Önce anayasa değişmeliBingöl küçük Millet Meclisi toplandı. Demokratik açılım ve sivil anayasa konusunun konuşulduğu toplantıda anayasal kısıtlamalara dikkat çekildi:Demokratik Açılım ve bunun yerel algısı ile sivil anayasa konusunun irdelendiği toplantıya, ülkücülerin protestosu damga vurdu. Gergin dakikaların yaşandığı toplantıda, Kürt sorunu ve sivil anayasa konularında önemli görüşler paylaşıldı. İşte toplantının ayrıntıları… Sivil toplumun sesini aşağıdan yukarıya ve düzenli olarak duyurmak amacıyla yaklaşık bir yıl önce farklı illerde Müzisyen Şanar Yurdatapan ile Yazar Abdurrahman Dilipak gibi aydınların öncülüğüyle oluşturulan Türkiye küçük Millet Meclisi (TKMM)'nin bu ayki Forum Toplantısı, 01 Kasım Pazar günü saat 14.00–17.00 arası Bingöl Kültür Merkezi Salonu'nda yapıldı. Girişimci Semiramis Karaarslan tarafından organize edilen ve Şanar Yurdatapan ile Abdurrahman Dilipak'ın konuşmacı olarak katıldığı toplantıya, Bingöl Milletvekili Kazım Ataoğlu, Belediye Başkanı Serdar Atalay, Solhan Belediye Başkanı Niyazi Çavuşoğlu, Genç Belediye Başkanı Abdurrahim Ariç, çeşitli siyasi partilerin il başkanları, kanaat önderleri, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile çok sayıda vatandaş iştirak etti. Toplantının amacını ‘seçmenlerle seçilenleri sık sık bir araya getirmek' olarak açıklayan Şanar Yurdatapan, ‘Demokratik Açılım', ‘Demokratik Açılımın Yerele Yansımaları ve Yerel Algısı' ile ‘Sivil Anayasa' konularının ele alınacağı açıkladı. Toplantı sonuçları TBMM'de duyurulacak Toplumun her kesiminden temsilcilerin oluşturduğu TKMM'lerin 3 saatle sınırlandırılan toplantılarının özet tutanakları 14 Kasım 2009 tarihinde kadar oluşumun www.tbmmocg.net isimli adresinden yer alacak. Bu 30 tutanağın ortak paydalarını belirten "Raporların Raporu" ise TESEV'in katkısı olarak yine bir haftada hazırlanacak ve 25 veya 26 Kasım'da TBMM'de yapılacak bir basın toplantısıyla kamuoyuna açıklanacak. Ülkücülerden protesto Yurdatapan ve Dilipak, tarafından toplantının açılış konuşması yapıldıktan sonra, Kürt sorunu, demokratik açılım süreci ve siyasi partilerin bakış açılarının yer aldığı slâyt gösterisi sunumu başladı. Slâyt gösterisi esnasında Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin görüntüsü ekrana gelince, ülkücü gençler tarafından alkışlandı. Slâyt sunumu bittikten sonra, Müzisyen Yurdatapan, toplantıya davet edilen sivil toplum örgüt temsilcilerine söz hakkı vermek istedi. Bu esnada Alperen Ocakları Bingöl İl Başkanı Mehmet Bürkek, elini kaldırarak söz hakkı istedi. Bunun üzerine Yurdatapan, Alperen Ocakları Başkanına kendisini tanıtmasını istedi. Alperen Ocakları İl Başkanı da ‘Ben halkın temsilcisiyim. Vatanseverim' diye cevap verdi ve elindeki metni okumaya başladı. Salonda önce bir sessizlik hakim oldu ve Ülkü Ocakları ile Alperen ocaklarına mensup yaklaşık 20 kişilik bir grupta ayağa kalarak ellerindeki Türk bayraklarını açtı. Konuşmasında Dilipak ve Yurdatapan'ı Amerikanın askerleri olduğunu öne süren Bürkek, konuşmasını bitirdikten sonra sözlü tartışmaya devam etti. Aynı şekilde diğer gençlerde Dilipak ve Yurdatapan'a sözlü saldırıda bulundu. Yaklaşık 5 dakika süren protesto gösterisinin ardından, protestocu grup olaysız bir şekilde salonu terk etti. Bunun üzerine Dilipak ve Yurdatapan da kendilerine hareket eden ve bir takım iddialarda bulunan gençlerin bunu ispatlamasını istedi. ‘Kürt sorunu çözülmeli' Toplantıda söz alan sivil toplum örgütleri ile seçilmişler, Kürt sorununun çözülmesi gerektiğini, bunun için de anayasa değişikliğinin şart olduğunu vurguladılar. İnsanların etnik kökenlerinden dolayı yadırganmaması gerektiğinin genel görüş olarak kaydedildiği toplantıda, sivil anayasa yapılması, bunun da yine farklılıkların da yer alacağı bir meclis tarafından gerçekleştirilmesi isteği vurgulandı. Anayasa değişikliği konusundaki görüşünü aktarırken ‘anayasa değişmeli ama bunu da bir sonraki parlamento yapmalı' diyen Milletvekili Kazım Ataoğlu'nun, seçim sürecinde ‘anayasa değişikliği yapacağız' görüşünün bir slogan olarak kullanılabileceğine işaret etti. Toplantıda yapılan konuşmalar şöyle: DEMOKRTİK AÇILIM SÜRECİ Doğan Karasu (BİN-DER): “41 yaşındayım. Ömrümün büyük bir bölümünü savaş ve baskı ortamında geçti. Bu açılım farklılık getirecekse herkesin buna katkı sunması gerekir. Farklılıkların tanımlanması ve tanınması lazım. Yıllardır devam eden Kürt sorununun çözülememesi bu ülkeye ihanettir.” Nihat Aksoy (İHD): “Tarih öğretmeniyim ve okullarda insan hakları dersine giriyorum. Daha önce de tartışma konusu olan okullarda giriş öncesi yapılan ‘ant içme' törenlerinin kaldırılması gerekiyor. Her öğrenciye zorla ‘Türküm' dayatması yapılıyor. Bu da yanlıştır. Öte yandan Milletvekili Sayın Kazım Ataoğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Hakları Komisyonu Üyesi'dir. Acaba kaç defa insan hakları savunucularını ziyaret etmiştir? Neden böylesi bir kurulda görev almasına rağmen kuruluşlarımızı ziyaret etme ve sıkıntıları dinleme gereksinimi duymamıştır?” Erdal Aydemir (BİNGÖL BAROSU): “Öncelikle bu sürece neden gelindiği belirlenmeli. Eline silah alan kişi neden dağa çıktı? Bu insanların dağa gitmesinde ne tür faktörlerin etkili olduğu araştırılmalı ve mutlak surette çözülmeli. Göç sorunu, ekonomik yoksulluk, koruculuk sistemi ve daha birçok konu irdelenmeli. Kürt sorunun çözülmesi, koruculuk sisteminin kalkması lazım. Silahı elinden alınacak korucular da tarım ve hayvancılık alanında desteklenmeli.” Ali Beçene (MEMUR-SEN): “Demokratik yâda Kürt Açılımı diye adlandırılan süreci destekliyor, özgürlükçü ve barışçıl yaklaşımlarla mevcut sorunların çözülmesini istiyoruz. Barışın kötüsü, savaşın iyisi olmaz. Konfederasyon olarak süreci destekliyoruz ve milletvekillerinin de bu bölgenin sorun ve beklentilerini Meclis'te dile getirmesini istiyoruz. Ayrıca koruculuk sistemi kalkmalı, elinden silahı alınacak korucuların geçimlerini sağlayacak olanaklar sunulmalı.” Abdülhamit Akarca (ALTI NOKTA KÖRLER DERNEĞİ): “Bu sorunun çözülmesi, silahların susması lazım. Hükümetin attığı bu adımı ve süreç içerisinde gösterdiği kararlılığı destekliyor ve kendilerini tebrik ediyoruz. Ayrıca bu süreç içerisinde ruhsatlı ruhsatsız tüm silahların toplanması, genel af çıkarılarak çözüme gidilmelidir.” Ali Burakgazi (BİNGÖL FM): “Tarihsel ve kültürel zenginliklerimiz değerlendirip birlikte hareketle daha güçlü bir ülke olmayı ümit ediyoruz. İnsan hakları alanında gelişim sağlanmalı, bu noktada gelişmiş ülkelerden modeller alınarak daha kapsamlı hale getirilmeli. Din ve inanç özgürlüğü sağlanmalı. Bu ülkenin yüzde 99'u Müslüman ama kızlarımız hala başka ülkelerde eğitimlerini sürdürüyorlar.” Mehmet Ulcay (BERBERLER VE KUAFÖRLER DERNEĞİ): “Kürt sorunun çözülmesi, farklılıklarımızla bir arada yaşamayı arzu ediyoruz. Bu konuda, özellikle koruculuk sistemine değinmek istiyorum. Koruculuk sistemi kaldırılmalı ve elinden silahı alınacak kişilerin sosyal ve sağlık güvenceleri sağlanmalı. Silahlar toplanırken, terör olaylarının da yaşanmaması lazım ki, silahı alınan kendini güvende hissedebilsin. Askerdeyken bir rütbelinin kullandığı ‘sen terörist misin?' sözü beni derinden yaralamıştı. Artık doğu insanına bakış açısı değişmeli, doğu insanlarının da bu ülkenin bir vatandaşı olduğu barı insanlarınca kabul edilmeli.” Tuncay Şaşar (KESK): “Hükümetin, açılımı açıklarken ortaya yol haritasının dışına çıktı. Şuan süreçte geri adım atılması tereddüdünü yaşıyoruz. İçişleri Bakanı, sürecin başında bir takım görüşmelerde bulundu ancak halkı bilinçlendirme noktasında yetersiz kalındı. Anadilde eğitim hakkı tanınmalı ve anayasal güvence altına alınmalı. Kürt kültürünün geliştirilmesinin önündeki engeller kaldırılmalı, güvenlik güçlerinin tamamının rehabilite edilmesi lazım.” Veysi Alagöz (BİN-YAR): “Öncelikle anayasanın değişmesi lazım. Koruculuk sistemi hukuksal ve barışçıl yöntemlerle sona erdirilmeli. Köylerin eski isimleri geri verilmeli, genel af çıkartılmalı.” Kazım Ataoğlu (MİLLETVEKİLİ): “Geçmişte önyargılarımız çok fazlaydı ama şimdi daha iyi bir durumdayız, konuşup anlaşabiliyoruz. Kürt sorunu, kabul edilmiş ve çözülmesi gerektiği yönünde mutabakata varılmış bir sorundur. Bu kan durmalı, kardeş kavgası bitmeli. Yıllardır süregelen savaşın ekonomik boyutuna bakıldığında, korkunç rakamlarla karşılaşıyoruz. Bir yandan ülke gelirlerinin büyük bir bölümünü savaşa harcıyoruz, diğer yandan bir köyümüze yapmak istediğimiz yol, su veya altyapı içi para bulmakta güçlük çekiyoruz. Sayın Başbakanımız, bu sorunun çözülmesi yolunda büyük bir cesaret örneği sergilemiştir. Türkiye'nin, bu meseleyi aşması durumunda dünya coğrafyasındaki gücünü zirveye çıkartmış olacaktır.” Serdar Atalay (BİNGÖL BELEDİYE BAŞKANI): “Şiddete varmadan her fikir özgürce ifade edilebilmeli, ülkenin 72 milyon vatandaşı eşit olmalı. Hiçbir akreditasyonu kabul etmiyor, şiddetin tamamen dışlanmasını istiyoruz.” Niyazi Çavuşoğlu (SOLHAN BELEDİYE BAŞKANI): “Süreci sekteye uğratan en büyük etken, medyanın ve muhalefetin görevini layıkıyla yerine getirememesidir. Bu süreçte başarılı olabilmemiz için diyalog birlikteliğinin sağlanması ve empati yapabilme gücünün gelişmesi lazım.” Yunus Bulmuş (BİNGÖL DİN GÖREVLİLERİ DERNEĞİ): “Her etnik köken için bir açılım yapmak yerine genel bir açılımın olması lazım. Görüş ve fikirler tartışılabilir ancak hakaret boyutuna varmamalı. Cenab-ı Allah, insanları farklı renkler ve kavimlerde yaratmıştır. İnsanları, konuştukları dillerden dolayı yadırgamamak lazım. PKK'lıların dağdan inişinde yapılan karşılama biçimini de tasvip etmiyoruz. Çünkü bu karşılama biçimi, sürece olumsuz bir hava katmıştır. Doğu-batı ayrımı ortadan kalkmalı. Bingöl'e gelen bir kamu görevlisi her zaman için önyargılı gelmiştir ama her zaman önyargısız gitmiştir. Açılım sürecinde toplumun her kesimin görüşü sağlıklı bir şekilde alınmalı, eğrisiyle doğrusuyla sorunlar konuşulup çözümler üretilmelidir. Huzur için atılan her adımı da desteklediğimizi belirtmek istiyorum” SİVİL ANAYASA Fahri Alimoğlu (AVUKAT): “Demokratik Açılımı yâda bir diğer tanımıyla Kürt Açılımı'nda Bu sorunu çözebilmek için öncelikle anayasanın değişmesi lazım. Anayasa değişmeden bu sürecin önündeki engelleri kaldırmak mümkün olmayacaktır. Çağdaş bir anayasa olsaydı, zaten bugün bu süreci yaşamıyor olacaktır. Yeni bir anayasayı da doğru yöntemlerle yapmak önemlidir. Bunu da, geniş bir fikir yelpazesinde gerçekleştirmek önemlidir. Parlamentonun anayasayı değiştirmesi de doğru değildir. Türkiye Cumhuriyet Anayasası kadar hiçbir anaysa değişikliğe uğramamıştır. ABD Anayasası 220 yıllık süreçte 17 defa değişiklik görmüş, Türkiye Cumhuriyet Anayasası ise 90'dan fazla değişiklik görmüş. Ne yazık ki tüm bu değişikliklere rağmen demokratikleşememişiz. Toplumdaki sorunları, yasaları doğru yaparak çözebiliriz. Rejimsi bir anayasa değişikliği değil, tamamen sivil ve daha fazla demokrasi imkânı sunacak bir anayasaya ihtiyaç vardır. Bunu da TBMM değil, farklılıkları barındıran anayasa meclisi kurularak başarmalıyız.” Kazım Ataoğlu (MİLLETVEKİLİ): “Anayasa değişikliği ihtiyacı, tüm ülke kamuoyunda kabul gören bir görüştür. Herkes, artık anayasanın değişmesi kanaatindedir. Şu dip notu düşmek istiyorum. Bingöl halkı, 82 anayasasına yüzde 92 oranında red vermiş bir toplumdur. Eğer zamanında diğer illerden de aynı tepki verilmiş ve bu cesaret örneğini sergilemiş olsaydı, belki bugün bu tartışmaları yaşamayacaktık. Kürt sorununun çözümü için anayasa değişikliği şarttır. Ancak buda şuanda değil, önümüzdeki seçimden sonraki parlamento döneminde yapılabilecek bir iştir.” Bingol Kent Haber/Bingol Medya YORUM YAZIN
|
|