Molla Selim-i Dımıli ve Bitlis İsyanıDetay Dergisi'nin ikinci sayısında Bingöllü Alim Molla Selim'in hayatını kaleme alan Araştırmacı Yazar Abdullah Demir, 1914 Bitlis İsyanı Hakkında arşiv belgelerini de paylaştı. İşte o yazı ve bilinmeyen detaylar...Bingöl Üniversitesi'nde görevli Araştırmacı Yazar Abdullah Demir, Bingöl'Ün prestijli dergisi Detay'ın ikinci sayısında Bingöllü Alim Molla Selim'in hayatını ve 1914 Bitlis İsyanı hakkındaki arşiv belgelerini işledi. Birçok önemli noktaya dikkat çeken ve tarihsel verileri paylaşan Demir'in makalesi şöyle…. MOLLA SELİM'İN HAYATI Molla Selim âlim, fazıl, müttaki ilmiyle amil bölgede emsaline az rastlanan meşâhir-i ulemadandır. Halk arasında Halife Selim, diğer adıyla Molla Selim-i Dımıli lakabıyla iştihar bulmuştur. Bingöl'ün Genç ilçesine bağlı Şîn köyündendir. Babası Molla Mahmud Şin köyünden nakil hane ederek imamlık yapmak üzere Azizan köyüne gelip buraya yerleşir. Molla Selim de Azizan köyünde 1850 yılında dünyaya gelir. Babası Azizan köyünde bir müddet kaldıktan sonra Kalencük köyüne intikal ederek imamlık yapmakla birlikte burada medrese açar çevre illerden gelen talebe-i uluma Arapça dersler vermeye başlar. Molla Selim ilk tahsilini babası Molla Mahmud'un yanında devam eder. Burada beli bir süre ders aldıktan sonra Hacıyan köyünde müderris olan Molla Feyzullah'ın yanına giderek tedrisatına kaldığı yerden devam eder. Bir rivayete göre Molla Selim burada bir müddet okuduktan sonra Mısır'a gider ve El-Ezher Üniversitesi'nde kaydını yapıp tahsilini burada sürdürür. Adı geçen üniversiteden mezun olduktan sonra Mısır'dan gelerek babasının ikametgâh yeri olan Karlıova'nın Kalencük köyüne döner. Bir müddet babasının yanında kalmaya başlar. Daha sonra Hacıyan köyünde olan Molla Feyzullah'ın yanına giderek eski medrese geleneği üzerine bir müddet hocasının yanında kalıp icazetini alır. Molla Selim, Kalancük köyünde bir süre müderrislik yaptıktan sonra bölgede ilmi kariyeriyle şöhret bulur, bölgenin en meşhur âlimleri arasında yer almaya başlar. Çevre illerden ilmine, ferasetine, zekâsına hayran kalanlar, kendi medreselerine müderrislik yapmak üzere teklifte bulunurlar. Bunun üzerine Doğu Anadolu'nun en meşhur meşayihlerinden yani Bitlis'in Hizan kazasına bağlı Taği şeyhleri adıyla meşhur Seyyit Sıbgatullah oğullarından Şeyh Celal Efendi tarafından kendisini Tekye ve Medreselerinde ders vermek üzere davet eder. Molla Selim de Hizan'ın Taği Şeyhlerinden gelen bu davete icabet ederek Müderris olarak Gayda köyüne gider. Gayda Medresesi'nde uzun süre talebe-i uluma “Arapça Sarf, Nahiv, Mantık, Maani, Münazara, İstiare, Fıkıh, Tefsir ve Hadis” derslerini vermeye başlar. Molla Selim, bir müddet Gayda köyünde kaldıktan sonra Seyyid Taha-i Nehri'nin halifesi olan Nakşi Tarikatı Şeyhi Seyyid Sıbgatullah tarafından kendisine halifelik icazeti verilir. Molla Selim aldığı tarikat halifeliği ile adeta zü'l-cenaheyn unvanını alır. Bir taraftan tedrisat-ı ilmiye ile meşgul olurken diğer taraftan da halkı irşad etmeye başlar. Bu sayede halkın teveccühünü kazanır. Molla Selim'in halk nezdinde söylemiş olduğu her sözü hüccet ve delil kabul edilir ve halk onun söylediği her söze inanır ve hiçbir zaman ona muhalefet etmez, onu pür itina dinlerler. Halk arasında Hüccetü'l-İslam olarak kabul edilir. Sonuç itibariyle Molla Selim'in kısaca biyografisini verdikten sonra Halife Selim, kendinden sonra Tevfik, Muhammed, Şevki, Fehmi ve Vasfiye olmak üzere dört erkek evlat ve bir kız çocuğu bırakmıştır. Bilindiği üzere Molla Selim zühd ve takvasıyla, ilmiyle meşhur olduğu gibi halk arasında Bitlis hadisesiyle iştihar bulmuştur. 1914 YILINDA BİTLİS İSYANI HAKINDA ARŞİV BELGELERİNDEN BAZI NOTLARBİTLİS HADİSESİNİN MEYDAN GELİŞİ II. Meşrutiyet döneminde ıslahat adı altında yapılan düzenlemeler, bilhassa Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde ciddi manada siyasi ve sosyal alanda büyük depremler meydana getirmiş ve icra edilen yeni düzenlemelerden ötürü halk tedirgin olmuştur. Osmanlı Devleti'nin balkanlarda toprak kaybına uğraması, Bulgaristan'ın bağımsızlığını ilan etmesi ve daha önce Osmanlı Devletine bağlı olan Hicaz vilayetlerinin de peyderpey bağımsızlıklarını ilan etmesi gibi olaylar, Kürtler üzerinde de büyük etkiler bırakmış ve Kürt beyleri de bağımsızlıklarını aleni olmasa da, gizliden gizliye Kürdistan bölgesinde faaliyetlerini sürdürmeye başlamışlardır. Van Valisi Tahsin Bey'in 6 Marta 1330 (19 Mart 1914) tarihinde Dâhiliye Nezareti'ne gönderdiği gizlidir ibaresi yazılı telgrafta: Halife Selim'in bir sene önce İstanbul'a giderek Şeyh Ubeydullah'ın oğlu Şeyh Abdülkadir'le görüştüğü ve Bitlis hadisesini orada planladığını ifade ederek aynı zamanda adı geçen şeyhin bu işte parmağının olduğunu ima etmektedir. Aynı zamanda Bedirhanilerden Kamil Paşa'nın da bu işe medhali olduğunu belirtmektedir. Molla Selim, Hakkâri'de Şeyh Taha ile de görüştükten sonra Bitlis'e dönerek irtica bayrağını aleni olarak kaldırdığını ve hükümet aleyhinde çalıştığını ifade etmektedir. Bitlis Valisi Abdülhalik, Molla Selim ve Şeyh Şahabeddin'in Şeriat talebi adı altında cahil halkı zehirlediğini ve Kürtleri bu yolla isyana teşvik ederek hükümetin İslami hükümlerle amel etmediğini, yeryüzünde Kuran'ın hükmüyle hükmederek adaleti te'sis etmediğinden dinden çıktığını ifade eden Kürtçe ve Arapça mektupları yazıp hükümeti tezyif ve tahkire çalıştığını bunun birlikte Van ve çevre illere de mektuplar göndererek aşiret halkını kıyama katılmalarını ve kendilerine destek verilmesini talep ettikleri ifade etmektedir. Haliyle Molla Selim bir taraftan taraftar toplamaya çalışırken diğer taraftan Bitlis'e saldırmak için hazırlıklarını sürdürmektedir. Bunu bilen hükümette buna karşılık hazırlıklarını yapmakta herhangi bir saldırıya karşı muhtelif vilayetlerden Bitlis'e askeri kuvvetleri sevk etmektedir. ASKERLERİN, MOLLA SELİM TARAFTARLARIYLA İLK ÇATIŞMASI Bitlis'te İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Vilayet-i Sitte'de Berlin Muahedesı adı altında uygulamaya koymuş olduğu bazı ıslahat hareketine karşı 14 Mart 1914 tarihinde bir ayaklanma hareketi başlatılmıştır. Bu direniş hareketine öncülük eden Hizan bölgesinin tanınmış ulemasından Molla Selim-i Dimili ve Meşayihten Seyyid Ali ve Şeyh Şahabeddin öncülüğünde direniş hareketi gerçekleşmiştir. Bitlis isyan hareketi tabandan ve bazı bölge şeyhlerinden destek bulmadığı gibi merkezde hemcinslerine karşı ciddi bir direnişle karşı karşıya gelmiş ve Molla Selim taraftarlarına karşı cephe alarak savaşmaya başlamışlardır. Molla Selim ve taraftarlarının 19 Mart 1330 (1 Nisan 1914) tarihinde Hizan'dan yola çıkarak Bitlis'e doğru hareket ettiğini haber alan dönemin valisi Abdülhalik Bey, bölgeyi tarassut altında tutmak ve şehre girmelerini engellemek amacıyla bir miktar askeri birlik göndermişti. Bölgeye gönderilen askerlerle muhacimler arasında ilk çatışmalar başlamış oldu. Bitlis Valisi Abdülhalik'in yazdığı raporda: Binbaşı Rıza Bey komutasında bulunan bir tabur jandarma kuvvetleri ve Molla Selim taraftarları, Simek Nahiyesine bağlı Enib (Çaldüzü) Köyü civarında karşı karşıya gelerek çatışmaya başladılar. Muharebe ettikleri mevkiinin boş harebezar bir yer olmasından ateşli silahların seslerinin kasabaya kadar geldiğini ifade etmektedir. Askerin kasabadan hareketinden iki üç saat sonra Allah'ın bir hikmeti ki birden bire hava bozulmuş ve ortalık kesif bir sis ve duman istila etmişti. Akabinde şiddetli yağmur ve kar yağmaya başlayarak akşama kadar devam etmişti. Haliyle ıslanan askerler direnişçilere karşı esaslı bir mukavemet gösteremeden herhangi bir zayiat da vermeden şehir merkezine geri dönmek zorunda kalmışlardır. BİTLİS ŞEHRİ'NİN İŞGALİ VE DİRENİŞİN SONA ERMESİ Bitlis Valisi Mustafa Abdülhalik'in 19 Mart 1914 tarihinde Dahiliye Nezareti'ne gönderdiği şifreli telgrafta: Bitlis şehir kuşatmasına gelen Molla Selim Kuvvetleriyle Askeri birlikler arasında meydana gelen savaşın üç gün aralıksız devam ettiğini ve haliyle isyancıların mühimmat ve cephanelerinin bitmesi sonucu, daha önce işgal ettikleri yerleri ve tuttukları mevzileri birer birer kaybetmeye başladıkları yazmaktadır. Savaşacak silah ve cephaneleri kalmayınca mecburen geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Özellikle Molla Selim taraftarları Bitlis şehir merkezini işgal etme sırasında top ateşine maruz kaldıkları için büyük zayiat vermiş ve yüze yakın ölü ve birçok yaralı bırakarak geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Molla Selim taraftarları verdikleri zayiata rağmen direnişlerini sürdürmeye devam etmişlerdir. Molla Selim taraftarları askerlerle savaştıkları gibi hükümetin yanında yer alan Kürt aşiretleri ve manevi destekçileri olan bölgenin meşayihi ile savaşmak zorunda kalmışlardı. Dolayısıyla Molla Selim taraftarları hemcinsleriyle karşı karşıya gelerek savaşmaları ise kuvve-i maneviyelerini kırmıştır. Bundan dolayı Molla Selim de çarneçar savaşmaktan vazgeçerek kardeş kanının daha fazla dökülmesine sebebiyet vermemek için çaresizce konsolosluğa sığınmak zorunda kalmıştır. Dolayısıyla çatışma, 21 Mart 1914 Perşembe günü gece saat bire kadar ara ara karşılıklı çatışmalar devam ederken bu esnada Rusya Konsoloshanesi tercümanı vilayet nezdine gelerek “Molla Selim ve birkaç arkadaşıyla birlikte dün akşamüzeri Hersan Mahallesi'ndeki Konsoloshanemize iltica ettiklerini haber verir. Hareketin lideri Molla Selim'in Rus Konsolosluğuna sığındığı haberi etrafa yayılınca halk da ona karşı şiddetli bir kin ve infial uyandı ve harekâta katılanlar, hayal kırıklığına uğrayarak şehrin savunmasını bırakıp tamamen geri çekilmek zorunda kaldılar. Molla Selim ve bazı arkadaşlarının Bitlis Rus Konsolosluğuna sığınması neticesinde Bitlis isyan hareketi de böylelikle sona ermiş oldu. Bitlis valisinin emri üzerine Bitlis hareketine katılanlar birer birer tespit edilerek yakalamaya başladılar. Bunun üzerine Hacı Kazım Efendi komutasındaki fedai müfrezesi, Şerif Bey ve Dideban tepelerini geri alarak firar eden asileri ateşli silahlarla takip etmeye başladılar. Molla Selim taraftarları da köylerine doğru firar ederek geri çekilmek zorunda kalmışlardı. Bunu fırsat bilen hükümet güçleri, bazı aşiret güçleriyle birlikte, cepheden köylerine geri çekilen veyahut firar edip başka vilayetlere kaçanları birer birer toplamaya başladılar. Ermenilerden ve devlete bağlı güvenilir Kürt aşiretlerinden birlikler teşkil edilerek Redif ve Nizamiye depolarından yedi yüze kadar silah dağıtılarak müfreze kuvvetleri oluşturuldu. Ayrıca Muş'taki otuz dördüncü fırka, Bitlis vukuatından iki gün geçtikten sonra Mirliva İhsan Paşa, bir miktar asker ve birkaç topla beraber Bitlis'e ulaşmış oldu. Bunun üzerine Bitlis hareketine katılıp yardım ve yataklık edenler ile fiilen katılanlar birer birer Divan-ı Harb-ı Örfi mahkemesine sevk edilerek değişik cezalara çarptırılmışlar. ŞEHRİN İŞGALİ SIRASINDA ÖLÜ VE YARALILAR Bitlis şehir merkezini zapt etmeye gelen Molla Selim taraftarlarıyla Askeri birlikler arasında sabahtan akşama kadar karşılıklı çatışma devam etmeye başladı.19 Mart 1914 tarihinde her iki taraf arasında çıkan çatışmada 8 asker ölü ve 12 kişi de yaralandı. Ahaliden de ikisi Ermeni ve 20'side Müslüman halktan toplan 22 kişi bu çatışma sırasında hayatını kaybetmişti. Bunlarla birlikte bir çocuk ve bir de kadın bu çatışmada ölmüştür. BİTLİS HAREKÂTINA KATILANLARA VERİLEN CEZALAR Bitlis harekâtına katılanlara Divan-ı Harb-i Örfi Mahkemesi arafından suç durumlarına göre değişik cezalara çarptırılmışlardır. Hareketi reisi konumunda olanlar ve hareketi organize edip savaşa bizzat katılanlara ağır cezalar verilmiştir. Nitekim Bitlis irtica hareketine katılanlardan 28 kişiye idam verilmiştir. Bunlardan 14'dü idamlarını gerektiren kararları yüzlerine okunduktan sonra Bitlis'te idam edilmişlerdir. Geriye kalan 14 tanesine de gıyaben idam kararı verilmiştir. Bunlardan yakalananlar peyderpey idame edilmişlerdir. Caza alanlardan 5 kişi de müebbeden Taif'e sürgün edilmişler. Bitlis hareketine katılanlar, kalebentlik ve kürer cezasına mahkûk edilerek 15 ile 5 yıl arasında değişik cezalar çarptırılmışlardır. Kürek cezasına mahkûm edilenlerin sayısı 62 olarak tespit edilmiştir. Bitlis'te yakalananların bir kısmı da muhtelif vilayetlere sürgün edilmek üzere jandarma refakatinde Mamuretülaziz vilayetine ve oradan da muhtelif vilayeteler gönderilmişler. Ankara'ya 27, Sivas'a 30, Sinop'a 5 olmak üzere toplam 62 kişi tevkif edilmek üzere sevk edilmişlerdir. Bitlis vak'asına iştiraki tespit edilen 243 kişi Divan-ı Harb-ı Örfi tarafından sorgulanarak değişik cezalara çarptırılmışlardır. Bunlardan bir kısmı da harbe iştirak etmediği anlaşılması üzerine berat edilmişlerdir. MOLLA SELİM'İN İDAMIYLA İLGİLİ DİVAN-I HARB-I ÖRFİʹNİN GEREKÇELİ KARARI. Molla Selim'in Gerekçeli İdam Kararı'yla ilgili Divan-ı Harb-i Örfi Mahkemesi tarafından Mülkiye Ceza Kanunnâme-i Hümayun'un elli beşinci maddesi hükmüne göre daha önce gıyaben verilen idam kararı yüzüne okunarak idam edilmesine mahkeme üyelerinin oybirliği ile karar verildi. Divan-ı Harb-ı Örfi tarafından hazırlanan fezlekede: Molla Selim'in isyancıların lideri olduğunu, halkı tahrik ederek isyana teşvik ettikleri ileri sürülmüştür. Bununla birlikte şu suçlamalar yöneltilmiştir. 1-Bitlis eşrafına mektuplar yazarak hükümete karşı cihâd ilan etmek. 2- Halkı isyana teşvik etmek, halktan yardım ve destek talebinde bulunmak. 3- Mahalli hükümetten 19-20 Mart 1330 tarihinde birtakım meşru‘ olmayan talep ve istekleri serdetmek. 4-Hükümetin şekl ve hey'etini cebren değiştirmek. 5-Resmi makamlara hücum ederek hükümet konağını tahrip etmek. 6-Askeri mekânları yağma etmek maksadıyla silahlı bir şekilde isyana teşebbüs etmek. 7-Bitlis merkez kasabasına hücumla Osmanlı Askerleriyle çatışmaya girmek. 8-Bazı askerleri yaralamak ve bazılarının da ölümüne sebebiyet vermek. Divan-ı Harb-ı Örfî'nce yapılan tahkikat ve soruşturma sonucu Molla Selim'in fiili olarak suçu delileriyle tespit edilmiştir. Ayrıca Fi‘ili olarak isyânı tertib, tahrîk ve riyaset etmek, yağma ve fesadı deruhte etmek suçlarından maznunun aleyh sıfatıyla daha önce verilen gıyabi idamı vicahiye çevirerek mahkeme üyeleri tarafından idamının infazına karar verildi. MOLLA SELİM'İN BİTLİS RUS KONSOLOSHANESİNDEN ÇIKIP TESLİM OLMASI VE İDAMI Bitlis vilayetini işgal etmek üzere harekete geçen Molla Selim muvaffak olamayınca Bitlis Rus Konsoloshanesine sığınmıştı. Konsolosluğa sığınan firarilerin kaçmaması için gerekli emniyet tedbirleri alınmış, geceli gündüzlü konsolosluk etrafında nöbet tutulmuştur. 1914 yılının sonlarına doğru Osmanlı ile Rusya arasında meydana gelen savaştan dolayı Rusya konsolosluğuna iltica edenlerin can güvenliğinin tehlikeye düştüğünü her an bir saldırıya maruz kalacağı korkusu ve endişesi bulunmaktaydı. Bunun üzerine çar-neçar Molla Selim ve sekiz arkadaşı, burada can güvenliğinin sağlanamayacağını tahmin ederek 30 Ağustos 1330 (12 Eylül 1914) tarihinde kayıtsız şartsız teslim olacaklarını Osmanlı Hükümeti'ne bildirdiler. Bunun üzerine Bitlis'te bulunan Muş Fırka Kumandanı İhsan Paşa, Molla Selim ve sekiz arkadaşının teslim olacaklarını, 31 Ağustos 1330 (13 Eylül 1914) tarihinde Harbiye, Dâhiliye ve Hariciye Nezaretlerine bilgilendirme yazıları gönderildi. Adı geçen fırka kumandanı kendi rızalarıyla Bitlis Rus Konsolosluğundan çıkan Molla Selim ve sekiz arkadaşını alarak Divan-ı Harb-ı Örfi Mahkemesine sevk eder. Her ne kadar Rusya ile çıkan savaştan dolayı daha önce mahkûmiyeti bulunanlar hakkında genel bir af çıkmış ise de Molla Selim daha önce gıyaben idamına karar verildiğinden bu genel aftan yararlandırılmayarak idamına karar verildi. Molla Selim ve arkadaşları hakkında Divan-ı Harb-ı Örfi Mahkemesi tarafından alınan gerekçeli idam kararı 27 Teşrin-i Evvel 1330 (9 Kasım 1914) tarihinde Dâhiliye Nezaretine arz edilir. Bunun üzerine Dâhiliye Nezaretine gönderilen gerekçeli karar dosyası, Meclis-i Vükela'da müzakere edildi. Bakanlar kurulunda Molla Selim'in dosyası incelendikten ve müzakere edildikten sonra şu karara varıldı: Molla Selim'in Bitlis hâdisesinin doğrudan doğruya en mühim amillerinden ve öncülerinden olduğunu ve uzun süreden beri Rusya Konsoloshanesine ilticada bulunduğunu ve daha sonra kendiliğinden teslim olan Molla Selim'in diğer arkadaşları gibi idam edilmesine meclis-i vükela tarafından da karar bağlanır. Ayrıca firarda olan veyahut hakkında kesinleşmemiş cezası bulunan aynı zamanda değişik vilayetlerde sürgünde olanların affu ıtlakına oybirliği ile karara bağlanmış ve alınan kararda, dönemin padişahı olan S. Mehmet Reşat'ın onayına sunulur. Bunun üzerine Molla Selim'in idam edilmesi hususunda dönemin padişahı tarafından da idamının infazı onaylanır. Aynı zamanda Molla Selim'in idamının gerçekleştirmesi hususunda, Harbiye, Dâhiliye ve Adliye nazırlarına yetki verilir. Padişahın onayı ve Meclisin de kararı alındıktan sonra Molla Selim 5 Teşrin-i Sani 1330 (18 Kasım 1914) tarihinde Bitlis vilayeti Gök meydanında idam sehpasına çıkarılır boynuna ip atılır, fezlekesi de boynuna asılarak idam edilir. Böylelikle Molla Selim de Bitlis harekâtına katılan diğer arkadaşları gibi şu dar-ı faniden dar-ı bekaya irtihal etmiş olur. Mezar yeri Gök Meydanı asri mezarlıkta Seyyid Ali, Şeyh Şahabeddin ve Şeyh Muhammed Şirin'in yanında defnedilmiştir. Daha sonra asri mezarlıktan yol geçince Molla Selim aynı yerde kalır adı geçen her üç meşayihin mezarları Taği Şeyhlerini aile kabristanının bulunduğu Seyyidava köyüne nakledilirler.
KAYNAK: DETAY DERGİSİ
KAYNAKÇA: Molla Selim Ağabeyi İsa b. Molla Mahumd 20 Haziran 1265/22 Haziran 1849 tarihinde Göynük'ün Azizan köyünde yapılan nüfus sayımında 1 yaşında olduğunu yazmışlardır. Ailesinden aldığımız bilgiye göre Molla Selim ondan iki sene sonra dünyaya gelmiştir. Yapılan bu nüfus sayımına göre de Molla Selim 10 Temmuz 1850 tarihinde dünyaya geldiği anlaşılmaktadır. [BOA. DH. NFS. Defteri. 27662, S. 5] Bkz: Sabahaddin el-Çani, Ulemâ'unâ mine'l-Müderrisin fî'l-Karni'l-İşrin, sayfa 34-35. / Fetteh Alim Molla Selim'in torunlarından olup aile hakkında bazı bilgileri vermiş olduğundan kendisine teşekkür ederim. Sabahaddin el-Çani, age. S. 34-35 Bu bilgilerin bir kısmı da Molla Selim'in ahfadından Ekrem Amil ve Ferzende Amil'den almışımdır. Sabah Gazetesi, Sayı No: 8818, 6 Nisan 1914 BOA. BEO SYS 4312/323346-2-1 EK BELGELER: Birinci Cihan Harbi münasebetiyle Bitlis isyanına katılanların tamamı affa uğrarken Molla Selim bu aftan istisna tutularak Sultan Muhammed Reşat, Sadrazam (Başbakan) Mehmet Said ve Bakanlar kurulu tarafından idamına karar verilir. Bitlis hadisesine katılıp mahkûmen Medine-i Münevvere, Sivas, Ankara, Sinopʹa sürgün edilen ve Bitlis hapishanesinde bulunanlar hakkında 22 Kasım 1914 tarihinde genel af çıkarılır. Molla Selim af kapsamına dahil edilmeyerek Bitlis Gök meydanında idam edilir. Kodu: BOA. BEO SYS 4323/324157-3-1 Tarihi: 10 Kasım 1914 Dahiliye Nezareti Emniyyet-i Umumiyye Müdüriyeti Kalemi Umumi Hususi: 1328 Huzûr-ı Âlî-i Cenâb-ı Sadaretpenâhiye Ma‘ruz-ı çaker-i kemineleridir ki: Bitlis hâdisesinin doğrudan doğruya en mühim âmilleri olanların evvelce ele geçerek i‘dâm edilmelerine ve inkitâ‘ı münsebât sebebiyle iltica etdiği Rusya Konsoloshanesiʹnden çıkan ve en mühim âmili olan Molla Selimʹin de bu defa idâm olunmasına ve firarda bulunanlardan bir kısmının orduya gönderilmesine mebni bu mesele münâsebetiyle mahkûmen ve menfiyyen Medine-i Münevvere, Sivas, Ankara ile Bitlis hapishanesinde ve mahal-ı sâ'irede mevkûf bulunan eşhâsın şu sırada kâmilen affı ve ıtlakları efkâr-ı islamiyye üzerinde büyük bir his ve teʹsîr icra edeceği cihetle icrayı icabı Bitlis vilayetinden alınan 27 Teşrin-i Evvel 1330 tarihli 504 numaralı telgrafnamede iş‘âr olunmuş ve suret-i iş‘âr-ı te'min edeceği muhassenat itibariyle muvafık-ı nefsüʹl-emr görülmüş olmağla merkumunun aff u itlaklarına â'id mü‘amelenin istikmaline müsa‘ade buyurulması babında emr u ferman hazret-i veliyüʹl-emrindir. 21 Zilhicce 1332 Dahiliye Nazırı Talat Kodu: BOA. BEO SYS 4323/324157-5-1 Tarihi: 22 Kasım 1914 Bab-ı âlî Meclis-i Mahsus 2195 Dahiliye ve Adliyye Nazaretleriʹnin meclis-i acizânemizde mutala‘a olunan tezkirelerinde muharrer olduğu vechle Bitlis hadise-i zâ'ilesinden dolayı mahkûmen ve menfiyyen Medine-i Münevvere, Sivas, Ankara ve Bitlis hapishanelerinde ve mahal-ı sairede mevkuf bulunan eşhasın şu sırada kâmilen affı ve itlâkları menût-ı müsa‘ade-i seniyye-i padişahi olduğu biʹt-tezekkür mezkur tezkire bu babda kaleme alınan irade-i seniyye lahiyasıyla arz ve takdim kılınmağla katıbe-i ahvâlde emr u ferman hazret-i veliyüʹl-emr efendimizindir. Fi 3 Muharrem 1332/ 1330 9 Teşrinsani 1330
Kodu: BOA. BEO SYS 4323/324157-2-1 Tarihi: 24 Kasım 1914 Bab-ı Âlî Daire-i Sadaret Amedî-i Divan-ı Hümayun 2195 Bitlis hadisesinden dolayı mahkûmen ve menfiyyen Medine-i Münevvere, Sivas, Ankara; Bitlis hapishalerinde ve mahal-ı sairede mevkûf bulunan eşhâsın affuvları Meclis-i Vükela kararı ile tensib olunmuşdur. Bu irade-i seniyyenin icrasına Harbiyye, Dahiliye, Adliyye nazırları me'murdur. Fi 5 Muharrem 1333 fi 11 Teşrin-i Sani 1330/
YORUM YAZIN
|
|