Kalkınma ajansları çok daha aktif olacak

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, yeni teşvik sisteminde kalkınma ajanslarını çok daha aktif hale getireceklerini açıkladı.

Kalkınma ajanslarına yeni teşvik sistemi çerçevesinde yeni roller vereceklerini belirten Bakan Yılmaz: “Teşvik sistemi çerçevesinde ajanslar teşvik belgesi düzenleyecek. Kalkınma ajansları bölgedeki teşvik sistemini yatırımcılara tanıtacak. Sahada olup biteni izleyecekler" dedi.

Kalkınma Bakanı Yılmaz, Ekonomi Muhabirleri Derneği'nin (EMD) yeni yönetimini kabul etti. Bakan Yılmaz, kabulde yaptığı konuşmada, makro politikalar kadar, mikro politikaların da önemine dikkat çekti.

Sahada olup bitenlerle ilgilenmek gerektiğini vurgulayan Bakan Yılmaz: “Sahada gerçekleşen bir takım somut işleri takip etmek, işletmelerin nasıl geliştiğini görmek, işgücünün niteliğini artırıcı programlar uygulamak, bölgesel gelişmede, belli yörelerde bir takım gelişmeler sağlamak gerekiyor. Bu işin mikroekonomi tarafı. Makroekonomik ile mikroekonominin birleşmesiyle birçok şey oluyor. Makroekonomi dediğiniz zaman istikrar sağlıyorsunuz, hakikaten uygun ortam oluşuyor. Ama bu uygun ortamı nasıl değerlendireceğiniz, bu mikro müdahalelerle oluyor. Anadolu'ya yayılan müdahalelerle oluyor" diye konuştu.

“KALKINMA AJANSLARINA 20 BİNE YAKIN PROJE GELDİ”

Bu konuda ellerinde geçmişe göre çok fazla enstrüman bulunduğunu söyleyen Bakan Yılmaz, en önemlisinin kalkınma ajansları olduğunu kaydetti.

Kalkınma ajanslarına 20 bine yakın proje geldiğine dikkat çeken Bakan Yılmaz: “4 binden daha fazla hibe desteği sağlamışız. Bunlar daha küçük ölçekli projeler. Bundan daha da önemlisi bana göre, 70 binden fazla insana ulaşıp, bu işleri anlatmışız. Proje nasıl yapılır, proje nedir anlatmışız. Projecilik kültürünü yaymışız. 4 binden fazla projenin desteklenmesinin ötesinde 20 bin tane projenin hazırlanmasına başlı başına vesile olmak önemli bir iş. Şimdi bu sayı 100 bine ulaşmıştır. İnsana ulaşmak ve bilgilendirmeyi yapmak, projecilik konusunda az da olsa kapasite genişletmek önemli. Bunlar kurumlarla oluyor. Ajanslar o yönden, proje kültürünü yaygınlaştırıyor. Diyelim ki, iyi bir proje hazırlıyor ancak ajansın bütçesi yetmediği zaman, gidip başka bir yerden alabilir. Yeter ki proje olsun. Proje stokumuz olsun. KOSGEB ayrı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın kırsal kalkınma fonları ayrı, İŞKUR'un meslek kursları ayrı bir proje kanalı. TÜBİTAK'ın Ar-Ge destekleri var. Hepsi de proje gerektiren işler. Bu arada biz projeyi fikirle karıştırıyoruz. Fikirden projeye geçiş emek, analiz gerektiriyor. Bir fikri projeyi geliştirme yeteneği kazanıyor insanlarımız. Bu yeteneği topluma, Anadolu'ya kazandırmak önemli. Bu yeteneği Mardin'de, Hakkari'de sağlamak, Trakya'dan Kars'a her tarafta bunu yapmak çok önemli. Bu bir süreç tabii. 1 yılda her şey olacak diye beklememek lazım. Önemli olan kurumsal yapı. Bazı işler bir defalık işlerdir. Kurumsal yapıları iyi kurduğunuzda çok iyi sonuç elde edilir, her yıl faydalar elde edilir” ifadelerini kullandı.

“AJANSLARA YENİ TEŞVİK SİSTEMİNDE 3 İŞLEM YÜKLEDİK”

Kalkınma ajanslarının gerçekten önemli işler yaptığının altını çizen Bakan Yılmaz, özellikle yeni teşvik sistemiyle çok daha aktif hale geleceklerini bildirdi.

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'la bu konuda görüşmeler yaptıklarını aktaran Bakan Yılmaz: “Ajansları yeni sistemde daha etkili kullanabileceğiz. Ajanslara 3 işlem yükledik. Bunlardan ilki teşvik belgesi düzenleme, ikincisi tanıtmak, yani yatırımcılara, bölgelerindeki teşviki anlatacaklar ve tanıtacaklar. Bir de izleme görevleri olacak. Zaten sahada oldukları için yatırımların gerçekleşmesini takip edecekler. Bu üç konuda inşallah yeni teşvik sistemi içinde ajanslarımıza yeni görevler vereceğiz” dedi.

“AJANSLAR TAAHHÜTLERİN KAPATILMASINDA DA ROL ALABİLİRLER”

Taahhütlerin kapatılması konusunda ajansların rolünün sorulması üzerine ise Bakan Yılmaz: “Doğrusu bu detayı konuşmadık. Ama orada da bir rol alabilirler diye düşünüyorum. Nihai olarak Ekonomi Bakanlığı Teşvik Uygulama Genel Müdürlüğü'nün otoritesi altında, burayla irtibatlı şekilde bu işler de yapılabilir diye düşünüyorum. Kars'ta bir proje var diyelim; buradan bir uzmanınız gidecek. Uzmanın gitmesi, gelmesi bile büyük mesele. Orada hazır bir kurum var. Dil bilen, projeciliği bilen çok iyi bir kadromuz var. Bu kadronun görevlerini yeni işler vererek geliştiriyoruz."

“YENİ TEŞVİK SİSTEMİNDE 6. BÖLGEYE EMEK YOĞUN SEKTÖRLERDE BÜYÜK İLGİ VAR”

Yeni teşvik sistemi kapsamında 6. bölgeye özellikle emek yoğun sektörlerde büyük bir ilgi olduğunu söyleyen Bakan Yılmaz, önde gelen bazı firmaların araştırma yaptıklarını, oradaki firmalarla iletişim kurduklarını vurguladı.

"6. Bölge Çin olur mu?" şeklindeki bir soru üzerine Bakan Yılmaz: “Emek yoğun sektörlerde yatırımın dışarıya gitmesi yerine bu bölgeye gitmesinin daha anlamlı hale geldiğini söylüyoruz. Bu, batının aleyhine de değil. Bunu yanlış algılamamak lazım. Bu sektörler, batı illerinde büyük ölçüde rekabet gücünü yitirmiş sektörler. 6. bölgede emek yoğun sektörler için çok elverişli bir ortam oluşturuyoruz. Çin'e gideceklerine oraya gelirler. Hem istihdam oluştururlar, hem katma değer yaratırlar. İhracat imkanı Türkiye'de kalır. Diğer taraftan, batıyı ilgilendiren bir boyutu da var bu politikanın. Büyükşehirlerimizin problemlerinin çözümü de buradan geçiyor. İstanbul'daki varoş problemini çözecekseniz işe Hakkari'den, Doğu Karadeniz'den başlamanız lazım. Buralarda gelişme sağladığınız zaman, istihdam imkanlarını artırdığınız zaman göç hadisesini de kontrol altına alıyorsunuz. Büyükşehirlerimizi de rahatlatmış oluyorsunuz."

“SONUCUN NE OLACAĞINI SADECE VERİLEN TEŞVİKLER BELİRLEMEYECEK”

Sonucun ne olacağını sadece verilen teşviklerin belirlemeyeceğine dikkat çeken Bakan Yılmaz, oradaki güvenlik ortamından tutun, makroekonomik ortama, komşu ülkelerle ilişkilere kadar birçok hususun yatırım kararını etkileyebileceğini kaydetti. Diğer birçok faktörle birlikte teşvik sisteminin etkisinin görüleceğini dile getiren Bakan Yılmaz, "Fakat şu çok açık, 2012-2013 teşvik açısından hiçbir dönemde olmadığı kadar büyük bir kampanya. Orada istihdamın artması, genç nüfus açısından da çok önemli. Şu anda Türkiye'nin ortalama yaşı 29 yıl 7 ay. Bizim ortalamamız bu. Nüfusumuzun yarısı bu yaşın altında giderek her sene yaşlanıyoruz. Doğu ve Güneydoğu illerine baktığımızda ortalama yaş ortalaması 19 yıl. 20, 21, 22, 23 yaş ortalamasına sahip olanlar var. Genç nüfusa istihdam olanakları oluşturma açısından bu destekler önemli olacak" diye konuştu.