Elazığ-Bingöl Karayolundaki toprak kayması ve yol kenarlarına yapılan koruma duvarlarının yetersiz olduğunu aktaran TEMA Vakfı il Temsilcisi Cuma Karaaslan, önemli açıklamalarda bulundu.
Karayollarının koruma tedbirlerini uygulamadığını ileri süren Karaaslan; “ Projeler rant değil kamu yararı ve koruma bilinci içermelidir, Karayolları yol yapıyor ama koruma projelerini yapmıyor.
Unutulmamalıdır ki, Kamusal fayda ancak doğanın korunması ile mümkündür. Bir proje en uygun düzeyde koruma içermiyorsa orda bir kasıt yada bilgisizlik vardır. Karayolları çed raporları süreçlerinde belirlenen koruma projelerini uygulamada gerçekleştirmiyor, yola adapte olarak yol dışı zararları çoğaltıyor. Yol alanları kamusal bir ulaşım aracı ise doğal alanların korunması dünyanın devamlılığı içindir. Bu alanlarda öngörüsüz maliyetli ve işlevsiz Duvar koruma yerine daha az maliyetli tel çitlerle kaya düşmeleri önlenebilir. Bu yolların yapımı kadar doğanın korunması ve yarmaların tanzim edilerek tel ile koruma altına alınması yeşillendirilmesi önemlidir. Duvar koruma maliyetleri yüksek olup fizibilite değildir, sadece kazandırma amacı taşıyan bu çalışma kamu kaynaklarının boşa harcanmasına neden oluyor” diye konuştu.
Projelerinin kamu yararına göre şekillendirilmesi gerektiğini vurgulayan Karaaslan, şu ifadelere yer verdi:
“Bu alanlarda yapılacak çalışmalar ile öngörü koruma sevme ile birlikte sağlanarak daha az maliyetle daha çok güvenli yaşam sağlanmalıdır. Bu yol çalışmaları başlangıcında yol şevleri kaya ve toprak zemine göre planlanmalıdır, kayalık alanlar tıraşlanarak şevli yatık halde kopma ihtimali olan yüzeyler akıtılarak tel kafesler ile sabitlenmeli, toprak alanlar topuk duvar desteği tel desteği ve bitkilendirme ile sağlamlaştırılmalıdır. Bu sağlanmadığı zaman yamaç şev kopmaları can mal kaybı yanı sıra doğal varlıklarımızın ve yapılan kamu harcamalarımızın heba olmasına neden olmaktadır. Elazığ Bingöl yolu Bingöl sınırlarında doğal tahribatı yüksek düzeyde ve sadece para harcama öngörüsü ile korumasız ve plansız bir çalışma devam etmektedir. Yol güvenli ulaşım ile insana ,doğada güvenli koruma ile hem yola hem de insana değer katar, Yarılan alanlar bir vücudun açılan yaraları gibidir. Pansuman tedbirleri değil, projenin başından düzenli bir aklı selimle değerli kılınır. Tahribat ne kadar az ve bu tahribat sonrası önerilen mühendislik tedbirleri harcama koruma dengesini ne kadar optimum kılıyorsa o oranda kaynak israfı önlenmiş olur. 2003 yılında başlanan Karakoçan- Bingöl güzergahı yenilene dursun yamaç ve şev akmalarına doğal doku ve yapıya uygun tedbir alınamaması ya bu projeleri yapanların yetersiz olduğunu yada bir rant algısı ile yönetimini ortaya koymaktadır.
Bu çalışmalar kamu yararı gözetilerek ele alınmalı ve yamaçların da yol kadar değerli bir kamu ve ekolojik değerinin olduğu unutulmamalıdır. Projelendirirken ezber değil topoğrafik coğrafik ve doğal dengeye uyum, içinde koruma anlayışının önceliği ülkenin ve ekonominin selameti açısından önemlidir. Bu kapsamda koruma bitkilendirme koruyucu tedbirlerin birilerine rant değil kamuya ve doğaya katkı sunacak ahlaklı harcama dengesine uygunluğu daha önemlidir.”