Solhan İlçe Müftüsü Özdemir, Miraç Kandili nedeniyle bir mesaj yayımladı.
“Haziran ayının 28'ini 29'una bağlayan ve Receb ayının 27. gecesine tekabül eden gecede Miraç Kandili'ni idrak edeceğiz” diyen Özdemir, Miraç Kandili münasebetiyle yayımladığı mesajında şu ifadeleri kullandı:
“Peygamberimiz'in(sav) büyük mucizelerinden biri olan Miraç olayı, biri yerküresel diğeri semavi olan iki safhadan oluşmaktadır. Birinci safha İsrâ hadisesidir. Bu hadise “Peygamber Efendimiz'in(sav) bir gecede Mekke'deki Mescid-i Haram'dan alınıp Kudus'tekiMescid-i Aksa'ya getirilmesidir. Kur'an'ın bir suresine adı verilen bu kutlu hadise Kur'an'da şöyle ifade edilmektedir: “Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed'i) bir gece Mescid-i Haram'dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya götüren Allah'ın şanı ne yücedir. Hiç şüphesiz o, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” Peygamber Efendimiz'e(sav) bu gecede eşlik eden Cebrail(as), O'na Mescid-i Aksa'da süt dolu bir bardak takdim eder ve senin gönderildiğin din süt gibi insan fıtratına uygundur der. Nasıl ki süt insan bünyesine faydalı ve bünyenin gelişimine ve olgunlaşmasına vesile oluyorsa “Peygamber Efendimiz(sav)'in gönderildiği İslam da fert ve toplum bazında insanın yapısına, yaşayışına maddi ve manevi boyutlarına en uygun bir dindir. İnsanoğlu, ilahi talimatlardan oluşan bu son dini doğru ve yeterli bir düzeyde anlayıp yaşadığında dünya ve ahirette mutlu olur. Nitekim dinin temel maksadı da insanı her iki dünyada da mutlu kılmaktır. Bu nedenle din insanı muhatap alır, ona hitap eder ve onu yükümlü kılar. Peygamber Efendimiz (sav), Mescid-i Aksa'da bütün Peygamberlere imamlık yaparak hem bütün Peygamberlerin imamı olduğunu hem de artık diğer Peygamberlere gelen şeriatların hükümsüz kaldığını ve herkesin ancak kendisine uymakla kurtuluşa ulaşabileceğini bizlere ifade etmiştir. Bu büyük mucizenin ikinci safhasını oluşturan ve sözlük anlamıyla yükselmeyi ifade eden Miraç ise, İslami literatürde “Peygamber Efendimiz'in(sav) bir gecede ilahi davet üzere semalara yükselmesi” anlamına gelmektedir. Semaya yükselen Peygamber Efendimiz(sav) semanın her katında farklı ilahi tezahürleri müşahede etmiş ve birçok ilahi bağış ve ihsana nail olmuştur. Semada, insanı ruhen arındırıp yükselten beş vakit namaz, her gece yatsı namazından sonra okunan ve imanın umdelerini, insanın taşıyabilecek yükümlülüklerle mükellef kılındığını, bu ümmete bahşedilen kolaylıkları ve ibadetin özü sayılan dua ve yakarış konularını içeren Bakara Süresinin son iki ayeti Peygamberimiz(sav)'e ve dolayısıyla ümmetine bahşedilmiştir. Bu harikulade olay Mekke'de İslam davasının en büyük destekçileri olan ilk Müslüman kadın unvanına sahip validemiz Hz. Hatice ve Amcası Ebu Talib'i kaybeden ve Taif'de de maruz kaldığı davranışlardan ötürü çokça üzülen Peygamber Efendimiz(sav) için ilahi bir teselli, destek ve manevi ziyafet niteliğini taşımaktadır. Kur'an'la sabit İsra hadisesi ile Sahih sünnetle sabit olan Miraç hadisesinden almamız gereken birçok ders ve hikmet söz konusudur. Bu dersleri “Özelde namaza, genelde bütün ibadetlere dikkat etmemiz gerektiği, namazla kötülüklerden arınıp semaya yani manen miraca yükselmemiz, İslam'ın insan fıtratına uygun ilahi talimatlar bütünü olduğu, ilk kıblemiz olan Aksa Camisi'ne sahip çıkmamızın gerekliliği, ilahi kudretin tabiat kanunlarını Peygamberi için mucize olarak devre dışı bırakabildiği, Peygamberimiz(sav)'in bütün peygamberlerin imamı olduğu, getirdiği şeriatın bütün din ve şeriatların hükmünü ortadan kaldırdığı, kurtuluşa götüren dinin sadece İslam olduğu” şeklinde özetlememiz mümkündür. Sahih İslam kaynaklarında bu kandile has bir namaz, oruç veya zikir biçimi yer almıyor. O halde bize düşen vazife bu kutlu olayı sağlam bir kaynaktan okumak, ondan dersler çıkarmak ve çocuklarımıza anlayabilecekleri bir dille anlatmaktır. Kandilin halkımıza, milletimize, bütün Müslümanlara ve insanlık âlemine hayırlar getirmesini Cenab-ı Hak'tan niyaz ederim.”