Köşe yazarımız Bünyamin Bayram, gazi dedesi Süleyman Bayram'ın İstiklal Savaşı'ndaki anılarını anlattı.
Gazi dedesinin yunanlara her zaman “Elekçi Yunanlılar” dediğini söyleyen Bayram, dedesinin ağzından o anıları şöyle etti:
“Rusya'da Kominizm devrimiyle birlikte Çar Nikola sonrası iktidara gelen Lenin Batı karşıtı olarak yanımızda olmuştu, Moskova anlaşması ve Ermenilerle yapılan Gümrü anlaşması ile bir anlamda barış sağlandığı için Yunan İşgaline karşı savaşmak amacıyla Kafkas Cephesinden Batı Cephesine geçtik. Rusya destek amacıyla bize 25 ağır top vermişti.
Yunanlılar İzmir, Manisa, Afyon'u aşıp Kütahya- Eskişehir önlerine kadar gelmişlerdi. Fransa ve İngiltere destekliyordu.
Ben 3.Kafkas Fırkası, 8.Kafkas Alayı Top Taburu 3.Bölükte çavuşum. Fırka komutanı Deli Halit Paşa'dır. Hopa'dan Gülbahar gemisiyle Akçakoca iskelesinden karaya çıkarak Sakarya'ya geldik. Rusya'nın verdiği topları da taşıyarak Eskişehir'e kadar gelmiştik. Eskişehir Sivrihisar önlerinde Demiryolu yakınlarında Yunan birlikleriyle çok şiddetli çarpışmalar yaşadık, Yunan birliklerini önümüze katarak Sakarya'ya kadar varmıştık. Son darbeyi burada yedi Yunanlılar. Bilindiği gibi Yunanlılar Sakarya Meydan Muharebesiyle ağır darbe alarak İzmir'de denize dökülerek ülkeden atılmışlardı. Yunanlılara büyük dersler verildi. Yunanlılar kolay kolay bir daha bizim karşımıza çıkmayacaklardır derdi.
Ben Şarapnel darbesiyle ayağımdan yaralandığım için Ankara'ya hastaneye (Hastanede Alman doktorlar ilgileniyordu) götürüldüm. Pakistan altı yüz bin altın göndermişti ve tüm yaralılara Pakistan altını verildi. Bu altın yatağımın başucuna konmuştu. Ağır yaralı olduğum için de oradan Yozgat hastahanesine sevk edildim. Burada bana dört ay hava değişimi verildi. Jandarma eşliğinde ve öküz arabası üzerinde yaklaşık bir ay sürmüştü, beni Bingöl'e kadar getirdiler. Her ilde Askeri Şubeye teslim edilerek, Jandarma eşliğinde büyük bir güven içerisinde memleketime getirilmiştim. Dört ay hava değişimi sonrası el cezire cephesine katıldım. Tüm cephelerde başarılar elde edilmiş, İstiklal Savaşı kazanılmıştı. Yaklaşık altı ay sonra da terhis olup evime dönmüştüm.”