Yaklaşan Kurban Bayramı münasebetiyle kurban hakkında Sitemizin Haber Müdürüne açıklama yapan İl Müftüsü Hasan Çağlar, kurbanın hem kesilmemesi hem de kesilip dağıtılmamasının doğru olmadığını söyledi.
“Kurbanın hikmeti fakir ve muhtaçların bugünlerde sevindirilmesidir” diyen Müftü Çağlar, özellikle Şafii Mezhebi'ne mensup olanların kurban ibadetinin ‘sünnettir' deyip önem vermeyip kurban kesmemeleri peygamberin sünnetine karşı ilgisizlik ve saygısızlık olduğuna dikkat çekerek, kurban ibadetinin Hanefi Mezhebi'ne göre vacip, Şafii Mezhebi'ne göre ise sünneti müekkede ( çok önemli sünnet) olduğunu hatırlattı.
"Kurban" kelimesinin 'yaklaşmak', 'yakın olmak' ve 'Allah'a yakınlığı sağlamaya vesile olan şey' anlamlarına geldiğini, İslami terim olarak da ibadet niyetiyle Kurban Bayramı günlerinde belirli şartları taşıyan hayvanı usulünce kesmek, ya da bu şekilde kesilen hayvan' anlamını taşıdığını ifade eden Müftü Çağlar, “İbadet niyetiyle Allah rızası için kurban kesmek ve kesilen kurbanın etini dinin tavsiyesi doğrultusunda taksim edip dağıtmak İslam'ın önemli bir emridir. Kurban kesmenin dini hükmü, Hanefi Mezhebi'ne göre vaciptir. Şafii ve diğer mezheplere göre ise sünnet-i müekkededir. Vacip olduğu yönündeki içtihada göre, maddi durumu iyi olduğu halde kurban kesmeyen Müslüman günahkâr olur. Sünnet-i müekkede olduğu görüşünde olan Şafii ve diğer mezheplere göre ise kurban kesmemek mekruhtur ve Hazreti Peygamberin çok önem verdiği bu sünnettin büyük sevabından mahrum kalmaktadır. İster vacip olsun ister sünnet-i müekkede olsun kurban, hali vakti yerinde olan her Müslüman'ın önem vermesi ve yerine getirilmesi emredilen bir dini vecibedir” ifadelerini kullandı.
Kurban kesmek Allah'ın emri olan bir ibadet olduğunu hatırlatan Müftü Çağlar, yapılan ibadetlerde Allah'ın rızası ön planda olması gerektiğine vurgu yaparak, “Müslüman, kurban kesmekle Allah'ın emrine boyun eğmiş ve kulluk bilincini koruduğunu canlı bir biçimde ortaya koymuş olur. Bununla beraber kestiği kurbanın etinden en yakınlarından başlayarak insanları ve özelikle fakirleri yararlandırmakla güzel bir sosyal yardımlaşma örneği vermiş olur. Kurban toplumda kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu canlı tutar ve sosyal adaletin gerçekleşmesine katkıda bulunur. Özelikle et satınalma imkânı bulunmayan veya çok sınırlı olan fakirlerin bulunduğu ortamda kurbanın bu rolü açık bir şekilde görülür. Üzülerek ifade ediyorum ki Şafii Mezhebi'ne mensup bir çok Müslüman, ‘Şafi Mezhebi'ne göre kurban sünnettir, farz veya vacip değildir' diyerek dinin bu mühim emrine karşı ihmalkar ve adeta lakayt kalmaktadır, sünnet demek önemsiz demek değildir. Şafii de kurban konusuna çok önem vermiştir. Sünnet-i müekkede Hz. Muhammed (s.a.v)'in farz ve vacibin dışında ibadet niyetiyle yaptığı ve ender terk ettiği, Müslümanlara da devamlı yapmalarını önemle emrettiği şeylerdir. Hz. Peygamber (s.a.v) kurban kesme ibadetini devamlı yapmış ve hiç terk etmemiştir. Resul-i Ekrem (s.a.v) birçok hadisi şeriflerinde, hali vakti yerinde olanların kurban kesmelerini emretmiştir. “Kim imkânı olduğu halde kurban kesmezse mescidimize/camimize yaklaşmasın” hadisi şerifi, kurban konusuna Hz. Peygamber'in ne kadar önem verdiğini ve kurban kesmeyeni ne derece şiddetle uyardığını belirtmek için yeterlidir. Hali vakti, yerinde olanın kurban kesmemesi dinen doğru olmadığı gibi, kesip de etini kimseye dağıtmayıp tamamını kendisine alıkoyarak kavurma yapması da dinin hoş karşıladığı bir davranış değildir. O halde, maddi durumu iyi olup kurban kesme imkânına sahip olan her Müslüman, bu dini emre önem vermeli, kurbanını kesmeli ve tavsiye edildiği şekilde kurban etini üçe taksim ederek; bir kısmını kurban kesemeyen fakirlere dağıtmalı, bir bölümünü kendi çoluk çocuğuna ayırmalı ve bir kısmını akraba, komşu ve tanıdıklarına ikram etmelidir. Kurbanlar, ilgili makamların belirledikleri yerlerde, hijyenik ortamda kesilmelidir” diye konuştu.
Mehmet Ali YILDIRIM
Bingölonline Haber Servisi