'Müslümanı Mehmed Akif kadar eleştiren yok'Milli şairimizi anma törenlerinin artık ruhunu kaybettiğini belirten Yazar Lütfü Şehsuvaroğlu, onun kadar Müslümanları eleştiren bir şairin daha olmadığını söyledi.Şehsuvaroğlu sözlerine 35 seneden fazla zamandır Mehmet Akif'i anlattıklarından bahsederek başladı. 12-27 Mart tarihleri arasında “Taceddin Dergâhı”nda anma törenleri yapıldığını, herkesin, 3 yaşındaki çocuğun bile İstiklal Marşı'nı okuduğunu; ancak bu anma törenlerinin ruhunun bittiğini söyledi. Ruhun bitmesinin nedenini Mehmet Akif'in fikir dünyasını içselleştiremememize bağlayan yazar bazı anma törenlerinde “At izi it izine dönüşüyor.” diyerek kaybedilen bu ruhu vurguladı. AKİF SOKAK TÜRKÇESİYLE YAZMIŞTIR Türk Ocakları Akademik Çalışma Grubu'nun konuğu olarak “Mehmet Akif Ersoy'un fikir dünyası” konulu sohbette konuşan Şehsuvaroğlu, Mehmet Akif Ersoy'un sokak Türkçesiyle yazdığını ifade etti. Mehmet Akif'in fikir dünyasının onun karakterinden, hayatı ve şiirlerinden ayrı olmadığını söyleyen Şehsuvaroğlu, onun hep Türkçe düşünüp yazdığını, Türk fikir çerçevesi içinde yazdığını ifade etti. Yazar, konuşmasında Mehmet Akif'in baştan sona yalın bir Türkçe ile yazdığı şiirlerinden örnekler de verdi. “Bana hiç tasmalık etmemiştir altın lale Yumuşak başlı isem kim demiş uysal koyunum? Kesilir, belki, fakat çekmeye gelmez boyunum. Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ ciğerim, Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim. Adam aldırma da geç git, diyemem, aldırırım. Çiğnerim, çiğnerim, hakkı tutar kaldırırım.” Dizelerde görüldüğü gibi Akif'in tamamen sokak Türkçesi denilebilecek bir Türkçe ile ancak baştan sonra aruzla şiirlerini yazdığını gördüğümüzü söyleyen Şehsuvaroğlu bunun tabî bir refleks olduğunu, nefes gibi olduğunu ifade etti. “Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.” dizesinde olduğu gibi Mehmet Akif'in dilinin çok basit bir dil, günlük bir Türkçe olduğunu sözlerine ekledi. MÜSLÜMANLIK NEREDE BİZDEN GEÇMİŞ İNSANLIK BİLE Şehsuvaroğlu “Müslümanlık Nerede Bizden Geçmiş İnsanlık Bile” şiiriyle Mehmet Akif'in toplumun bütün kesimlerinden haberdar olan bir şair olduğunu söyledi. Bu yönüyle Akif'in, Mevlana'nın “Dünya haberdar olmaktan ibarettir.” sözüne ne kadar uyduğunu vurguladı. Günümüzde insanların dünyada, çevresinde, evinde neler olduğundan habersiz olmasını eleştirdi. İnsanların beyinlerinin durduğundan yakınan yazar, insanlarda fikriyattan, davadan eser olmadığını, insanların nefislerinin girdaplarında sürüklenmekte olduğunu söyledi. MÜSLÜMANI AKİF KADAR ELEŞTİREN YOK Bazı kişilerin Mehmet Akif için İslamcı yazar dediğini söyleyen Şehsuvaroğlu, onun kadar Müslümanları eleştiren bir şairin daha olmadığını söyledi. Bazı insanların hayatları ve eserlerinin bambaşka olduğunu söyleyen yazar Mehmet Akif'in ise bu şairlerden olmadığını onun kelimenin tam anlamıyla hayatı boyunca bir mümin olarak yaşadığını, eserleri ve hayatını birleştirmiş olduğunu ifade etti. Mehmet Akif'i ve onun eserlerini, yüksek karakterinin değerli kıldığını vurguladı. Milliyetçilerin fikriyatının Namık Kemal'den sonra ikinci temsilcisinin Mehmet Akif olduğunu söyledi. Akif'in fikir dünyasına şekil verenin Namık Kemal olduğunu vurguladı. İnkılapçılık, Osmanlıcılık ve İslamcılık fikirlerinin temelini Namık Kemal'in attığını, ancak bunların yabancı ideolojiler olduğunu söyleyen Şehsuvaroğlu, yabancı ideolojiler de olsa o dönem için bu fikirlerin kaçınılmaz olduğunu çünkü devletin çökmeye başladığını vurguladı. Batı dünyasının Sokrates'in öğrencileri ile yaptığı konuşmalarla ilgili yorumlar yaptığını, bunun üzerine pek çok tezler yazdıklarını ancak milliyetçilerin Seyyid Ahmet Arvasi, Galip Erdem, Erol Güngör, Mehmet Akif gibi sohbetlerinde bulundukları kişileri bile unuttuklarından yakındı. DİNİ OLANIN KİNİ OLMAZ Şehsuvaroğlu, Mehmet Akif'in izini süren Nurettin Topçu'nun “Din ile kin bir arada olmaz.” sözünü hatırlatarak bugün dini kullanıp kendi kinini sürenlerin olduğunu söyledi. Bunun da Mevlana'nın ifade ettiği haberdar olma meselesi ile doğrudan ilgili olduğu belirtti. Yazar, bugün Mehmet Akif'in 30 sene öncesinden daha çok anıldığını, ancak bu manzaranın farkındalığın olmamasından ötürü çok vahim bir durum olduğunu dile getirdi. Çünkü Akif'i seven okuyan kimi İslamcı yazarların kendilerini İslam Burjuvazisine mensup olarak gördüklerini; ancak İslam'ın burjuvasiyi kabul eden bir din olmadığını ifade etti. İnsanlara, medyaya, parti mensuplarına bakınca kendisini aforoz edilmiş gibi hissettiğini herkesin din dışı olduğunu söyledi. Mehmet Akif'i anlamak için onun yaşadığı dönemde fikrini ve yaşayışını anlamak gerektiğini söyleyen yazar, Akif'in Safahat'ın başında vurguladığı gibi öncelikle bir fikri ve davayı kucaklamak gerektiğini belirtti. Akif'in fikir dünyasının üç kalemden beslendiğini ve bunların Namık Kemal, Cemaleddin Afgani ve Muhammed Abduh olduğunu ifade etti. Akif'in fikriyatına göre insanlar arasındaki üstünlük ancak takvadadır. ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ ŞİİRİNİ BİLMEYEN KURMAY OLMAMALI Şehsuvaroğlu, Mehmet Akif'in şiirlerinin resim gibi olduğunu ifade etti. Çanakkale Şehitlerine şiirini okurken gözler kapatıldığı takdirde savaşın insanın gözünün önünde canlanacağını belirtti. “Ey bu toprak için toprağa düşmüş asker Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi.” Yukarıdaki dizeleri okuyan yazar, İstiklal Marşı'nın 10 kıtasını ezbere bilmeyenin ilkokuldan bile mezun olmaması gerektiğini ve benzer şekilde Çanakkale Şehitlerine şiirini bilmeyeninse kurmay olamayacağını, olmaması gerektiğini belirtti. Lütfü Şehsuvaroğlu, Akademik Çalışma Grubu üyelerine, “Şimdi Safahat'ı eve gidip tekrar okuyalım.” diyerek sözlerine son verdi. www.cafesiyaset.com YORUM YAZIN
|
|