Müftü'den oruçla ilgili bazı fıkhı bilgilerİl Müftüsü Hasan Çağlar, yaptığı yazılı açıklamada Ramazan orucu ile ilgili bazı fıkhı bilgilere değindi.![]() İmsakten iftara kadar, başka bir deyişle fecri sadığın doğuşundan güneş batana kadar kişinin kendini ibadet niyetiyle yemekten, içmekten ve cinsî münasebetten alıkoymasına oruç dendiğini söyleyen İl Müftüsü Çağlar, Ramazan Orucu ile ilgili şu bilgilere yer verdi: “Orucun anlamı, Allah rızası için, gerek beslenme gerekse tat ve keyif alma kasıt ve arzusu içeren yiyip içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak, nefsi iştah ve şehvet duyduğu şeylerden mahrum etmektir. Bu yasağın ihlâli sayılan her davranış orucun mana ve gayesine aykırıdır. Yeme, içme ve cinsel ilişki sayılan her davranış orucu bozar, kaza edilmesini gerektirir. Kasıtlı olarak yapılırsa hem kaza hem kefaret gerekir. Şafi Mezhebine göre sadece cinsel suçlardan dolayı kefaret gerekli olup kasıtlı yeme ve içmeden dolayı sadece kaza lazım gelir. Kefaret hiç ara vermeden 60 gün oruç tutmaktır. Bayanların hayız hali gibi meşru bir mazeret araya girerse peş peşe olma şartı bozulmamış olur. Peygamberimiz oruçlu olduğunu unutarak yiyip içenlerin oruca devam etmelerini, onları Allah'ın yedirip içirdiğini söylemiştir. Fakat yanlışlıkla (hataen) yiyip içmek bundan farklı olup Hanefîlere göre orucu bozar. Meselâ; bir kimse oruçlu olduğunun farkında olduğu halde kasıtsız olarak yanlışlıkla bir şey yese veya içse, diyelim ki abdest alırken ağzına aldığı sudan yutsa veya denizde yüzerken su yutsa orucu bozulur ve kaza lâzım gelir. Şâfiîler ise orucu bozma kastı bulunmadığı için yanlışlıkla bir şey yiyip içmenin orucu bozmayacağına hükmetmişlerdir. Bir kimse kendi iradesi veya isteğiyle kusarsa orucu bozulur. Ama iradesi dışında olursa bozulmaz. Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Bir kimse oruçlu iken kusuntu ona galebe ederse (istemeden kusarsa) orucu bozulmayacağı gibi ona kaza da gerekmez. Ancak isteyerek kusarsa orucu bozulacağı için kaza etsin." Bilerek cinsel ilişkide bulunmak orucu bozar. Bir kimse ramazan ayı olduğunu hatırlayarak bile bile cinsel ilişkide bulunursa menisi gelmese de orucu bozulur. Bu cinsel ilişki kendi hanımı ile olsun başkasıyla olsun fark etmez. Bir kimsenin kendi eliyle veya eşiyle oynayıp öpüşmesi ya da başka bir sebeple menisini çıkarması da orucunu bozar ve sadece kaza gerektirir. İhtilam yoluyla veya kendiliğinden meninin gelmesi orucu bozmaz. Hayız ve nifas olmakla da oruç bozulur. Çünkü hayız ve nifas orucun sıhhatine manidir. Aşağıdaki sebeplerden dolayı oruç tutmamak veya tutulmuş bir orucu açmak mübahtır. 1) Sefer-Yolculuk: 2) Hastalık: 3) Gebelik ve çocuk emzirmek: 4) Yaşlılık: 5) Düşmanla cihad: 6. İkrah ve tehdit altında kalmak: 7) Şiddetli açlık ve susuzluk: 9) Hayız ve nifas hali: 10) Çok zor işlerde çalışmak: Ramazan'da bir özür sebebiyle orucunu bozan kimsenin, imsaktan sonra temizlenen hayız ve nifas durumundaki kadının, daha sonra mukim olan yolcunun, iyileşen hastanın, aklı başına gelen akıl hastasının, erginlik çağına giren çocuğun, Müslüman olan gayri müslimin günün geri kalan kısmında yemek ve içmekten kaçınarak oruçlu gibi bulunması gerekir. Dinî terbiye, İslâm'a, İslâm toplumuna ve Ramazan'a saygı bunu gerektirir. Yolcu, hasta, hayızlı veya lohusa olan kadının kendilerini oruçlu gibi göstermeleri gerekmez. Yolcu ile hasta açık olarak yiyebilirler. Ancak bunların özel durumlarını bilmeyen çevrede töhmetten korunmak ve oruçlu din kardeşlerine karşı saygı göstermek için gizli yemeleri daha iyidir. Âdetli ve lohusa kadınların da gizlice yiyip içmesi edebe daha uygundur.” YORUM YAZIN ![]()
|
|