Karayolları, belediye, emniyet ve daha birçok kurumun sorumluluk alanıyla ilgili sıkıntılara değinen Bingöl Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Ali Bayram, esti gürledi. Kamu kurumlarını “duyarsızlıkla” itham eden Bayram, Bingöl için elini taşın altına koymamakla suçladığı siyasilere ve seçim dönemlerinde meydanlara çıkan isimlere de yüklendi.
ŞEHİR İÇİ YOLLAR REZALET ÖTESİ!
Altyapı çalışmaları bahane edilerek yolların yapılmadığını, kazı yapılan bölgelerde çukurların doldurulmadığını, birçok mahallenin çamur deryasına dönüştüğünü söyleyen Bayram, araçların da yayaların da bu durumdan olumsuz etkilendiğini, buna rağmen iyileştirme çalışmalarının yapılmadığını vurguladı.
Bayram: “Her taraf çukur! Sağlam yol kalmamış. Öyle bir hal aldı ki, sürücüler araçları nasıl kullanacağını şaşırdı. Böyle giderse araçlar ilkbahara kadar hurdaya döner. Altyapı için kazı yapılmış ama üzerine hafriyatı döküp yolu o halde bırakmışlar. Yazık değil mi bu insanlara? Madem yolları yenileyemiyorsunuz, bari geçici önlemlerle insanları huzursuzluktan kurtarın!”
“SORUN DA, ÇÖZÜM DE BELLİ AMA..!”
Şehir içi trafik sorunu hakkındaki görüşleri de alınan Bayram, hem Emniyet'e, hem de Belediye'ye yüklendi. Onca sorun varken İl trafik Komisyonu'nun olağan bir toplantı yapıp çözüm üretme yolana gitmediğine dikkat çeken Bayram: “Çarşı merkezinin halini herkes görüyor. Ne araç parkı yeri var, ne de düzenleyici bir unsur. Trafik ışıklarından ümidi kestik. Tek yön uygulamasıyla trafiği rahatlatacaklarını sananlara çıkıp çarşıyı dolaşsınlar. Önce tek şerit, ardından çit yönlü park izni verildi. Ama bu da yetmiyor ki, kuralları hiçe sayanlar ya da mecbur kalanlar gelip aracını park eden araçların yanına bırakıp dörtlü sinyallerini yakıp ortadan kayboluyor. Adam getirip dükkânının önünde el arabası, sandalye veya tüp bırakıp araç park yeri oluşturuyor. Sıkıntıları bölgeleri saymak yerine sıkıntısız bölgeleri sıralamak daha kolay. Böyle bir düzensizlik başka hiçbir yerde yok! Akşamüstü trafik tamamen kilitleniyor. Yük dindirip bindirme saatleri belli ama uyan da yok, kuralları uygulayan da! Galericilerin şehir dışına taşınmasıyla ilgili yönetmelikler var. Yıllardır söylüyoruz ama duyan olmuyor. Çarşının içi bile oto galeriye dönmüş. Bir tane babayiğit çıkıp da çözüm üretmiyor. Çözüm için önerilerimizi sunmuşuz, çözüm yolu da bellidir. Ama kimsenin sıkıntıları giderme, çözüm üretme gibi bir derdi yo ki!”
KARAYOLLARI BİNGÖL'DE RAHAT!
Karayolları Elazığ 8. Bölge Müdürlüğü'nün Bingöl'deki çalışmalarına da değinen Bayram, çalışmaların zamanında yapılmamasını, aciliyet gereksinimlerinin dikkate alınmadığını savundu.
Shell Petrol Kavşağı'nın kapatılmasının ciddi bir sıkıntı olduğunu, yıllardır dile getirmelerine rağmen üç beş kilitli parke taşını değiştirmeyen zihniyetin kalkıp yağışların başladığı bugünlerde çalışmalara başlamasının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Bayram: “Karayolları Bölge Müdürü gelip dolaşsın buralarda. Bir tane düzgün işleri yok! Bu projeleri kim çiziyor, bu işlerin kabullerini kim yapıyor? Kış günü getirip kavşak yapıyorlar, üç gün sonra bozulduğunda da bahaneleri sıralıyorlar. Yapılan yolları da, kavşakları da görüyoruz. Bana göre birileri kasıtlı olarak bu şehir trafiğini kilitliyor. Shell kavşağı açıkken neden bu kavşağı yapmadılar? Bölge müdürü o kadar yürekliyse Elazığ'da bu uygulamayı yapsın! O kavşağı kapatıp bazı yerlere özel kaldırım döşeniyor. Onların gözünde hizmet buysa, ‘küçük adam küçük işlerle uğraşır' derim. Elazığ, Erzincan ihya olmuş. Erzincan yollarını görün. Onca aşırı yüklü araçlar geçiyor, kim bunun ağırlığını ölçüp ağırlığı fazlaysa geçişine izin vermemezlik ediyor? Kontrol yok, sonra da kalkıp yolların tahribatını tartışıyorlar.”
BİRİLERİNİN KAPISINDA NÖBET TUTANLAR NEREDE?
Bingöl'de yapılan ve yapılmakta olan birçok işin eksik ve yanlış yönü bulunmasına rağmen toplumun buna sessiz kalmasını, geleceği hesap etmek yerine günübirlik hesaplarla şehrin sancılı günler yaşamasına seyirci kalınmasını sert bir dille eleştiren Bayram, siyasilerin kamu kurumlarını ziyaret bahanesiyle makamları işgal ettiklerini öne sürdü.
Bayram: “Seçim döneminde iktidar partisinden aday olanlar, Bingöl için nara atanlar, onun bunun kapısında nöbet tutanlar, günlerce Ankara'da bekleyenler, Bingöl sevdalısı, hizmet adamı olduğunu haykırıp destek isteyenler… Hani o Bingöl sevdalıları? Hani hizmet için çırpınıyordunuz? Bu çarpıklığa seyirci kalarak mı hizmet üreteceksiniz? Bunca sıkıntı varken neden kimsenin sesi çıkmıyor? İş, ihale, makam, mevki talepleri peşinde koşmaktan başka ne yapıldı? İnsan bir yere aday olunca hizmet için olur. Ama bunların amacı hizmet değil. Bir yere kadro gelecek, vay o kurum müdürünün haline. Hangi makama gidiyorsanız, ‘filan siyasi içerde' diyorlar. Bekle ki, çay muhabbetleri bitsin. Bingöl'ün sorunlarını mı görüşüyorlar da takdir edelim. Allah bilir yine ne ihale, yine ne işler için makamları meşgul ediyorlar. Biri de kalkıp “ben filanca kuruma gidip şu projeyi sundum, şu öneride bulundum” desin ki inanalım. O da yok! İnsanlar aç, insanlar işsiz, insanlar çaresiz. Neden kimse bunları sorgulamak istemiyor? Bu toplum neden bu kadar sessiz? Kahvehane köşelerinde hükümet kuruyorlar, sıkıntıları dile getirip hakkını aramak, hizmet talep etmek ya da yaşanan sıkıntıların giderilmesi adına iki çift laf söylemek kimsenin işine gelmiyor! Herkesin birilerinden beklentisi var. ‘Yarın işim düşerse' veya ‘niye sorunu dile getirip kendimi kötü edeyim' diye düşünüyorlar. İşte bu yüzden memlekette sorunlar çözülmüyor, sıkıntılar giderilemiyor! Sıkıntıyı dile getirmek, aksaklıkları gösterip çözülmesini istemek neden insanımıza ağır geliyor? Eleştirmek veya sorunu dile getirmekten bahsederken illa birilerine saldırmak, karalamak gerekmiyor. Biz söylüyoruz ama sözümüz para etmiyor. Lafı para edeni de göremiyorum. Bu memlekette sorunlar çözülsün, insanlar rahat bir yaşam sürsün, varsın birileri bana küssün. Birilerinin bana iyi olması bu şehrin geleceğinden daha önemli değil. Ben sıkıntı olduğunu savunuyorum ve bunu dile getiriyorum, yanlış olduğumu iddia eden varsa buyursun konuşsun, beni de, benim gibi düşünenleri de ikna etsin” şeklinde konuştu.