERDİR? Otizmin yaklaşık 1-1,5 yaşlarında ilk belirtilerini gösterdiğini anlatan Çapak, belirtileri şöyle sıraladı; *Annenin sesi ve gülümsemesine bebeğin tepkisiz kalması *Göz kontağı kuramama *Yaşıtlarıyla arkadaşlık kuramama *Yaşıtlarıyla birlikte oyuna katılmama *Kendi başına bireysel oynama *Empati kuramama, karşıdaki insanın acı, üzüntü, mutluluk gibi duygularını anlamada zorluk çekme veya anlayamama. *konuşmayı öğrenememe veya konuşmada gecikme *Kalıplaşmış veya sürekli tekrarlanan konuşmalar(ekolali) *Aynı şeyleri yapmakta ısrar(aşırı inat),rutine sıkı bağlılık *Motor gelişimde ve taklit becerilerinde gecikme *Uyku ve yemek düzeninde sorunlar temel belirtiler olarak sıralanabilir. “ERKEN TANI VE EĞİTİM BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR” Belirtilerin görüldüğü çocukların ailelerine düşen en önemli görevin, “uzman psikiyatri doktoruna başvurarak, erken tanı ve uygulayacakları rehabilitasyon programıyla rahatsızlığı minimize etmek” olduğunu vurgulayan Çapak; “Bunun için aileler çocuğun yaşayacağı süreçler hakkında bilgilendirilmeli, ailelere psikolojik destek verilmeli, çocuğun eğitim sürecinde izleyeceği yollar hakkında yönlendirilmelidirler. Özel eğitimde haftalık ders saati ve eğitimin niteliğinin arttırılması çocuğun gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Şu anda dünyada otizmin bilinen tek tedavi yolu erken tanı ile yoğun, sürekli özel eğitimdir. Bilimsel araştırmalar; erken tanı, doğru bir eğitim yöntemi ve yoğunlaştırılmış bir eğitim programı ile eğitim alan çocukların yaklaşık yüzde ellisinde otizm belirtilerinin kontrol atına alınabildiğini, gelişim sağlanabildiğini, hatta bazı çocukların ergenlik yaşına geldiklerinde diğer yaşıtlarından farkı kalmadığını göstermektedir” diye konuştu. “ZAMANLA GEÇER DEMEYİN” Birçok ailenin çocuğunda otizm belirtileri olduğunun farkına varamadığına veya geç fark ettiğine işaret eden Çapak, ailelere önemli hatırlatmalarda bulundu. Çapak: “Çocuğunda otizm belirtileri olan bazı aileler ise çevre baskısı, kabullenememe, zamanla geçer gibi kendi kendini teselli etme, yeteri kadar bilinçli olmama gibi nedenlerle çocukların eğitim sürecini geciktiriyorlar ve maalesef bu durumda otizm tanısı olan bir çocuğun gelişim gösterip, yaşıtlarıyla arasındaki farkı kapatmasını çok zorlaştırıyor. Bunun için çocuğunda otizm belirtilerini gören ailelerden istirhamım en kısa sürede bir çocuk psikiyatri doktoruna başvurmaları ve çocuk psikiyatri doktorunun yönlendirmesine göre hareket ederek eğer çocuğun ihtiyacı varsa hemen bireysel özel eğitim desteği almasıdır. Şunu asla unutmayalım otizmli çocukların eğitiminde geç kalınmış her bir gün çocukların geri kalan hayatlarında telafisi imkânsız sonuçlar doğurabilir.”
YORUM YAZIN
|
|