Doğu Anadolu'daki Karlıova'dan başlayan ve Antakya'ya doğru uzanan 580 kilometre uzunluğunda 4-25 kilometre genişlikte olan Doğu Anadolu Fay Zonu (DAFZ) üzerinde meydana gelen küçük ve orta ölçekli depremlerin sayısı son aylarda arttı.
Karlıova-Bingöl fayı, Palu-Hazar fayı, Hazar-Sincik fayı, Çelikhan-Gölbaşı fayı, Gölbaşı-Türkoğlu fayı ve Türkoğlu-Antakya fay segmentlerinde son yüzyılda büyük yıkıcı depremin olmadığı ve bölgenin yıkıcı depremlerin riski altında olduğunu vurgulayan Adıyaman İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Başkanı Zeynal Bakır: “Doğu Anadolu'daki Bingöl-Karlıova'dan başlayan ve 580 kilometre uzunluğu boyunca Türkoğlu-Antakya'ya doğru uzanan 4-25 kilometre genişlikte olan bir deformasyon kuşağının 90 kilometre uzunluğundaki Gölbaşı-Türkoğlu fayında sıkça meydana gelen depremleri değerlendirmek gerekirse, bu depremler genelde 2,1 ile 4,7 arasında kaldığı için hafif şiddetli depremler olarak isimlendirilirler. Ancak, ben bu depremleri ayrı bir önemde değerlendirdiğim için bunları haberci depremler olarak isimlendiriyorum. Kanımca haberci depremler demek daha doğru olur. Çünkü bu tür depremler ‘ben geliyorum' diyen depremler. Bu depremlerin beklenen yıkıcı depremlerle, haberci olmaktan öte herhangi bir ilişkisi yoktur. Bu bölgede sık sık büyük küçük 'son bir hafta içerisinde 2,1 ile 4,7 büyüklüğünde 80 civarında' depremler oluyor. Bu durum şu demektir; o bölgede gerilme had safhaya gelmiş, fay çatırdıyor. Yer bilimcileri tarafından tehlikeli bölge olarak ilan edilen ve birinci derecede kırılacağı bilimsel olarak öngörülen DAF'ın son zamanlarda yoğun şekilde meydana gelen bu depremleri ‘olağan' diye geçiştirmek doğru değildir. Bu tür depremler, kırılmaya zorlanan tahta bir çıtanın kırılmadan önceki çıkardığı sesler gibidir. Günün birinde bardağı taşıran son damla rolünü oynayabilir. Özellikle aynı çevre veya noktalarda oluşan bu tür depremler mühendis olarak bizleri endişelendirmektedir. Bu tür küçük depremlerin olması, belki birileri tarafından ‘deprem enerjisini boşaltıyor' gibi yorumlanabilir. Ancak bu yaklaşım tam doğru değildir. Yıkıcı olmayan 5 ve 6 büyüklüğünden küçük depremler enerji boşalımına neden olamayacağı gibi tersine durağan haldeki fayların hareketlenmesine yardımcı olmakta ve büyük depremlerin başlangıcı olabilmektedirler” şeklinde konuştu.