Öğrencilere başkanlık sistemi anlatıldıBingöl Hukuk Kulübü tarafından düzenlenen programla, Kredi Yurtlar Kurumuna ait yurtta kalan öğrencilere, başkanlık sistemi anlatıldı.![]() Bingöl'de yeni anayasa ve başkanlık sistemiyle ilgili halkı bilinçlendirmek amacıyla Gençlik Merkezi Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan Hukuk Kulübü, Bingöl Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) Huzur Erkek Öğrenci Yurdu'nda kalan öğrencilere yönelik program düzenledi. Bingöl Hukuk Kulübü Koordinatörü Cengiz Değişgeç, KYK İl Müdürü Ahmet Hasanoğlu, Gençlik Merkezi Müdürü Yunus Kılıç, öğrenciler ve yurt personelinin katıldığı programda, Av. Savaş Sekin tarafından başkanlık sistemine dair sunum yapıldı. Türkiye gündeminde başkanlık sisteminin, önemli bir yeri işgal ettiğini ve her platformda tartışıldığını belirten Sekin, “Bu sisteme geçişin kaçınılmaz olduğunu savunanlar olduğu gibi, mevcut sistemin daha iyi olduğu ve sistem değişikliğine gerek olmadığını savunanlar da vardır.” dedi. “OLUMLU VE OLUMSUZ TARAFLARI” Başkanlık sisteminin esas amacının, sağlıklı bir kurumsallaşma ve demokratik özgürlüklerin daha ileri bir aşamaya taşınması olduğunu vurgulayan Sekin, başkanlık sisteminin olumlu ve olumsuz yanlarını sıraladı; “Olumlu tarafları, seçmenler daha fazla seçme hakkına sahip olurlar. Yani seçmenler hem yasama organı olan Meclisi seçerler, hem de başkanı seçerler. Başkanı seçerken aynı zamanda başkanın listesinde yer alan yardımcılarını da seçmiş olurlar. Seçmenler oy vermeden önce muhtemel hükümet seçeneklerini önceden görerek oy verirler. Seçme seçeneği fazla olan seçmenin, bu vesile ile seçilmişlerden hesap sorma seçeneği de o derecede fazlalaşmış olur. Başkanlık sisteminde yasama meclisi üyeleri, hükümetin varlığının devamı kaygısı olmaksızın yasalar üzerinde bağımsız ve özgür iradelerini yansıtacak şekilde karar verebilirler. Bu da halkın iradesinin yasama faaliyetlerine daha sağlıklı ve gerçekçi şekilde yansımasını sağlar. Başkanlık sistemi katı bir yapıya sahip olduğundan, bu durum yürütmenin istikrarına katkı sunar. Başkanlık sisteminde başkanın yasama organı tarafından güvensizlik oyu veya başka bir mekanizma ile düşürülmesi mümkün olmadığından, alacağı kararlar çok daha rahat ve hızlı olur. Başkanlık sisteminde güçler ayrılığı çok daha keskin olduğundan ve iktidar da sınırlı olduğundan bireysel özgürlüklerin korunması ve gelişmesi konusunda daha yararlıdır. Başkanlık sisteminin olumsuz taraflarını ise şöyle sıralayabiliriz; Halk tarafından seçilmiş olan meclis ve başkan birbirlerini görevden alamadıkları için, başarısız bir başkan, buna rağmen süresi doluncaya kadar görevde kalır. Yine başarılı olan bir başkan da, süresi dolduğu için görevden ayrılmak zorunda kalır. Halk tarafından seçilen başkan ve meclis farklı partilerden olabilirler. Böyle bir durum da her iki taraf da doğru olanın kendisi olacağını düşüneceklerinden, yönetimde bir takım sorunlar ve açmazlar ortaya çıkabilir.” “TÜRKİYE İÇİN HANGİ SİSTEM UYGUNDUR” Türkiye için hangi yönetim sisteminin daha doğru olduğu konusunda sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için, mevcut parlamenter sistemin Cumhuriyetten bu yana Türkiye'ye ne kazandırdığını irdelemek gerektiğini vurgulayan Sekin, şunları söyledi: “Hepimizin bildiği üzere Türkiye'nin siyasi tarihi maalesef çok da iç açıcı değildir. Türkiye ölçeğindeki bir ülkede olmaması gereken darbeler, siyasi sürgünler, parti kapatmalar, idamlar, kaos ortamları çokça yaşanmıştır. Yine kısa ömürlü ve verimsiz birçok koalisyon hükümeti ülkenin katma değerinden çok şey götürmüş ve ülkeyi defalarca siyasi istikrarsızlığa sürüklemiştir. Siyasi istikrarsızlıklar sebebi ile bu ülkenin insanları çok bedel ödemiştir. Ülkenin bir devlet politikası, halkın beklentilerine cevap verebilen, hayalleri ve idealleri olan, sağlam temellere dayalı ve sürdürülebilir bir yönetim anlayışı geçmişte olmamıştır. Bu durumun tek sebebi olarak parlamenter sistemi göstermek elbette doğru değildir. Bunun farklı konularda bazı sebepleri var. Ancak mevcut sistemin bundaki payı da inkâr edilemez.” Mevcut sistemin sorgulanması, alternatif olarak nasıl bir sistemin getirilmesi konusunda kafa yorulması gerektiğini belirten Sekin, “Bu konuda kafa yorarken, bu milletin inancı, geçmişi, geleneği, değerleri, eğilimleri, ruhsal yapısı, sosyal yapısı ve kendine özgü genetik kodlarının kesinlikle ihmal edilmemesi gerekir. Zira bir sistem hangi topluma uygulanacaksa, o toplumun yapısına uygun olmak zorundadır. Aksi halde yenilik yapmak için yenilik yapmak bir trajedi ile neticelenebilir. Şahsen Türkiye toplumunun bütün özellikleri ve değerleri dikkate alınmış ve bu toplumuna uyarlanmış bir başkanlık veya yarı başkanlık veya buna benzer mahiyette bir sistemin birçok alanda ivme kazanmış ve kendisine bir istikamet tayin etmiş olan Türkiye'nin geleceği açısından daha sağlıklı olacağı kanaatindeyim. Böyle bir sistemin Türkiye toplumunun genetik kodlarına ve beklentilerine uygun olacağı ve yaşadığımız dünya düzeninde kendisine düşen rolleri ve sorumlulukları hakkı ile yapması konusunda elini güçlendireceği kanaatindeyim.” diye konuştu. Program, soru-cevap faslıyla son buldu. YORUM YAZIN ![]()
|
|