Kocaman artık teknik ve taktik olarak tartışılabilir!Benim seyrettiğim en iyi futbolculardan biriydi. Özellikle 'futbolcu' diyorum çünkü golcü özelliğinin yanı sıra mükemmel bir futbolcuydu Aykut Kocaman.O'nun şanssızlığı; ya da bizim şansımız döneminde çok fazla iyi 'golcü'nün bulunmasıydı. Tanju-Feyyaz-Hami sonraları Hakan Şükür gibi çok önemli rakipleri vardı. 3 kez gol kralı olmasına rağmen söz gelimi milli takım kariyeri neredeyse '0'dı. Ancak olağanüstü top tekniğine sahipti. Bugün Raul'u Raul yapan aşırtma gol vuruşlarını çok daha önceleri izliyordu futbolseverler. 3-5-2'nin sol açığında da oynamışlığı vardı, kariyerinin sonlarında forvet arkası oynamışlığı da. O yüzden futbolculuğuna büyük saygı duyulması gereken bir isimdir Aykut Kocaman. Sadece yeteneği ile değil yıllar yılı F.Bahçe'de "Kral" lakabıyla el üstünde tutulmasına rağmen herhangi bir çirkin olaya karışmışlığı da olmaması onu tüm spor kamuoyunda ayrı bir yere oturtmuştur. Kocaman'ın Ankaraspor'da biraz üste çıkan takımının dışında Malatya-Konya-İstanbulspor teknik adamlığında genelde 'vasat' bir performans çizdiği de ayrı bir gerçektir. Özetle Aykut Kocaman Fenerbahçe'nin 'haklı olarak' Efsanesi; Türk futbol kamuoyunun ve hatta spor kamuoyunun örnek kişiliğidir. Teknik direktörlüğü konusunda 'vasat' üstüne pek çıkamamış olmasına rağmen Fenerbahçe'de önce sportif; sonra teknik direktörlüğe getirilmesi en başta 'efsaneliği'nin sayesindedir. ** Çünkü Aykut Kocaman buna izin vermedi. Sezon başında 'Devrim' diye elindeki yapıyla asla uymayacak bir plan denedi. Açık bir 'takıntı' ile göreve başladı. Yardımcılarının Türk oyunculara "Yabancıları yiyeceğiz; bundan sonra burada Türkler'in sözü geçecek" dediğini biliyorum. Bu psikolojiyle göreve başlayan bir ekibin 'takım' oluşturamayacağı gün gibi aşikardı. Kendisine "Alex'i gönder" şartlı desteği ile 'yandaş' olan medyanın çok etkisinde kalıp takımın en skorer ismini küstürme noktasına getirdi. Dia-Stoch gibi asla ve asla toplamda 10 gol atamayacak iki isme güvenmek; sezonu 5 golle bitiremeyecek Emre ile Özer'den bir 'Alex yaratmak' gibi hatalar yaptı. Bir Fenerbahçe Efsanesi'nin "Alex'in 3 bininci golü attığını bilmiyordum" deme hakkı olabilir mi? Ama Kocaman bunu bile dedi. Kondüsyon yüklemesini devre arasına kadar düşünmedi bile. Takım ona "Daum gitsin; sevdiğimiz Aykut ağabeyimiz gelsin" desteği verdiğinden oyuncuları disipline etmeyi; fizik çalışması yapmayı aklına getirmedi bile. Yan yollardan kendini tartıştırdı. ** Ancak gerek hayatın gerçekleri gerekse Aziz Yıldırım'ın hiçbir teknik direktöre nasip olmayan ve olmayacak olan büyük desteği ile 'durumun farkına' vardı. Kendine alenen 'hoca değil' diyen Santos ile barışması; uzun süredir "Alex takıntısı"nı atması; yine başkan Aziz Yıldırım'ın "ayağınızı denk alın" uyarısının etkisiyle oyuncu grubunu tekrar kazanması Kocaman'ı hayata döndürdü. Zaten vücut dili de fizyonomisi de "rahatladığını" gözler önün seriyor. Bugüne kadar "Böyle yöneticilik olmaz"; "Devrim falan gibi altı boş işleri bırak; takımı takım yapmaya uğraş"; "Alex gibi bir skorerden tamamen takıntıların nedeniyle vazgeçersen takım doğru dürüst gol bile atamaz"; "Takımın kimyasını bozdun, yöneticilik konusunda sınıfta kaldın" gibi cümleleriyle kendisini çok eleştirdim. Ancak artık görüyorum ki Aykut Kocaman 'liderlik' bölümünü büyük sıkıntılara rağmen geçmiş gözüküyor. Yöneticilik kapasitesini artık zorlamıyor. Baştan yapması gerektiği gibi "işini yapmaya" bakıyor. Bu andan itibaren "Alex takıntılı, yöneticilik kapasitesi sınırlı Aykut Kocaman" imajı ortada gözükmüyor. Artık ve belki de nihayet demek gerekiyor; Aykut Kocaman'ı teknik-taktik-diziliş-değişiklik gibi sadece saha içi düzeni ile ilgili kritik edebileceğiz. Olması gerektiği gibi; yapmayı istediğimiz gibi. Bu durum Aykut Kocaman için olduğu kadar bizim için de iyi...
YORUM YAZIN
|
|