İnsan Hakları Derneği (İHD) Bingöl Şubesi'nde düzenlenen basın toplantısında, Demokratik Toplum Partisi'ne (DTP) yönelik tutuklamalar ele alındı. İHD Bingöl Şube Başkanı Nihat Aksoy ve yönetim kurulu üyeleri ile İHD Doğu ve Güneydoğu şube temsilcilerinin katıldığı toplantıda açıklamayı, bölge şubeleri adına Ali Akıncı yaptı.
DTP'li üst düzey yöneticilerin de aralarında bulunduğu çok sayıda partilinin gözaltına alınmasının; siyaset yapma, ifade ve örgütlenme özgürlüğüne yönelik bir saldırı niteliğinde olduğunu söyleyen Akıncı: “29 Mart 2009 tarihinde yapılan yerel seçimlerde ortaya çıkan sonuçlar Türkiye'de ve bölgede Kürt sorunun demokratik, barışçıl yöntemler ile çözüm beklentilerini ortaya çıkarmış iken Diyarbakır 6.Ağır Ceza Mahkemesi kararı ile 14.Nisan 2009 tarihinde başlatılan ve halen devam etmekte olan DTP, Asrın Hukuk Bürosu ve Gün Tv'ye yönelik arama, yakalama ve gözaltına alma operasyonu sonucunda aralarında 3 DTP Genel Başkan yardımcısı, avukatlar olmak üzere yüzlerce kişinin gözaltına alınması çözümsüzlük politikalarında toplumsal beklentilerin aksine diretileceğini ortaya koymuştur. Yapılan açıklamalardan arama, yakalama ve gözaltına alınma sırasında hukuk kurallarının ciddi şekilde ihlal edildiği anlaşılmaktadır. Mecliste grubu bulunan, son yerel seçimlerde aldığı oylar ile Türkiye'nin dördüncü partisi konumunda olan, yasal ve demokratik zeminde siyaset yapan DTP'ye yönelik bu uygulamalar siyaset yapma, ifade ve örgütlenme özgürlüğüne yönelik bir saldırı niteliğindedir” dedi.
“Türkiye, henüz evrensel hukuk ilkelerine göre hareket eden bir yargı sistemi oluşturmamıştır” diyen Akıncı: “Mahkemelerin, adalet ilkesi uyarınca değil de siyasal iktidarın isteklerine, hatta yargıçların bireysel ilgi ve yönelimlerine göre karar üretmeleri sıkça karşılaşılan bir durumdur. Bir yandan kapatma davaları, diğer yandan uygulanan gözaltı ve tutuklama operasyonları ile hukuk siyasallaştırılmakta ve toplumun bir kesiminin kendisini ifade etme hakkı elinden alınmaktadır.
Kürt sorunun demokratik ve barışçıl çözümü açısından DTP'nin varlığı ile Türkiye için büyük bir şans ve imkândır. Bu soruşturmalar nedeniyle belirtmek isteriz ki, acilen bir yargı reformunun yapılması, ceza yasalarındaki ifade özgürlüğüne aykırı maddelerin kaldırılması, siyaset yapma hakkını güvence altına alacak yeni düzenlemelere gidilmesi, Türkiye'nin ertelenemez bir ihtiyaçlarıdır. Siyaset hakkının kullanılması ve hakkın kullanılmasının güvence altına almak sorumluluğu taşıyan yasama ve yürütme organlarına ve bu hakkın kullanılmasını sağlayacak yargı mekanizmalarına sesleniyoruz. Siyaset yapma hakkı her bireyin, her toplumsal kesimin en temel hakkıdır. Bu nedenle siyasal neden ile hareket edildiği tüm Türkiye kamuoyu tarafından kabul edilen DTP yönelik baskıların bir an önce sona erdirilmesi, gözaltına alınan ve tutuklanan üyelerinin bir an önce serbest bırakılmasını talep ediyoruz.