Müsiad'dan 'moda tasarım' atağıMÜSİAD Başkanı Ömer Cihad Vardan, kendini yeni dünyanın gereklerine uyduramayanların, yenileyemeyenlerin gelişmelere yenileceğini belirterek,'Artık dönem alın terinin yanında akıl teri de sarf edebilme dönemi' dedi.Vardan, MÜSİAD'ın Tekstil ve Deri Sektör Kurulu'nun hazırladığı ''Moda Tasarımı'' adlı kitap ile 19 Aralık Cumartesi günü düzenlenecek olan ''Hazır Giyim Sektöründe Moda Tasarımı'' konulu panelin tanıtımı için düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, MÜSİAD'ın 4 bin 700 üyesi ve bu üyelerin sahip olduğu firma sayısının 15 bin olduğunu bildirdi. Derneğin Tekstil ve Deri Sektör Kurulu'nun hazırladığı çalışmalardan ilkinin ''Küresel Rekabet Baskısı altında Yeni Yol Haritası'' olduğunu dile getiren Vardan, bu çalışmayı ''Teknik Tekstiller'' ve ''Moda Tasarımı'' isimli kitapların takip ettiğini dile getirdi. Vardan, Moda Tasarımı kitabının MÜSİAD'ın uzun zamandır savunduğu inovasyon, tasarım ve markanın gerekliliği kavramlarını açıkladığını ifade ederek, ''Kendini yeni dünyanın gereklerine uyduramayanlar, kendini yenileyemeyenler gelişmelere yenilirler. Bununla beraber bütün bunlara kafa patlatacak, düşünecek, tasarım yapacak ve eski köye yeni adetler getirecek yeni nesiller yetiştirmemiz gerektiğini de unutmayalım. Tasarlayamayanların kazanamadığı bir dönemde olduğumuzu sürekli birbirimize hatırlatalım. Artık dönem alın terinin yanında 'akıl teri' de sarf edebilme dönemi...'' şeklinde konuştu. ''TEKNİK TEKSTİLLERİN PAYI 100 MİLYAR DOLAR'' MÜSİAD Tekstil ve Deri Sektör Kurulu Başkanı Ömer Mete Sümer de, Çin ve Hindistan gibi Uzak Doğu ülkelerinin rekabetinden dolayı yeni bir yol haritasının yapılması gerektiğini ve bu yönde çalışmalarını sürdürdüklerini dile getirerek, ''Katma değerli ürünler üretmek gerektiğini herkes söylüyor. Ancak, bunun nasıl yapılacağını söyleyen yok. Biz MÜSİAD olarak bunun için çalışıyoruz'' ifadesini kullandı. Geleceği kucaklamanın tek yolunun tasarımdan geçtiğini belirten Sümer, ''Ya yeni bir dünya oluşturacağız ya da ünlü markaların taşeronculuğunu yapıp kıdemli fasoncu olarak kalacağız'' dedi. Sümer, 5 yıla kadar tekstil sektörü gelişmiş ülkeler gibi tasarıma yönelmezse bugüne kadar ''öldü, bitti'' denilen sektörün gerçekten öleceğini vurgulayarak, tekstil ve hazır giyim sektörünün emek yoğun bir sektör olduğunu ve bu sektörün yok kabul edilmesinin söz konusu olamayacağını bildirdi. ''MARKETİNG EŞİTTİR FARKETİNG...'' Moda Tasarımı kitabını hazırlayan İstanbul Ticaret Üniversitesi Ticari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kahraman Arslan ise, gelişmiş ülkelerin birçoğunun teknik tekstillere yöneldiğini dile getirerek, dünya çapında genel tekstilin içinde teknik tekstillerin payının 100 milyar dolar olduğuna dikkati çekti. Arslan, tasarım geliştirmeden marka olmanın mümkün görünmediğini belirterek, ''marketing eşittir farketing'' ifadesini kullandı. Toplumsal açıdan modanın bir toplumun evriminin yansıması olduğunun altını çizen Arslan, modanın 3 ayda bir ölüp dirilen bir olgu olduğunu ve bunu ancak günü takip eden şirketlerin yakalayabileceğini söyledi. Arslan moda marka olmanın ekonomik bir güç haline geldiğini ifade ederek, krizde moda markalarının büyümelerini sürdürdüklerine işaret etti. Önemli moda markalarının İstanbul'da mağazalar açtığına dikkati çeken Arslan, bu şirketlerin İstanbul'u bir üs olarak gördüğünü vurguladı. Arslan, üretimde, kalite ve verimliliği Türk işletmelerinin çoğunluğunun yakalamış durumda bulunduğunu belirterek, bütün bunların hepsine moda tasarımının eklenmediği takdirde bunların hepsinin ''hikaye'' olduğunu kaydetti. ''YURT DIŞINDA MARKALARIMIZLA DEĞİL ETİKETLERİMİZLE TANINIYORUZ'' Kadın giyiminin, tasarım çalışmalarının yüzde 50'den fazlasını temsil ettiği bilgisini veren Arslan, erkeklerin payının yaklaşık yüzde 40 olduğunu ve kalan payı da çocuk giyim tasarımının aldığını söyledi. ''Biz yurt dışında markalarımızla değil etiketlerimizle tanınıyoruz'' diyen Arslan, Milano'da 700 tane tasarım şirketi olmasına rağmen, Türkiye'deki tasarımcıların bireysel çalışmak zorunda kaldığına dikkati çekti. Arslan, sanayi ve tasarımcının beraber çalışması gerektiğini vurgulayarak, ''Tasarımcılarımız altın yumurtlayan tavuk gibidir. Onu ne kadar beslerseniz o kadar altın yumurta alırsınız. Bizim tasarımcılarımız bireysel çalışıyor. Sanayicilerimiz tasarımcılara 'entel-dantel' gözüyle bakıyor. Tasarımcılarımız da sanayicilerimizi küçümsüyor'' diye konuştu. Moda tasarımcısı Rabia Yalçın ise tasarımın aslında yaratılmışı taklit etmekten ibaret olduğunu dile getirerek, ''2011 koleksiyonumu denizin altına daldığımda tasarladım. Tasarıma, Türkiye'de gerekli yatırım yapılmıyor. İtalya diye, Fransa diye bir şey yok, her yer Türkiye olmuş. Bunu görmemiz lazım'' dedi. 128 SAYFADA MODA TASARIMI Bu arada, 128 sayfalık Moda Tasarımı kitabında ''Tasarım kavramı ve tasarımı etkileyen faktörler'', ''Hazırgiyim sektöründe moda ve moda tasarımı'', ''Moda tasarımının unsurları ve tasarım süreci'' ''Moda tasarımı pazarı ve pazarlama özellikleri'', ''Moda tasarımı eğitimi ve moda tasarımcıları'', ''Tasarımın tescili ve korunması'' bölümleri yer alıyor. ''Hazır Giyim Sektöründe Moda Tasarımı'' paneli 19 Aralık Cumartesi günü Fatih'teki Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek. Panele, Yrd. Doç. Dr. Kahraman Arslan, İstanbul Teknik Üniversitesi Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Özipek, Türkiye Patent Enstitüsü Endüstriyel Tasarımlar Daire Başkanı Aynur Bektaş ve tasarımcı Rabia Yalçın konuşmacı olarak katılacak. AA YORUM YAZIN
|
|