Hayatı boyunca bilime önemli katkılarda bulunmuş ve özelikle İslam Bilim Tarihi alanında çok kıymetli çalışmaları ve eserleri olan Prof. Dr. Fuat Sezgin'in mirasının yaşatılması ve geride bıraktığı eserlerin daha geniş kitlelere ve genç kuşaklara aktarılması için protokol imzalayan Üniversitemiz bu kapsamda yıl içerisinde pek çok etkinlik düzenleyecek. Bunların ilki olan ve Üniversitemiz Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü ile İlahiyat Fakültesi'nin Prof. Dr. Fuat Sezgin anısına ortaklaşa düzenlediği "Osmanlı Bilim Tarihi Üzerine Düşünceler" başlıklı konferans Fen-Edebiyat Fakültesi Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi. Üniversitemiz Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Çiftci, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Konferansta selamlama konuşması yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Çiftci, Prof. Dr. Fuat Sezgin'in hayatını bilime adamış örnek bir şahsiyet olduğunu vurguladı.
İbn Haldun Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. M. Fatih Çalışır'ın verdiği konferansta ünlü bilim tarihçisi Fuat Sezgin'in İstanbul'da Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurduğu İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi'ndeki eserlerden hareketle bilim tarihimizin farklı boyutlarına dikkat çekildi. Konuşmasında Prof. Dr. Fuat Sezgin'in "Müslüman aydının maddiyat, bencillik ve rehavet rüzgârlarına kapılmayıp ilmî kalkınmayı sağlamak için zarurî zühtten nasibini alması gerekir" sözünü değerlendiren Dr. Çalışır, İslam/Osmanlı bilim tarihinde ortaya çıkarılması gereken daha nice eser ve tanıtılması gereken nice âlimin olduğunu ifade etti. Osmanlı bilim tarihine yönelik gerilemeci bakışın değişmesi gerektiğini de vurgulayan Dr. Çalışır, on yedinci ve on sekizinci yüzyılda verdiği örneklerle Osmanlı'daki ilmî heyecan ve merakın hiçbir zaman sönmediğine işaret etti. Soru-cevap kısmıyla sona eren konferansa öğrenciler yoğun ilgi gösterdi.
FUAT SEZGİN KİMDİR?
Bitlis'te 24 Ekim 1924'te dünyaya gelen Prof. Dr. Fuat Sezgin, İstanbul Üniversitesi Şarkiyat Araştırmaları Enstitüsünde alanında en tanınmış uzmanlardan Alman şarkiyatçı Helmut Ritter'in tavsiyesi üzerine İslam bilimlerine yöneldi ve 1951'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesini bitirdikten sonra Arap Dili ve Edebiyatı üzerinde doktora yaptı.
"Buhari'nin Kaynakları" konulu doktora tezini tamamlayan Prof. Dr. Sezgin, bu çalışmasıyla hadis kaynağı olarak İslam kültüründe önemli yere sahip Buhari'nin, bilinenin aksine sözlü kaynaklara değil yazılı kaynaklara dayandığı tezini ortaya koydu. Sezgin, Türkiye'de 1960'ta askeri darbenin iktidara getirdiği hükümet tarafından hazırlanan ve 147 akademisyenin üniversitelerden men edildiği listede kendi adının da bulunması üzerine Türkiye'den ayrılarak Frankfurt Üniversitesinde çalışmalarına devam etti. İnsanlık tarihinin başlangıcından bugüne kadar sahasında yazılan en kapsamlı eser olan Arap-İslam Bilim Tarihi'nin ilk cildini 1967'de tamamlayan Sezgin, 17 ciltten oluşan eserin 18. cildini yazıyordu. Yüzlerce esere imza atan Prof. Dr. Sezgin, Farsça, Süryanice, İbranice, Latince, Arapça ve Almanca da dâhil 27 dili çok iyi derecede biliyordu.