Kabinenin Zaza kökenli bakanlarından Cevdet Yılmaz, açılımın tek etnik grupla sınırlandırıldığı yönünde bir izlenim oluştuğu fikrinde: “Burası homojen bir bölge değil ki. Zazalar mesela daha farklı bir etnik grup. Farklı bir takım özellikler gösterirler, bu Türkiye'de çok fazla bilinmez.” dedi.
Habur'da yaşananları hiçbirimiz kabul etmiyoruz. Hükümet olarak çalışmalarımız tek etnik gruba dair değil diyen Yılmaz; “Açılım dar anlaşıldı. Bu bölgenin homojen bir yapısı olduğu düşünülüyor. Oysa farklı etnik ve inanç gruplarında insanlar yaşıyor. Zazalar mesela daha farklı bir etnik grup. Dilleri, yaşadıkları alan farklı. Daha çok Tunceli ve Bingöl'deler.” şeklinde konuştu.
Zazaca farklı bir dil. Zazaların ana dilde eğitim gibi farklı talepleri yok, ama Zazaca'nın da kültürel bir değer olarak kullanılması, korunması gerekir şeklinde konuşan Devlet Bakanı Yılmaz; “Açılım dediğimizde sadece etnik mesele değil, mezhepler var, sosyo ekonomik yoksullukla uğraşanlar var. Buradaki ana fikir, demokratik standardı herkes için yükseltmek. Konuşabildiğimiz sürece çözemediğimiz bir sorun yok. Toplumun ezici bir çoğunluğu, Türkiye'nin birliğinden yana.” dedi.
Doğu ve Güneydoğu ile ilgili sorunların olduğunu aktaran Yılmaz; “Tabii ki Doğu ve Güneydoğu'yla ilgili sorunlar da var. Ama o işin bir parçası. Alevilerin, gayrımüslümlerin, Romanların, yoksul kesimlerin, varoşların sorunları açılım içinde. Esası daha entegre bir ülke olma tartışması. Çok boyutlu bir şey. Sadece bir grupla ilgili değil.” dedi.
Bürokratik hayatının DPT'de geçtiğini aktaran Bakan Yılmaz; “Siyasette seçmenle çalışma yeni. Hala siyasetten kişisel problemlerle ilgili beklenti içinde çok kişi var. Karı koca kavga etmiş, “Aramızı düzelt” diyen var. İşin bu tarafı zamanınızı alıyor. Normal bürokratik ortamlarda alamadığınız bilgileri bu ilişkilerden alıyorsunuz. Bu artı tarafı, eksi tarafı ise çok fazla bireysel problemlerle uğraştığınızda makro problemlere zaman ayıramıyorsunuz.” şeklinde konuştu.
Ailesi ve okul hayatı hakkında da bilgi veren Yılmaz; “Güneydoğu'da 7 kardeşli bir ailede büyümüşsünüz. ODTÜ'yü birincilikle bitirmişsiniz. Güneydoğu'da gençlerin en önemli çıkış kapısı eğitim. Eğitimle bir yerlere gelinebileceğini görmeleri açısından, benim gibi örneklerin artması lazım. ODTÜ'yü birincilikle bitirdim, ama dersleri iyi dinlemek dışında çok çalışmazdım. Ali Babacan da benimle aynı dönemde o da kendi bölümünün birincisiydi. Ancak fakülteler farklı olduğu için okuldan tanışmıyoruz.” dedi.