Kurban ibadeti bizi allah'a yakınlaştırırYaklaşan Kurban Bayramı öncesinde açıklamalarda bulunan Solhan İlçe Müftüsü Ali İkiz, kurbanın, Allaha yakınlaşmak anlamına geldiğini ifade etti.Kurban ibadetinin İslam'daki yeri ve önemini hakkında açıklamalarda bulunan Müftü İkiz, Kurbanın, Allah'a yakınlaşmak anlamına geldiğini belirterek, “Kurban ibadetiyle kestiğimiz o hayvanların etini ne kadar çok fakir fukaraya dağıtabilirsek, Allah'a çok daha yakınlaşmış oluruz.” dedi. “Kurban, Kurb kelimesinden gelir. Yakınlık ifade eder.” Diyen Müftü İkiz, “Birinin diğerine yakınlığı bizimde Mevla'mıza karşı olan yakınlığımızı, samimiyetimizi, ihlasımızı ifade eden bir terimdir. Kurban ibadeti namaz gibi, oruç gibi, hac gibi bizi rabbimize yakınlaştıran bir ibadet konumundadır.” Dedi. Kurban Hz. İbrahim'in sünneti olduğunu ifade eden İkiz, Hz. İbrahim'in bir nevi Allah'a olan samimiyeti Allah'a olan yakınlığı bu kurban hadisesi ile bütün insanlara gösterdiğini söyledi. Müftü İkiz, “Kurban ibadeti bizi Allah'a yakınlaştırır. Evladımız, malımız, mülkümüz hepsi bizi Allah'tan uzaklaştıran şeyler değil, bizi Allah'a yakınlaştıran şeylerdir. Ama maalesef günümüzde bu tür şeyleri Allah'a karşı kulluğumuzu unutma anlamında maalesef bizi etkiliyor. Yani malı, mülkü olan insanlar veya işte serveti olan insanlar evladı çok olan insanlar Allah'a daha çok yakınlaşmasına sebep olması gerekirken bu tür şeyler maalesef insanların daha çok dünyayla meşgul olmasına sebep oluyor.” İfadelerini kullandı. Kişi bütün malını, mülkünü Allah'a kurban etmeli diyen Müftü İkiz, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bununda sembolü bir hayvanı alıp kurban etmesidir. Hayvanı kesip etini kendinden çok fakir fukaraya dağıtması ve onların duasıyla fakir fukaranın tabiri caize ise yetimin duası ile Allah'a yakınlaşmalı. Bu anlamda biz kurban ibadetiyle kestiğimiz o hayvandan ne kadar çok dağıtabilirsek o kadar çok Allah'a yakınlığımızı göstermişiz demektir.” “KURBAN ETİ BUZDOLAPLARIMIZA STOKLADIĞIMIZ BİR İBADET OLARAK GÖRÜRSEK BU BİZE BİR FAYDA SAĞLAMAZ” “Resulullah Efendimiz (as) bir tanesi kendi ailesi için, bir tanesi de ümmeti için iki kurban keserdi.” Diyen Müftü İkiz, “Ümmeti için boynuzlu koç tercih edermiş. Resullulah Efendimiz, kurbanı kestikten sonra etleri dağıtılıyor ve evine çok az bir şey kalıyor. Ayşe validemiz diyor ki ‘ya Resulullah hepsini dağıttık bir bu kaldı' dedi. Efendimiz (as) Ayşe dedi ki, bu bizim zararımızdır haberin olsun. Keşke bunu da dağıtabilseydik.” Şimdi bu anlamda bizler kurban ibadetinin etlerini buzdolaplarımıza stokladığımız bir ibadet olarak görürsek bu bize bir fayda sağlamaz, ibadetinde bir anlamı olmaz. Peki, ne olması lazım o etin mutlak surette fakirin sofrasına ulaştırmamız lazım. Yani fakire verip yuvasında bir hafta, on gün et yiyebileceği bir hale getirme mecburiyetindeyiz.” ifadelerini kullandı. “KURBANIN HEPSİNİ İHTİYAÇ SAHİPLERİNE DAĞITMAK GEREKİR” Kurbanı kesebilen insanların belli şartlarının olduğunu söyleyen Müftü İkiz, “Akıllı olmak, buluğ çağına ermek, zengin olmak ve mukim olmak üzere dört tane şartı var. Zengin olan adam zaten evinde et olur. Kurban etine ihtiyacı yoktur. Dolaysıyla o kurbanın hepsini ihtiyaç sahiplerine dağıtmak gerekir. Doğrudur Sünnettir, Peygamber Efendimiz (as) tavsiye etmiştir. Kurbanı üç parçaya yani üç kısma bölün birincisi fakir fukara, ikincisi akraba ve komşulara, üçüncü ise kendiniz için ama siz zenginsiniz. Zengin olmayan insanın kurban kesmesine gerek yoktur. Dolayısıyla siz kendi hissenizle fakirin hissesine katıp dağıtmanız en uygun olandır. Bu anlamda kurban bu şekilde düşünmek bu şekilde algılamak ve öyle yaşanmak lazım. Maalesef belli bir dönemden sonra ben şunu gördüm. İnsanlar hayvanını kesiyor ve buzdolabına koyuyor. Kış boyunca yeriz diye ya mübarek adam fakirsen kesmeye hacet yok, kesmemen gerekir. Zenginlik fakirlik nedir 80 gram altın sende varsa zengin adamsın demektir. Ama eğer fakirsen zaten kesmemen gerekir. Bunda da bir sıkıntı yok. Bu anlamda kurban ibadeti bu şekilde değerlendirmek gerekir.” diye konuştu. “KESİLECEK HAYVANLAR” Kesilecek hayvanlar hakkında bilgi veren müftü İkiz, “Kurban için küçükbaş dediğimiz keçi koyun kesilebilir. Kesinlikle tavuk hindi bunun benzeri kurban olamaz. Böyle bir şeyin geçmiş yılarda tartışması bile yapıldı. Bunun tartışması bile yersizdir ve saçmalıktır. Böyle bir şey olamaz. Kurban ibadeti büyük baş hayvanlarda vardır bunlarda deve, inek ve mandadır bu tür hayvanlarda olabilir. Yabani hayvanlarda kurban olamaz yani geyik kesilmez. Koyun bir yılını tamamlanmış olması gerekir. İnekler ise 2 yılını tamamlamış olması gerekir. Deve içinde 5 yılını tamamlaması gerekir. Keçi koyun bir kişiye, inek, dana veya öküz gibi büyükbaş hayvanlar birden yedi kişiye kadar, Deve yine aynı şekilde birden yediye kadar kurban edilebilir.” Dedi. “KURBAN NE ZAMAN KESİLİR” “Peki, Kurban ne zaman kesilir bu çok önemli.” Diyen İkiz, konuşmasına şöyle devam etti: “Bazı yerlerde bayram namazından önce kesenler var. Kurban Bayramı namazı kıldıktan teşrik tekbirleriyle kesilecek, “Bismillah, Allah'u Ekber” diyerek kesilecek, kurban sahibinin kurban kesmesi için başında durması gerekir. “Resulullah Efendimiz kızı Fatma'yı çağırıyor kızım bu kurban senindir başında dur” ve onlarda teşrik tekbirleriyle kesiyorlar. ‘Veccehtü' duası okunarak ta kesilebilir. Kurbanlık seçtiğimiz hayvanın kesinlikle en ufak bir eziyete dinimiz müsamaha etmiyor. En ufak eziyet ne olabilir? Yani bıçağı hayvana göstermeyin, arkanızda saklayarak yapın. Çünkü o hayvanı tedirgin etmeye hakkınız yok. Üçüncü güne kadar kurban kesilebilir bazı rivayetlerde dördüncü günün ikindi vaktine kadar da kesilebilir dese de müttefik olan icma, üçüncü güne kadardır. Geceleyin kesilebilir ama tavsiye edilmemektedir. Efendimiz o dönemlerde tavsiye etmemiştir. Çünkü karanlıktır, insanların yaralanma ihtimali vardır. Kurbanın sahibi kurbanın başında olması ve “Bismillah” çekerek kesilmesi gerekir. Eğer unutursa onda bir sıkıntı yok, o et kurban etidir.” Dini kurallar, sağlık hakları, hayvan haklarına ve çevre temizliğine dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden İkiz, “Sağlık kuralları ile ilgili olarak kesilen hayvanın etinin daha doğrusu kanının etrafa saçılmaması gerekir. Hayvanı keserken Resulullah Efendimizin tavsiyesi önemli, kurban kesecek kişi evinin önünde bir çukur kazsın. 25-30 santim genişliğinde, derinlik ise 40-50 santim olan çukurun içerisine hayvanın kanı akacak şekilde ona eziyet etmeden o şekilde yapsın. Hayvanı sol tarafa yatırın, besmeleyle hayvanın boğazını kesin. Siz bu işe ehil değilseniz yapana verin. Örneğin kasaba verdiğiniz zaman ücret olarak o hayvanın etinden vermeyin o haramdır. Resullulah Efendimiz yasaklamıştır.” Şeklinde konuştu. (İLKHA) YORUM YAZIN
|
|