Bingöl'de şehrin iki yakasını bir birine bağlayan, aşırı eğim nedeniyle birçok kazanın meydana gelmesinin yanı sıra özellikle kış mevsimlerinde ciddi sıkıntıların yaşanmasıyla adından sıkça söz edilen Çapakçur Köprüsü'nün viyadük olarak yenilenmesi konusundaki karmaşa devam ederken, tartışmalar, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'ın “bu köprünün Bingöl için çok acil olmadığını ancak toplumda psikolojik siyasi algı haline dönüştüğünü” belirtmesiyle yeni bir boyut kazandı.
Bingöl'ün en önemli sorunlarından biri olarak gösterilen “Çapakçur Köprüsü'nün mevcut durumu” ve Bakan Yıldırım'ın o sözleriyle ilgili görüşlerine başvurulanlar önemli tespitlere dikkat çekerken, viyadük konusunda kamuoyunun ısrarlı olduğu, bunun siyasi bir algı yansıması değil ciddi bir sorun olduğunu ve mutlaka çözülmesi gerektiğini söylediler.
Bingöl'ü ikiye ayıran Çapakçur Vadisi üzerine kurulan olan köprüsünün ihtiyaca cevap veremediği gibi olası bir depremde yıkılmasıyla sıkıntının daha ciddi boyutlara ulaşacağına dikkat çeken katılımcılar, siyasi iradenin bu noktada ısrarlı olması ve sorunu daha etkin bir şekilde ilgili makamlarla paylaşarak çözüme ulaşmasını önerdi.
Kiğı-Yedisu arasındaki yolun yapımı için yaklaşık 300 milyon liralık harcama yapılacağı, Çapakçur Köprüsü'nün viyadük olarak yapılması halinde ise 20-25 milyon liralık bir ödenek gerektiğine dikkat çeken katılımcılar, kıyaslama yapıldığında bile çözümsüzlüğün ‘maddi olanağa dayanmadığı' konusunda görüş belirtiler.
Siyasilere yönelik eleştirilerde bulunan bazı katılımcılar ise sıkıntıya ‘acil değil' şeklindeki yaklaşımın da üzücü olduğunu vurguladılar ve şu mesajları verdiler.
“GEREKLİ OLMADIĞI İDDİASI İSPATLANMALIDIR”
Çapakçur Köprüsü'nün yaklaşık 50 yıl önce inşa edildiğini, iki büyük deprem geçirdiğini anlatan Bingöl belediye Başkanı Serdar Atalay: “Bu köprü yapılırken Bingöl'ün nüfusu 15-20 bin iken, şuanda nüfus 100 bine ulaştı. O günkü şartlar ihtiyacı karşılıyordu ancak şuanda ihtiyaca cevap vermiyor. Hem depremsellik açısından, hem de eğilim açısından ciddi sıkıntılar var. Özellikle kış şartlarında önemli sorunlara yol açıyor. Bingöl açısından mutlaka yenilenmesi gereken bir köprü. Bingöl'de yaşayan herkesin bu fikre katıldığına inanıyorum. Gerekli olmadığı noktasında bir iddia varsa da, ispata muhtaç bir iddiadır. Bu köprünün kesinlikle yeniden yapılması gerektiğine inanıyorum. Bunun da siyasi polemiklerden uzak, herkesin katkı sunduğu bir çözüm olmadı gerekti kanaatindeyim. Ulaştırma Bakanlığı'nın Bingöl genelindeki yatırım tutarı 575 milyon TL. Bu anlamda Ulaştırma Bakanımız Sayın Binali Bey'e, her türlü sorunun çözümünde çaba sarf eden ve köprünün yenilenmesi için de gerekli gayreti gösteren Sayın Kalkınma Bakanımız Cevdet Yılmaz Bey'e, Milletvekilimiz Sayın Eşref Taş Bey'e teşekkür ediyorum. 575 milyon liralık yatırım var iken, bunun yüzde 5'ine tekabül eden bir köprü yatırımının da hizmete sunularak tüm bu hizmetlerin taçlandırılacağına inanıyorum” dedi.
“BİNGÖL'E İNSAN GÖZÜYLE BAKSINLAR”
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın “bu köprünün Bingöl için çok acil olmadığı ancak toplumda psikolojik siyasi algı haline dönüştüğü” sözlerini ve soruna yaklaşımını eleştiren Bingöl Şoförler Odası Başkanı Ali Bayram ise sert konuştu.
“Sadece bu yıl 17 tane maddi hasarlı trafik kazasının yaşandığı, kış mevsimde defalarca tıkanan ve sürücülere çile yaşatan köprünün mutlak surette yenilenmesi ve viyadük olarak inşa edilmesi gerektiğini vurgulayan Bayram: “Elazığ'a bakın, Tunceli girişine bakın, Konya'da onlarca viyadük var. Buralara yaparken ödenek var da Bingöl'e gelince mi ödenek olmuyor? Neye dayanarak bunun acil olmadığını söylüyor? Onca insanın canı yandı bu köprüde. İlla acil ve önemli olması için can mı vermek gerekiyor? Birileri öldükten sonra mı yapılacak bu hizmetler? Eski Bakanlardan Sayın Zeki Ergezen ‘ne istiyorsanız projesiyle gelin ben parayı veririm' diyordu. Binali Bey nasıl böyle yaklaşıyor sıkıntılar anlamıyorum. Bir iki yıl içinde çevre yolu yapılırsa ve bu köprü de belediyenin sırtına kambur olarak yüklenirse ne olacak? Belediye bir yıl boyunca tek kuruş harcamasa yine bu köprüyü yapamaz. Kiğı-Yedisu yoluna 300 milyon harca, bir viyadük için 20-25 milyon lirayı çok gör. Bu kabul edilemez bir durumdur. Kiğı-Yedisu yoluna bakılsın. Müteahhitti kim? Bu yolu ne amaçla yapıyorlar? Yüzde kaç kırımla verilmiş? Bingöl insanı kör değil. Çok şey istemiyoruz, sadece Bingöl'e insan gözüyle baksınlar yeter”
“ACİL SORUNA ACİZ YAKLAŞIMDIR!”
Bakan Binali Yıldırım'ın sözlerini ve yaklaşımını eleştiren Doğu Anadolu Muhtarlar Federasyonu Başkanı ve Bingöl Muhtarlar Derneği Başkanı Abdullah Butaku da sert konuştu.
“Hizmete kavuşmak için illa birilerinin ölmesi mi gerekiyor?” diye soran Butaku: “Bir viyadük yapımını bize bir lüks gören Ulaştırma Bakanı kendi memleketine ne yapıldığına bir baksın. Binali Bey'in Çapakçur Köprüsü'nün yenilenmesi işinin acil olmadığını söylemesi çok üzücü bir durumdur. Allah korusun bugün bir deprem olsa, bu insanlar hastanelere nasıl gidecek? Yetersiz kalacağı alenen belli olan ‘çevre yolunu' mu öne sürecekler? Yıkılmak üzere olan ve taşıyıcıları zayıf olan Çapakçur Köprüsü'nün yetersiz ve sağlık olmadığını tüm teknik insanlar söylüyor. Birkaç yıl sonra daha ciddi tehlikeler arz edecek olan bir köprünün yenilenmesi hususundaki haklı taleplerimizi kulak ardı etmek ve ‘acil' değil diyerek işin içinden çıkmak acizliktir, Bingöl'e hakarettir. Bakan Bey bu köprüde kaç canı yitirdiğimizi, ne kadar sıkıntı yaşadığımızı biliyor mu? Gelip bizzat gördü mü bu köprüyü? Neye dayanarak ‘acil değil' diyebiliyor? Daha kaç kişinin ölmesi bekleniyor? Hizmetin yapılması için illa birilerinin ölmesi mi bekleniyor? Köprünün keşif bedeli 20 milyon lira. Kiğı-Yedisu yolu ise 300 milyon lira. Kiğı-Yedisu yolu muhakkak yapılmalı ama şuanda Bingöl'ün aciliyeti Çapakçur Köprüsü'dür ve mutlaka yenilenmelidir. 150 milyon liraya o yolu yapar, geri kalan 150 milyon liraya da hem yeni bir çevre yolu, hem de viyadük yapılabilirdi. Bu konuda siyasilerin duyarsızlığı söz konusudur” değerlendirmesinde bulundu.
“ADI NE OLURSA OLSUN, SADECE ÇÖZÜM İSTİYORUZ”
Çapakçur Köprüsü konusunda ilginç değerlendirmeleriyle dikkat çeken ve olayı birçok açıdan değerlendiren TEMA Temsilcisi ve Bingöl Sürdürülebilir Kalkınma, Çevre, Gençlik ve Sivil Tolumu Geliştirme Derneği (BİNÇEVDER) Başkanı Cuma Karaarslan ise ilginç tespitlerde bulundu.
Sorunun doğru yansıtılmadığı, konunun muhataplarının ikna edilemediğini ve bunun sonucu olarak ilgili makamın bu talebi ‘siyasi bir algı' olarak değerlendirdiğini ifade eden Karaarslan, şu görüşleri paylaştı:
“Birinci hata, ya bu sorunu doğru yansıtmıyor, yada birileri bizi oyalamak adına gündeme getirip topu başkasına atıyor. Bu köprünün yenilenmesi konusu, bütün siyasi aday ve aday adaylarının vaatlerinin arasında yer almıştır. Viyadüksüz yola çıkan bir siyasetçi hatırlamıyorum. Bugünkü süreçte ise ‘acil olmadığı' tartışılıyor. Birçok şehirde buna benzer birçok köprü viyadük olarak inşa edildi. Buna örnekler çok fazladır. Malatya çıkışındaki viyadük o kadar büyük iken, kimse kalkıp da ‘maliyeti fazladır gerek yok' demedi. Çapakçur Köprüsü'nün kış mevsimindeki çilesi, yol tıkanmaları bile yetiyor da artıyor. Kışın her eve dönüşte çevre yolunu kullanıyoruz. Şehir merkezinde zincire ihtiyaç duyulmuyor ama köprüde zincirsiz çıkamıyorsunuz. Erzurum, Ağrı ve Kars'tan sonra don olayının en fazla olduğu illerden biri de Bingöl'dür. Eğitim çok fazladır, burası insan hayatını hiçe sayan bir rampadır. Bugüne değil, birkaç yıl sonrasına dahi bakıldığında köprünün ihtiyaca cevap vermeyeceği kesindir. Aşağıçarşı bağlantısı öne sürülüp dolgu yapılmasının daha doğru olacağı belirtiliyor. Bugüne kadar köprüden Aşağıçarşı'ya giden kim? Tekel yolundan köprü altı kullanılarak Aşağıçarşı bağlantısı yapılabilir, karşı tarafta da aynı mantık uygulanabilir. Burada asıl sorun ödenek değildir bence. Bu işin maliyeti tartışılmaz. Bir baraj veya üretim tesisi kurmuyoruz ki. Hizmet kategorisinden bir hizmet talep ediliyor. Maliyete bakılsaydı hükümet bunca otoyolu, köprüyü yapmazdı ki. Burada asıl sıkıntı, sorunun ilgili makamlara doğru aktarılamamasıdır. Mevcut otorite, seçim vaadi yerine geliyormuş gibi algılayıp gereksiz bir yatırım olarak bakıyor. Oysa yerel yöneticilerin Ankara'yı ikna edecek projeleri yok. Görsel ve teknik açıdan Ankara ikna edilseydi bugün maliyet tartışılmazdı. Gazetelerdeki haberler, yazılar, kaza görüntüleri, kış çilesi ve benzeri görsel materyaller bir araya getirilip dosya oluşturulsa ve ilgili makama sunularak detayları anlatılsa inanıyorum ki ikna olurlar. Gidip hiçbir gerekçe ve materyal sunmadan ‘biz viyadük istiyoruz' derseniz, onlar da işi ‘siyasi bir algının sonucu olarak getirilen bir talep' olarak görürler ve kabul etmezler. Bize görev versinler, biz STK'lar olarak gidip ilgili makamları ikna ederiz. Adı ne olursa olsun, biz ‘viyadük' değil, çözüm istiyoruz. İnsan onuruna yakışır ve saygı gösterilecek, araç ve yaya trafiğine uygun bir köprü istiyoruz. Hepsi bu.”