Kızılboğa: Türkiye 'İYİ' olacak!İyi Parti Bingöl İl Başkanı Hasan Kızılboğa: 'Halk mutsuz, gençler umutsuz, işverenler çaresiz, çalışanlar karamsar. Ülke en derin krizi yaşıyor ama iktidar, halen ülke ekonomisinin iyi olduğunu savunuyor, gidişatın iyi olmadığını söyleyenler de FETÖ ya da PKK yandaşı diye yaftalanıyor. Ülkenin bu zorluktan çıkışı ancak seçimle mümkündür. Halkımızın güveniyle her geçen gün güçlenen partimizin baraj sorunu yok, Allah'ın izniyle ilk seçimde de güçlü adaylar ve proje bazlı çalışmalarla iktidara geleceğiz.'Zorlu geçen çocukluk yıllarının ağırlığı omuzlarından süzülürken, 18'li yaşlardayken kamuya girmek nasip olmuştu. Yıllar akıp giderken, ailedeki siyaset geleneği onu da bu kulvarda şekillendirmiş ve gençlik yıllarındaki siyasi varlığını somutlaştırarak 2000'li yıllarda aktif siyasete yönelmişti. Milliyetçi Hareket Partisi'nde (MHP) yönetim kurulu üyeliği, ardından il başkan yardımcılığı, merkez ilçe başkanlığı ve il başkanlığı ile devam eden süreç, 7 Haziran 2015 seçimlerinde 1. Sıra milletvekili adaylığıyla devam etmiş ancak sonrasında yaşananlar nedeniyle yol ağrılığı kaçınılmaz olmuştu. Yeni bir siyaset yolu çizme kararını vermiş ve bu yolun adı İYİ Parti olmuştu. Yeni adresinde sürdürdüğü mücadele zorlu olsa da pes etmemekte kararlı ve ısrarlı. “Ben” değil “Biz” demeyi tercih eden ve ülkeyi ‘İYİ' kadroların umutlu yarınlara taşıyacağını ifade ediyor. İyi Parti Bingöl İl Başkanı Hasan Kızılboğa ile çocukluğunu, siyasete girişini, siyasi faaliyetlerini, memleket meselelerini ve gelecek seçimleri konuştuk. İşte o röportajın öne çıkan başlıkları ve Kızılboğa'nın sorulara verdiği yanıtları… Öncelikle okurlarımız için kendinizi tanıtır mısınız? 1971 Bingöl merkez Yenibaşlar Köyü'nde dünyaya gözlerimi açtım. Henüz 8 yaşındayken elim bir trafik kazasında babamı kaybettim. İlk ve ortaöğrenimimi köyde ve Bingöl merkezde tamamladım. Kamuda görevliyim. Siyasetin çeşitli kademelerinde görev aldım, halen İyi Parti Bingöl İl Başkanı olarak aktif siyasette yer alıyorum. Evli ve 4 çocuk babasıyım. ZORLU BİR ÇOCUKLUK DÖNEMİYDİÇocuk yaşta yetim kalmaktan söz ettiniz. Çocukluğunuz nasıl geçti? Dediğim gibi, henüz ilkokul çığına girdiğim yıllarda yetim kalmıştım. 7 kardeştik. Evin büyüğü bendim ve o yaşlardan itibaren ağır sorumlulukları yüklenmiştim. İlk ve ortaöğrenimimi tamamlarken, aynı zamanda çalışıyordum. Köy yerinde hayvancılıkla meşguldüm. 13 yaşındayken yaz aylarında Yalova'daki iş yapan amcamın yanında inşaatlarda çalışmış, akabinde aşçılık öğrenmiş ve ilerleyen yaşlarda çeşitli lokantalarda aşçılık yapmaya başlamıştım. Bir yandan evin yükünü omuzlarımda derinden hissederken, diğer yandan ayakta kalma mücadelemi sürdürüyordum. Yaşıtlarım salıncakta sallanırken ya da top oynarken ben çalışmak zorundaydım. Zorlu bir çocukluk dönemiydi ama yaşadığım her sıkıntılı süreç, tecrübe hanemize yazıldı, hayata doğru pencerelerden bakmamıza yaradı. Kamuya geçişiniz nasıl oldu? Zorlu bir çocukluğun ardından kamuda işe girmek size nasıl hissettirdi? 18 yaşındaydım. Yıl, 1989. O dönemde Soğuk Çeşme'de kavurmacıda çalışıyorum aşçı olarak. Bir gün amcam geldi ve o dönemki adı Köy Hizmetleri, bugünkü adıyla İl Özel İdaresi olan kuruma 3 tane aşçı alınacağını söyledi ve beni alıp müracaatımı yaptırdı. 17 kişi müracaat etmişti. Sözlü mülakata aldılar. Orada yemek tarifleri sordular ve o sınavı başarıyla geçtiğim için işe alındım. Bu işe girişim çalışma hayatımdaki zorluğu bir nebze de olsa hafifleşmiş, bana güç vermişti. Yüce Mevla, insanlara en zor anlarında açar hayır kapılarını. Benimki de böyle olmuştu. Ne kadar şükretsek azdır. Geçici işçi statüsünde işe başlamış, 11 yıl sonra kadroya alınmıştık. Halen buradaki görevime devam ediyorum. HİKMET TEKİN GİBİ BİR EKOLÜN VARLIĞIYLA BÜYÜMÜŞTÜKSiyasi yaşamınız nasıl başladı? Unutamadığınız bir olay ya da bir gelişme oldu mu? Bir olaylar zinciri olmadı tabi ki. Zaten siyasetin içinde büyüdük. Aile büyüğümüz merhum Bingöl Belediye Başkanı Hikmet Tekin'in siyasetteki varlığı, bizleri de bu alana sürüklemiş, daha çocukluk yıllarımızdan itibaren Hikmet Tekin gibi bir ekolün varlığıyla büyümüştük. Onun şahadetinin ardından da bu alandaki varlığımızı sürdürmüştük ancak aktif siyasi kimlik üstlenişim 2000'li yıllarda MHP'de parti yönetimine girişimle başlamıştı. Sonrasında il başkan yardımcılığı, merkez ilçe başkanlığı ve iki dönem il başkanlığı yaptım. 7 Haziran 2015 seçimlerinde MHP 1. Sıra Bingöl Milletvekili Adayı oldum. TÜRKİYE'YE ‘İYİ' GELECEĞİMİZE İNANARAK YOLUMUZA DEVAM ETTİKParti değişiminiz nasıl yaşandı? Seçim sonuçlarının bunda bir etkisi oldu mu? 7 Haziran 2015 seçimlerinde MHP iyi bir çıkış yakalayarak 80 milletvekiliyle Meclis'te yerini almış ancak 1 Kasım 2015 erken seçimlerinde maalesef bu sayı 40'a kadar düşmüştü. O dönem bizler de bu düşüşle ilgili eleştirilerimizi paylaşmış, Devlet Bahçeli ile iktidara yürüme şansımızın olmadığını belirtmiştik. 2016 tüzük kurultayında 1200 delegenin 715'i noter tasdikli kararla sandığa gitmiş ve değişim için oy kullanmıştı. Genel merkez de sahte kararlarla bunu iptal ettirdi ve bu kurultaya katılan 4 aday ile 32 il başkanı ve 715 delegeyi partiden ihraç etti. MHP ile ilişiğimiz kesilince İstanbul'da Meral Akşener önderliğinde bir toplantı yapmış, süreç değerlendirilmiş ve atılacak adımlar istişare edilmişti. Bir ay sora yapılan ikinci toplantıda parti kurma kararı alındı. Karalamalara, iftiralara rağmen güçlü bir hamleyle partimizi kurduk ve Türkiye'ye ‘İYİ' geleceğimize inanarak yolumuza devam ettik. Bingöl'de parti teşkilatını kurmak kolay oldu mu? Hiç olmadığı kadar zor oldu. Toplum baskı altında. Kurucu İl Başkanı olarak teşkilat kurmak istediğinizde insanlar katılmak istese de çekiniyordu. Bir avukat arkadaşım “hakkında olmadık şeyler söylenir, kumpaslar kurulur. Bunlara hazır mısın?” diye sormuştu. Ben de “çok şükür karanlık bir sayfam yok” demiştim. Partimizi kurduk, teşkilatlanmalarımızı tamamladık. Gayet de iyi gidiyoruz. Gelecek seçimler için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. “FETÖ İLE İRTİBAT, HDP İLE İTTİFAK” YALANDIR, İFTİRADIR!Millet ittifakıyla ilgili her defasında eleştiriler yöneltiliyor. Özellikle de HDP ile yan yana olduğunuz ifade ediliyor. Bir de FETÖ desteği sürekli dillendiriliyor. Bu konuyu nasıl yorumluyorsunuz? İyi Parti kurulduğunda, iktidar ve ortakları tarafından “Bunlar FETÖ tarafından kuruldu” diyerek bir iftira furyası başlatıldı. Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener'e türlü türlü iftiralar atıldı. Madem “Fetö” ile irtibat ya da iltisak var deniyor, o zaman Meclis araştırsın” diyerek Meclis Araştırması Önergesi verildi, AK Parti ve MHP reddetti. Madem varsa neden reddediyorsunuz? Bırakın da her şey ortaya çıkarılsın. Ama bunun iftira olduğunu ve kamuoyu algısı oluşturmaya dönük olduğunu çok iyi biliyorlardı. Millet İttifakı bir seçim ittifakıdır ve İyi Parti ile CHP arasında yapılmıştır. HDP ile yan yana gelmemiz söz konusu dahi olmamıştır, olmayacaktır da. Bu konuda tavrımız nettir. Sayın Genel Başkanımız da bu husustaki hassasiyetini, “HDP'yi PKK'nın yanında konumlandırıyorum” sözleriyle aktarmıştı. Şimdi bu yalanın tutmadığını iktidar da, ortakları da gayet iyi görüyor. FETÖ'yü bu memleketin başına saran biz değildik. 2019 mahalli idareler seçiminde Öcalan'dan medet uman bizler değildir. Mektup okutan, Öclan'ın kardeşini TRT'ye çıkaran bizler değildik. Onların kimden medet umduğunu halkımız gördü. Şu gerçeğin farkındalar, iktidarın tek alternatifi İyi Parti'dir. İnşallah ilk seçimde de bunu görecekler. İTTİFAK DEĞİL, “PARLAMENTER SİSTEME DÖNÜŞ” DESTEĞİDİRAltı partinin bir araya gelişi de bir ittifak değil midir? Ayrıca seçim kanununun değişmesi çalışmaları da sürüyor. Barajı 7'ye düşürecekler. Bu konuları nasıl değerlendiriyorsunuz? Bir araya gelen 6 parti ittifak yapmamıştır. Bunlar, ‘Parlamenter Sisteme Dönüşü Destekleyen' partilerdir ve bunun için bir araya gelmişlerdir. Seçim ittifakı şuan için söz konusu değildir. Önümüzdeki seçimde şartlar ne olur, şimdiden yorumlamak doğru olmaz. Ama görünen şu ki, seçim kanunundaki değişiklik de yasalaşırsa şayet, herkes kendi öz varlığıyla seçimlerde boy gösterecek. İnşallah o zaman da iktidar ve ortakları da boyunun ölçüsünü alacaklar. HALK AÇLIKTAN KIVRANIYOR, ONLAR ‘İTİBARDAN TASARRUF OLMAZ'IN SEFASINI SÜRÜYORLARÜlke gündemine de değinecek olsak, yaşanan ekonomik sıkıntıları, ülkenin içinde bulunduğu durumu nasıl değerlendirirsiniz? Bu değerlendirmenin en iyisini hiç şüphesiz halkımız yapıyordur. Döviz kurlarındaki sıra dışı yükselişi de, elektrik ve doğalgaz faturalarındaki fahiş artışı da, akaryakıtta önü alınamayan zamları da halkımız derinden hissediyor, bunun sıkıntısını en yoğun şekilde yaşıyor. Paranın pul olduğu, gıda fiyatlarının kıtlık dönemlerinde bile görülmeyen bir yükselişte olduğunu insanlarımız çok iyi görüyor. Halk mutsuz, gençler umutsuz, işverenler çaresiz, çalışanlar karamsar. İnsanlar açlıkla terbiye ediliyor. Enflasyon tavan yapmış, işverenler bir bir iflas bayrağını çekiyor, insanlar işlerini kaybediyor. Ülke en derin krizi yaşıyor ama iktidar, halen ülke ekonomisinin iyi olduğunu savunuyor, gidişatın iyi olmadığını söyleyenler de “Fetö ya da PKK yandaşı” diye yaftalanıyor. Halk açlıktan kavranırken onlar lüksün âlâsını yaşıyorlar. Halka ‘porsiyonlarınızı küçültün' deniyor ama kendileri ziyafetin en şaşaalısını çekiyorlar. Hukuk düzeni alaşağı edilmiş, denetim mekanizmaları çalıştırılamıyor, güven ortamı kalmamış. Ülkenin bu zorluktan çıkışı ancak seçimle mümkündür. ‘Erdoğan giderse ülke ne olur?' sorusunu sıkça tekrarlayan troller bile artık “Erdoğan'la devam edilemez” inancını taşıyorlardır. BARAJ SORUNUMUZ YOK! İKTİDAR OLMAKTA KARARLIYIZErken seçim söz konusu olur mu? Parti olarak buna hazır mısınız? Erken seçim aslında gerekli. Çünkü ülkenin içinde bulunduğu durum hepimizin malumu. Ancak hükümet ve ortakları ilk seçimde gideceklerini iyi bildikleri için şuanda tedbir almaya, normal seçim tarihine kadar zaman kazanmaya çalışıyorlar. Seçim kanunundaki değişikliğe gitme telaşları da bunun bir göstergesidir. Değişiklik yasalaşırsa da bizler için sorun yok. Halkımızın güveniyle her geçen gün güçlenen partimizin baraj sorunu yok, Allah'ın izniyle ilk seçimde de güçlü adaylar ve proje bazlı çalışmalarla iktidara geleceğiz. Siyasetle iştigal eden herkesin bir hayali vardır mutlaka. Sizin hayaliniz nedir? Muhakkak hayatını siyasete adamış hemen herkesin bir ideali vardır. Benim de ‘hizmet etme' idealim var. Tabi ki bunlar nasiptir. Bizler elimizden geldiğince çabalarız. Destek halkımızın, takdir Yüce Allah'ındır. Zaman ve şartlar ne getirir, bunu da zaman gösterecek.
YORUM YAZIN
|
|