BİN-DER Başkanı Karasu, yaptığı yazılı açıklamada Bingöl Üniversitesi'ne ağır eleştirilerde bulundu. Her zenimde tarafsız, akademik kimliği ön plana çıkmış, hiçbir ideolojinin taraftarlığını yapmayan, her düşüncede insanların barınabildiği, fikir ürettikleri, banliyö üniversitesi olmayan bir üniversite talebini dile getirdiklerini söyleyen Karasu, bu taleplerinden dolayı zaman zaman tartışmalara taraf olduklarını ve beyanatlarda bulunduklarını ifade ederek, “Özgür, özgün, akademik kimliği ön plana çıkmış, her rengin kendisini rahatça ifade edeceği, Türkiye geleneğine uygun olmayan bir üniversite kuruluncaya kadar taraf olmaya devam edeceğimizi söyledik. Basına yansıyan iddialara göre rektör seçimi tamamen bölgecilik, lokal milliyetçi refleksler, akraba ve çevre telkinlerine göre yapılmıştır. Ve işin sorumlusu Sayın Cevdet Yılmaz'dır. Kendi bölge ve akraba çevresinin telkinleriyle bu tercihi yapmıştır. Biz akademik eğitiminden dolayı bu ihtimali güçlü bir ihtimal olarak görmüyoruz. Ve bu iddiayla ilgili olarak Sayın Cevdet Yılmaz'dan ve diğer milletvekillerimizden bir açıklama bekliyoruz. Aksi halde bizler ve tüm Bingöl kamuoyu bu iddianın doğruluğuna inanmaya başlayacaktır. Bingöl halkı asgari ücretle çalışan 3 elemanı noter kanalıyla, rektörü akraba, bölgecilik kriterleriyle seçiyorsunuz, hangisine inanalım, hangisi doğrudur demeye başlayacaktır” diye konuştu.
Halk arasındaki yaygın kanaatlerden birinin de Bingöl Üniversitesi'nin milliyetçi düşünce etrafında kadrolaştığı iddiası olduğunu belirten Karasu; “Asıl sorun burada. Nötr bir üniversite istiyoruz. Hiçbir ideolojinin tutsağı olmamış bir üniversite. Bu projenin Elazığ milliyetçileri ile Bingöl milliyetçilerinin Bingöl'ü bu kanalla Elazığ'lılaştırma projesi olduğu ifade ediliyor. Bingöl küçük bir vilayettir. Herkes herkesi tanıyor, istendiği halde derhal bilgi sahibi olmak mümkündür. Yine kamuoyunda Bingöl Üniversitesi'nin bir dayı-yeğen üniversitesine dönüştüğü kanısı hakimdir. Bu iddia doğruysa üniversitenin adını ‘Dayı-Yeğen Üniversitesi' olarak değiştirelim. Oradaki ‘referanslar, gerçek kimlik tespitleri' akrabalık ilişkilerinin çok daha üst seviyede olduğu gerçeğini ortaya çıkarır görüşü de kamuoyunda oldukça yaygın. Bingöl kamuoyu da ağırlıklı olarak bu görüşte. Dayı-yeğen ilişkisi rektör atamasından üniversitenin işleyişine kadar tüm süreçte belirleyici olmuştur. Bu iddia doğruysa bizler yıllarca Kemal Gürüz, Erdoğan Teziç'leri boşuna konuştuk, tartıştık. Aslında fırsatını bulduğumuzda her birimizin birer Kemal Gürüz, Erdoğan Teziç olma potansiyeli var. Üzgünüz ama, bu ülkenin gerçeği budur. İddiaya göre Baydaş soyadında 6 akademisyen varmış, bu doğru!. Gerçekten de öyle. Dayı, amca, hala, teyze çocukları ya da onlarında birinci, ikinci kuşak ve benzeri var mı? sorusunun cevabını da araştırıyoruz cevabını vermekle yetiniyoruz. Ne yapsınlar yani! Kaderlerinde profesör olmak varsa kim ne yapsın?! Kadere karşı mı geliyorsunuz?! Kaldı ki, bu ülkede sıvacının oğlu sıvacı, askerin oğlu asker, zurnacının çocuğu zurnacı olmuyor mu? Üstü kapalı bir tabakalaşma sistemi, kast düzeni her zaman var olmuştur. Doğrudur, Anadolu dan çalışarak vali olmuş insanlarda var, ama profesör, general ve benzeri olarak doğanlar da az değil yani” ifadelerini kullandı.
Abbas Güçlü, üniversitelerle ilgili bir araştırma sonucunu yayınladığını aktaran Karasu, yapılan araştırmaya göre kalite ve verimlilik açısından Bingöl Üniversitesi'nin sondan ikinci olduğunu belirterek, “Bingöl üniversitesi Tıp Fakültesi Olmayan Üniversiteler arasında 62'nci sıradadır. Yani, sondan ikinci sıradadır. Değerlendirme puanı 49 puan ve altıdır. 49 puan üst limittir. 2000 yılından sonra kurulan üniversiteler arasında 40'ncı sıradadır. Yani, sondan ikinci sıradadır. Değerlendirme 50 puan ve altı 50 puan üst limittir. İlkokullarda bile sıradanlaşan akıllı tahta olayı bu denli büyütülerek basına yansıtılacağına bu sıralamadan Bingöl kamuoyu haberdar edilseydi daha iyi olmaz mıydı? Anlayacağınız sondan bir önceki sıradayız, bizden sonra sadece Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi geliyor. Cevap verilirse veya soran olursa diğer tüm bilgileri kamuoyuyla paylaşırız. Biliyorum, Sayın Devlet Bakanımız kızacak, ‘Bingöl'ü bir tek siz mi seviyorsunuz ?' diyecek ama bilsinler ki biz Allah'a hesap verme korkumuzdan dolayı bu gerçekleri dile getiriyoruz. Birilerinin Bingöl'ü sevmesinin niçin Sayın Bakanımızın zoruna gittiğini hala anlamış değilim” ifadelerini kullandı.
Bingölonline Haber Servisi