Merkez: döviz geliri olmayan şirkete döviz kredisi vermeyinMerkez Bankası Finansal İstikrar Raporu'nda, hem şirketleri hem de bankaları döviz borçları konusunda uyardı. Merkez, döviz geliri olmayan şirketlerin dövizle borçlanmaması gerektiğine dikkat çekerken, bankaların da döviz geliri olmayan şirketlere kredi açarken çok daha dikkatli olmaları gerektiğini kaydetti.
KÁRLILIK İYİLEŞİYOR: Merkez Bankası Finansal İstikrar Raporu'nda, firmaların borçluluk seviyesi özellikle banka kredi kullanımına bağlı olarak arttığı, bununla birlikte, banka kredilerinin toplam borç içindeki payının çok yüksek olmamasının kredi riskini sınırlandırdığının düşünüldüğü bildirildi. Firmaların kısa vadeli borç ödeme kabiliyetinde ve kárlılık oranlarında ise iyileşme olduğu, 2006'da firma satışlarının yavaşlayan iç talep nedeniyle yurtdışı ağırlıklı olarak devam ettiği, firmaların finansman giderlerinin net satışlar içindeki payının bir ölçüde artmasına karşın, satışların maliyetindeki azalışın etkisiyle kár marjlarının arttığının görüldüğü ifade edilen raporda, şöyle denildi: TÜREVE YATIRIN: "Firmaların yabancı para pozisyon açığı 2006 sonuna göre artış göstermiştir. İhracatçı olmayan firmaların pozisyon açığı ve açık pozisyon taşıyanların sayısı artmakta olup, firmaların kur riskinden korunmak amacıyla türev ürünleri kullanmaları, bankacılık sektörünün ise kredi riskini azaltmak için döviz geliri olmayan ve pozisyon açığı yüksek olan firmalara kredi kullandırırken daha ihtiyatlı davranması gerektiği düşünülmektedir. 2007 yılında bankacılık sektörü büyümesini sürdürmüş, sektörün bilanço büyüklüğünün GSYİH'ye oranı artmıştır. Yabancı yatırımcıların Türk bankacılık sektörüne ilgisinin devam etmesi olumlu beklentilere işaret etmekte olup, sektörün büyüme potansiyelini ortaya koymaktadır." BASKI 2008'DE DE SÜRER: Raporda, yakın zamanda yurt dışı piyasalarda yaşanan sorunların hem bu ülkelerin ekonomileri hem de küresel finansal sistem üzerinde tehdit oluşturduğu belirtilerek, şöyle denildi: "Özellikle, ABD eşik altı ipotekli konut finansmanı piyasalarında temerrüt oranlarının yükselebileceğine ilişkin öngörülerin gerçekleşmesi halinde finansal piyasalar üzerindeki baskının 2008 yılında da sürmesi ve buna bağlı olarak finansal piyasalarda istikrarsızlık yaşanması söz konusu olabilecektir. Bankacılık sektörünün yılın 9 aylık verileri dalgalanmanın sektöre henüz olumsuz etkisi olmadığını göstermekle birlikte, risklerin sınırlandırılması için piyasaların sağlıklı gelişimini destekleyecek politikaların sürdürülmesi, yapısal reformlara hız verilmesi, ihtiyatlı düzenlemelere devam edilmesi ve ekonomik programın kararlılıkla uygulanması büyük önem etmektedir." Cari açık en önemli risk MERKEZ Bankası, yüksek düzeydeki cari işlemler açığının, küresel finans sektöründeki kırılganlıklar dolayısıyla Türkiye ekonomisinde finansal istikrar açısından en önemli risk unsuru olmaya devam ettiğini bildirdi. 2007 yılının ABD eşik altı ipotekli konut finansmanı piyasalarında yaşanan sorunların küresel likidite koşulları ve finansal istikrar üzerindeki etkilerine ilişkin kaygıların ön plana çıktığı bir yıl olduğu belirtilen raporda, bunun olumsuz etkilerini azaltmanın, merkez bankalarının önceliği haline geldiği ifade edildi. Raporda, yaşanan dalgalanmanın etkisinin, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkelerde sınırlı kaldığına işaret edildi. Bazı sektörlerde borç özkaynakları aştı MERKEZ Bankası raporuna göre seçilmiş sektörler itibariyle kaldıraç oranları incelendiğinde, hemen hemen tüm sektörlerde kaldıraç oranının yükseldiği ve banka kredi kullanımının arttığı görüldü. İnşaat, toptan ve perakende ticaret, makina ve teçhizat, ulaşım araçları ve tekstil sektöründe kaldıraç oranlarının sektörler ortalamasının üzerinde olduğu ve toplam borçların öz kaynakları aştığı dikkat çekti. Hürriyet YORUM YAZIN
|
|