Bingöl Belediyesi tarafından organize edilen, Çevre ve Orman Bakanlığı'nın çevre eğitimi (Çevre Kirliliği, Sağlıklı Yaşam, Geri Dönüşüm, Küresel Isınma vb.) kapsamında yürütülen ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından belirlenen Bingöl merkezde bulunan ilköğretim ve lise düzeyinde eğitim veren 11 okula ‘Çevre ve İnsan' konusunda konferanslar verilecek.
Bingöl Belediyesi Çevre Denetim Birimi tarafından her hafta bir okulda verilen, Çevre ve İnsan konulu konferansların bu haftaki durağı; Ankara Büyükşehir Belediyesi İlköğretim Okulu oldu.
Çevresel önlemler alınmalı
Son yıllarda teknoloji ve sanayinin hızla gelişmesi, çevre sorunlarının da artmasına sebep olduğuna değinen Bingöl Belediyesi Çevre Denetim Birimi Çevre Mühendisi İbrahim Genç,
artan nüfusla birlikte devreye giren plansız endüstrileşme ve sağlıksız kentleşme, nükleer denemeler, bölgesel savaşlar, verimi artırmak amacıyla tarımda kimyasal maddelerin bilinçsizce kullanılmasıyla birlikte, gerekli çevresel önlemler alınmadan ve geri dönüşüm alanları hazırlanmadan yoğun üretime geçen sanayi tesisleri veya sanayi bölgeleri çevre kirliliğini tehlikeli boyutlara çıkardığını belirtti.
Dünya son 35 yılda çevre kirliliğine maruz kaldı
Yapılan araştırmalarda dünyadaki mevcut çevre kirliliğinin yüzde 50 'sinin, son 35 yılda meydana geldiğini ifade eden Genç, hızlı nüfus artışı, çevre sorunlarının artmasında önemli bir etken olarak gördüğünü söyledi. Genç, “ Türkiye, OECD ülkeleri arasında en yüksek nüfus artış oranına sahiptir. Artan nüfus karşısında düzenlemelerin ve planlamaların erken hayata geçirilerek çevre kirliliğinin en aza indirilmesi amaçlanmalıdır” dedi.
Geri dönüşüm önemli
Geri dönüşümün önemine vurgu yapan Genç, yeniden değerlendirilme imkanı olan atıkların çeşitli fiziksel ve/veya kimyasal işlemlerden geçirilerek ikincil hammaddeye dönüştürülerek tekrar üretim sürecine dahil edilmesine geri dönüşüm denildiğini söyledi. Genç, “Diğer bir tanımlamayla herhangi bir şekilde kullanılarak kullanım dışı kalan geri dönüştürülebilir atık malzemelerin çeşitli geri dönüşüm yöntemleri ile hammadde olarak tekrar imalat süreçlerine kazandırılması olarak tanımlanabilir. Tabii kaynakların sonsuz olmadığı, dikkatlice kullanılmadığı takdirde bir gün bu doğal kaynakların tükeneceği akıldan çıkarılmamalıdır. Geri dönüşümde amaç; kaynakların lüzumsuz kullanılmasını önlemek ve atıkların kaynağında ayrıştırılması ile birlikte atık çöp miktarının azaltılması olarak düşünülmelidir. Demir, çelik, bakır, kurşun, kağıt, plastik, kauçuk, cam, elektronik atıklar gibi maddelerin geri dönüşüm ve tekrar kullanılması, tabii kaynakların tükenmesini önleyecektir. Bu durum; ülkelerin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için ithal edilen hurda malzemeye ödenen döviz miktarını da azaltacak, kullanılan enerjiden büyük ölçüde tasarruf sağlayacaktır. Örneğin kullanılmış kağıdın tekrar kağıt imalatında kullanılması hava kirliliğini yüzde 74-94, su kirliliğini yüzde 35, su kullanımını yüzde 45 azalttığı ve bir ton atık kağıdın kağıt hamuruna katılmasıyla 8 ağacın kesilmesi önlenebilmektedir” diye konuştu.
Çevre kirlilikleri ülkemizi olumsuz yönde etkilemektedir
Küresel sınmanın Türkiye üzerindeki etkilerini anlatan Genç, “Küresel ısınmanın sebep olduğu pek çok etkiyi hâlihazırda yaşamaktayız. Verimli ovalarımız git gide çölleşmekte, nehirlerimiz ve göllerimiz kuruyup su kaynaklarımız azalmakta, Türkiye fauna ve florasında bulunan pek çok canlı türü yok olmakta, her yıl en sıcak yazı yaşamaktayız. Diğer yandan her geçen artan çevre kirlilikleri de ülkemizi olumsuz yönde etkilemektedir. Mevsimler birbirine karışıyor, baharı görmeden yaz geliyor. Dünyanın her yerinde görülmeye başlayan kavurucu sıcaklar, kuraklık, seller, insanlığın yeni kabusu küresel ısınmaya işaret ediyor. Olumsuz zamanlarda yağan ani şiddetli yağmurlar ülkemizde çeşitli bölgeleri olumsuz yönde etkilemektedir. Bazı bölgelere şiddetli yağan ama bazı bölgelere hiç yağmayan yağmurlar küresel ısınmanın ülkemizde ki olumsuz etkilerini göstermektedir. Şimdiden denizlerimizde tropikal iklim balıklarını görmeye başladık bile. Yüksek sıcaklıklarla beraber orman yangınları artacak, tarımsal hastalıklar ve tarım zararlılarının miktarında önemli yükselişler gözlenecek. Kuraklık, Türkiye'de üretilen tarımsal ürünlerin hem çeşidinin hem de miktarının azalmasına neden olacak. Çok daha sık ve uzun süreli kuraklıklar yaşanacak. Kar yağışı giderek azalacak, kış mevsiminin tamamen ortadan kalkması söz konusu olabilecek” şeklinde konuştu.
Konferans soru cevap faslından sonra tamamlandı. Program yaklaşık 1 saat sürdü.