Krizden özel sektöre güvenerek çıkacağızASO Meclis toplantısında konuşan Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, küresel ekonomik krizden çıkışta özel sektörün önemini vurgulayarak, ''nasıl bugüne kadar büyümede, ihracatta, istihdamda özel sektörün dinamizmine inanıyorsak, güveniyorsak, krizden çıkarken de aynı şekilde özel sektörle çıkacağız'' dedi.Devlet Bakanı AK Parti Bingöl Milletvekili Cevdet Yılmaz, Ankara Sanayi Odası'nın (ASO) Haziran Ayı Meclis Toplantısında yaptığı konuşmada, iş dünyasının, sanayicinin önünü görebilmesi için işleyen demokrasi ve bir hukuk sisteminin önemini vurguladı. Türkiye'de bazı işleyişlerin, düzenlemelerin, ''partiler üstü'' olması gerektiğini belirten Yılmaz, temel bir takım hususlarda uzlaşmaya gerek olduğunu, bu konularda tartışmak yerine, uzlaşıp yola devam etmek gerektiğini söyledi. Türkiye'nin 2001 krizinden sonra önemli reformlar yapıldığını hatırlatan Yılmaz, 2001 yılı sonrasında siyasette, bürokraside, iş dünyasında, sivil toplum da dahil bütün alanlarda önemli bir değişim süreci başlandığını kaydetti. ''Türkiye eğer 2001 krizini aşarken o reformları yapmayıp bir tarafa bıraksaydı, bugün hem kendi içinde sorunlu hem de dünyadaki krizin etkisiyle baş etmede çok sıkıntılı bir ülke konumuna düşecekti'' diyen Yılmaz, Türkiye'nin bugün gerek bütçe açısından gerek mali sistem ve yabancı sermayeyi çekme açısından, birçok konuda farklı bir yerde olduğunu söyledi. Borçluluk oranı, mali dengeler açısından bankacılık sistemine bakıldığı zaman reformların sonucunun görüldüğünü anlatan Yılmaz, kendilerinin de küresel ekonomik krizi yakından takip ederek, adım adım bir takım tedbirleri aldıklarını ifade etti. Son dönemde de bu tedbirler üzerinde yoğun mesai yaptıkların belirten Yılmaz, teşvik paketi, istihdam ve kredi garanti fonuna Hazine desteğini içeren son pakete ilişkin olumlu tepkiler aldıklarını söyledi. ''GENEL ÇERÇEVEDEN SAPMA YOK'' ''Bir taraftan belirsizlik oluşturacak bir şekilde kuralları, sürekli tartışmaya ve değişeme açık tutarsak, bu çerçevede iş dünyasında belirsizliği azaltacak bir çerçeve bulunamaz'' diyen Bakan Yılmaz, bu perspektif içinde 2010 sonuna kadar genel çerçeveyi koyduklarını ve bu genel çerçeveden sapmadan devam edeceklerini bildirdi. Teşvik paketine de değinen Yılmaz, bu paket ile bütün illerin az veya çok teşvikten faydalanır haline geldiğini ifade etti. Eski yapıda sektörel teşvik mekanizmasının olmadığına işaret eden yılmaz, 2010 yılına kadar büyük projeler aldı altında, coğrafi bölgeye bakılmaksızın bir teşvik getirildiğini, bu kapsamda Ankara'nın da özellikle büyük projelere dikkatini yoğunlaştırmasında fayda gördüklerini söyledi. Kriz ortamından çıkışta hızlı büyümenin ve küresel rekabet gücü olan sektörlerin gelişmesinin önemine işaret eden Yılmaz, krizden çıkışta da talebin arttığı zaman kapasitelerin bu talebe hemen adapte olabilecek uyumu sağlaması gerektiğini belirtti. ''KRİZDEN ÖZEL SEKTÖRLE ÇIKACAĞIZ'' Bakan Yılmaz, İstihdam paketi ile de dünyada yaşanan ekonomik krizin etkilerini hafifletmeyi ve uzun vadeli olarak iş gücü piyasalarının daha nitelikli hale gelmesini amaçladıklarını bildirdi. Yaptıkları bu düzenlemeler ile kamuya yük getirecek formülasyon yapmadıklarını belirten Yılmaz, şunları kaydetti: “Çünkü biz nasıl bugüne kadar büyümede, ihracatta, istihdamda özel sektörün dinamizmine inanıyorsak, güveniyorsak, krizden çıkarken de aynı şekilde özel sektörle çıkacağız. İstihdamı da esas itibariyle yine özel sektörde sağlamak amacındayız. Esas kalıcı sürdürülebilir istihdam artışını mutlaka özel sektörle sağlamamız gerekiyor.'' Dünyadaki küresel ekonomik krizden dışa açık bir ülke olarak etkilenildiğini ancak Türkiye'nin özellikleri ve temel dinamikleri ile çok hızlı büyüyecek bir ülke olduğunu görmek gerektiğini ifade eden Yılmaz, ''iyi idare edildiği zaman, gereksiz, kısır çekişmelerden,katı ideolojik kavgalardan uzaklaşıldığı, temel konsensus çerçevesinde hareket edildiği zaman çok hızlı büyümemiz için ve dünyada çok farklı bir yere gelmememiz için hiç bir sebep yok'' diye konuştu. ''YAPISAL REFORMLARA MUTLAKA ODAKLANILMALI'' Türkiye'de nüfus artış hızının azaldığına ve nüfus kompozisyonu içinde genç nüfusun yüksek kalacağına işaret eden Yılmaz, en hızlı büyüme döneminin bu dönem olduğunu söyledi. Yılmaz, ''dolayısıyla Meryll Linch'in yaptığı tahminler boşa yapılmış tahminler değil, 2032 yılında ekonomimizin, en büyük 10 ülke arasında olma hedefi bu anlamda hiç hayal değil, yapamayacağımız bir şey değil buna inanmak lazım'' dedi. Devlet Planlama Teşkilatının (DPT) da bu kapsamda gündelik politikaların içinde olacağını ve kendi perspektifini yansıtacağını anlatan Yılmaz, kuruluşun bir ayağının da uzun vadeye bakacağını, söyledi. DPT'nin yapısal reformlara mutlaka odaklanması gerektiğin vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti: ''Bu yıl bütün dünyada olduğu gibi, TÜrkiye'de de bütçe dengelerinde bir takım bozulma var. Bu da gayet normal. Yani bir taraftan krizin etkisiyle gelirleriniz azalıyor, diğer taraftan alınan Maliye politikaları sonucu giderleriniz artıyor. Önemli olan orta ve uzun vadede ne yapacağımız. Bu anlamda DPT'nin çalışmaları çok önemli. Kara delik diyebileceğimiz bütçemizde, ekonomimizde verimsizlik alanları nerelerse, oralara odaklanıp, hem ekonomideki verimliliği, hem kamu bütçe dengeleri sağlayacak şekilde yapısal reformlara odaklanmamız lazım. GAP'A AYRILAN KAYNAK Öte yandan Güneydoğu Anadolu Projesine de değinen Yılmaz, bunun sadece bir bölgesel program olmadığını, aynı zamanda komşu ülkeleri de etkilediği dikkate alındığında çok önemli ulusal bir proje olduğunu söyledi. GAP'a ilişkin olarak dün bir toplantı yaptıklarını ve bir yıllık performansı değerlendiklerini anlatan Yılmaz, bu kapsamda talepler, gelişmeler, eksikliklerin de ele alındığını ifade etti. Bütçedeki kaynak sıkıntısına rağmen GAP'a önemli bir kaynak aktardıklarını anlatan Yılmaz 2008 yılında 1 milyar liralık kaynak sağlandığını, 2009 yılında sadece eylem planı kapsamındaki projelere 2,7 milyar lira ödenek ayrıldığını, Eylem Planı dışındaki yatırımlar da dikkate alındığında bunun yaklaşık 3 milyar liraya ulaştığını kaydetti. ASO BAŞKANI ÖZDEBİR ASO Başkanı Nurettin Özdebir de konuşmasında dünya ekonomilerindeki gelişmeleri ve Türkiye'deki son ekonomik göstergeleri değerlendirdi. Hükümetin almış olduğu ÖTV-KDV indirimlerini devam etmesi kararını olumlu bulduklarını ifade eden Özdebir, bu indirimlerini piyasalara canlılık ve tüketicilere moral getirdiğini söyledi. Ancak iç talepteki canlanmanın kalıcı olabilmesi için tüketici güveninin yanı sıra gelirinin de büyük önemi olduğunu vurgulayan Özdebir, ''tüketicilerin gelirlerinde bir artış olmadan iç talebin kalıcı bir şekilde canlandığını söyleyemeyiz'' dedi. Kamu harcamalarının artması ve bütçe açığının yükselmesinin kriz ortamında normal olduğuna işaret eden Özdebir, ancak yabancı yatırımcılara güven vermek için bütçe açıklarının gelecekte nasıl kontrol altına alınacağının şimdiden açık ve inandırıcı bir şekilde açıklanması gerektiğini kaydetti. Özdebir, bu nedenle inandırıcı bir orta vadeli ekonomik programın acilen hazırlanması gerektiğini bildirdi. Hükümetin açıkladığı yeni teşvik sisteminin yatırım malları üreten sektörleri etkilemesinin de zaman alacağına dikkati çeken Özdebir, bu sektörleri kurtarmak ve üretim kapasitelerini muhafaza edebilmek için 2009 yılında alınan yatırım mallarına yüzde 100 yatırım indirimi veya amortisman süresinin iki yıla indirilmesini önerdiklerini söyledi. Teşvik sisteminden beklenen faydanın sağlanabilmesi için ikinci mevzuatın da hızla çıkarılması gerektiğini vurgulayan Özdebir, halen devam eden yatırımlara da teşviklerin getirilmesinin yerinde olacağını ifade etti. Bingöl Kent Haber YORUM YAZIN
|
|