Kılıçdaroğlu başarabilir mi?Malum olay olmasaydı,ölene kadar Genel Başkanlığı bırakmazdı Sayın Deniz Baykal.Bu olay eğer ,kendini sol sanan Türkiye solu/ sosyal demokrasisi için hayırlı bir başlangıca neden olursa,hem CHP hem de ülkemiz için atmış yıldır devam eden sağ/muhafazakar partiler karşısında bir iktidar alternatifini yaratabilir.CHP‘nin tarihine,tüzük ve programına ve ideolojisine bakıldığında , sosyal demokrat bir parti olmadığı kolayca anlaşılır.Zira CHP şoven İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin devamıdır.Bu ideoloji Cumhuriyetin kuruluşundan sonra KEMALİZM olarak sistemleştirilerek tabu haline getirilmiştir.Dolayısıyla ne Kemalizm ne de Kemalistler değişimi benimsediler.Devleti kutsal,halkı parya olarak gördüler.Onun için CHP ,60 yıllık çok partili dönemde- bir iki istisna hariç-iktidar olamadı.Ecevit,1972'de CHP'nin Genel Başkanı olduğu zaman,dünyada sol rüzgarlar esiyordu.Ecevit hem bu rüzgarı arkasına aldı, hem de bazı sol sloganlar kullanarak,1973- 1977 genel seçimlerinde birinci parti olmayı başardı ve başkanlığında kurulan kısa süreli iki iktidar dönemi hüsranla sonuçlandı.12 Eylül darbesinden sonra Erdal İNÖNÜ ‘nün önderliğinde kurulan SHP, 1989 yerel seçimlerinde ANAP'a karşı ezici bir zafer kazandı.Plansız,programsız ve vizyonsuz gelen Belediye Başkanları -birkaçı hariç- başarısız oldular. Türkiye'de hizipçilik denilince ilk akla gelen Sayın Baykal, CHP'nin 1992'de yeniden açılması ve daha sonra SHP ile birleştikten sonra Kemalist ideolojinin, vesayetli demokrasinin, eli sopalı devletin amansız bir savunucusu oldu. Aslında CHP'nin ne tüzüğü, ne programı, ne parti yönetimi – politbüro diyebiliriz- sosyal demokrasi anlayışı ile ilgisi var. Belki ağır bir benzetme olabilir;devenin yılana benzerliği ne kadar ise CHP'nin de Sosyal Demokrat bir partiye benzerliği de o kadardır. Onun için CHP, Sosyalist Enternasyonalden çıkarılma, hatta son toplantılarında sayın Baykal istiskal bile edilmişti. Deneyimli, donanımlı ve bildiğimiz kadarıyla dürüst bir bürokrat olan Sayın Kılıçdaroğlu CHP'nin 33. Olağan Kurultayında Genel Başkan olarak seçilmesi CHP için olumlu bir adım olmasını diliyorum. Bu dönemde Sayın Kılıçdaroğlu parti örgütlenmesinde değişiklik yapamasa, yeşeren umutlar asla gelmez bahara – başka bir bahara değil- kalır ki bunun vebali çok ağır olur. Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu delege ve yönetimle gerekli değişimi yapacağını sanmıyorum. Seçilen parti meclisinin yeni üyeleri ile bu değişimin yapılamayacağının da açık örneğidir. Ancak önümüzdeki 3- 4 ay içinde tüzük değişimi konulu bir olağan üstü kurultay yapılabilse başarılı olabileceğini düşünüyorum. Gerek yeni Genel Başkan Sayın Kılıçdaroğlu'nun Kurultayda ve gerekse bir kısım delegelerin kurultay sonrası verdikleri demeçlerde değişen bir şeyin olmadığını söylemek kehanet olmasa gerek. Bu hali ile CHP'nin umut olma şansı şimdilik görünmüyor. ; Aşağıda maddeler halinde sıraladığımız soruları dünyanın hangi Sosyal Demokrat Partisi savunur? - AK Partinin anti tezi üzerine politik demeçler vererek ve AK Partinin halkın yararına yaptığı yasal ve yönetsel (AB ve Anayasa değişikliği gibi) değişiklere bile karşı gelmek,nasıl bir Sosyal Demokrasi anlayışıdır? - Başörtüsü değişikliklerini Anayasa Mahkemesine götürüp iptal ettirmek, dindar insanları karşısına almak -ki bu bir inanç ve özgürlük sorunudur- Sosyal Demokrasi ile nasıl izah edersiniz? Bu kitlelerden nasıl oy alırsınız? - Ergenekon,Balyoz, Poyrazköy vs. doğrudan Hükümeti ve TBMM'ni hedef almış darbecilerin avukatlığına soyunup, aynı şekilde seçilmiş yüzlerce BDP'nin Belediye Başkanları ve Belediye Meclis Üyelerinin tutuklanmasına sessiz kalmak, Sosyal Demokrasi ile nasıl bağdaşır? - Kutlu SAVAŞ'ın 1996 yılındaki raporuna göre 17500 faili meçhul -tabii ki bizce faili meçhul, bugün anlıyoruz ki aslında faiiler belli- için ölüm sessizliğine girmek ,Sosyal Demokrasiyle,hukukla ve insanlıkla nasıl bağdaşır? - Ülkemizde seküler laiklik anlayışı ile statükocu Devlet anlayışını her fırsatta tekrar etmeyi hangi Sosyal Demokrat Parti savunur? - “AB'ye karşı değiliz” diyorsunuz, amma bütün eylem ve söylemlerinizle Türkiye'nin AB'ye girmesine açıkça karşı olan Kurum ve Kuruluşlar ile aynı söylemleri dillendirmek, hangi Sosyal Demokrasi anlayışı ile bağdaşır? - 27 Mayıs –Sayın Baykal geçenlerde 27 Mayısı ilk kez kınamıştı, bunun için düğmeye basılmış olmasın- 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan gibi kanun dışı muhtıraları savunmak, Avrupa'nın hangi Soysal Demokrat partileri bu tür eylemleri savunur? - Kerameti kendinde menkul şeyh ‘i peşine takılıp 367'nin garabetinden medet ummak, demokratlık veya Sosyal Demokrasi ile nasıl izah edilir? Türkiye'nin önünü tıkayan Kürt Sorunu için daha önce hazırlanan raporları rafa kaldırıp,sorunu 1930'ların yöntemleriyle çözme noktasında ısrar etmek,ancak Türkiye'ye özgü bir sol anlayışla anlaşılabilir. Bu garabet ancak kendilerini Sosyal Demokrasinin savunucusu sanan bizdeki partilerde olur. Sayın Kılıçdaroğlu, hedefimiz @ oyla iktidar olmaktır,diyor.Eğer yeni Genel Başkan parti içinde demokrasiyi işletirse,aşağıdan yukarıya doğru örgütlenme sağlanırsa,halkın talepleri ve ihtiyaçları belirlenip ona göre politikalar geliştirilirse, olabildiğince özgürlük ve demokrasi vaad edilirse,dini inanç ve etnik kimliklere saygılı olunursa,resmi ideolojiyi sorgulayıp partiyi Avrupa tipi Sosyal Demokrat Parti kimliğine dönüştürebilirse; iktidar pekala mümkündür. Aksi halde: iktidarı ancak rüyada görebilirler. Zeki ALİMOĞLU Not:Bu yazı CHP Parti Meclisi seçimi yapılmadan önce yazılmıştır. YORUM YAZIN
|
|