Kongre düzenleme kurulundan yapılan açıklamada, iş sağlığında temel amacın çalışma hayatında çalışanların sağlığını olumsuz yönde etkileyebilecek hususların önceden belirlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması, güvenli bir ortamda çalışmanın sağlanması, iş kazaları ve meslek hastalıklarına karşı çalışan sağlığının korunması olduğu belirtildi.
Gelişmiş ülkelerin yasal önlemlerle sorun çözmeye yönelik ilerlediği belirtilen açıklamada: “Sanayileşme açısından gelişimini tamamlamamış ülkelerde problemler artarak devam etmektedir. Çalışanların sağlık ve güvenliğinden devlet asli sorumludur. İş yaşamında devlet, çalışanlar, işverenler ve sendikalar ile birlikte işyeri hekimleri - iş güvenliği uzmanları ve onların meslek örgütleri bu alanın sosyal taraflarıdır. Önlem alındığı takdirde iş kazalarını engellemek mümkün olmasına rağmen, Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO, 2009) yaptığı açıklamalara göre dünyada her yıl ortalama 270 milyon iş kazası meydana gelmekte, her 15 saniyede bir işçi yaralanmakta ve her gün yaklaşık 6 bin 300 kişi iş kazası veya meslek hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirmektedir. Maddi kayıplar telafi edilebilse kaybedilen hayatları geri getirmek mümkün olmamaktadır. Bu nedenle iş sağlığı ve güvenliği için alınacak tedbirler, bir maliyet olarak değil iş yerlerinin daha huzurlu, çalışanların daha mutlu ve işletmelerin daha verimli olabilmesi için öncelikli olarak görülmelidir” ifadeleri kullanıldı.
“DAHA GÜVENLİ BİR İŞ ORTAMINA SAHİP TÜRKİYE YE ULAŞMALIYIZ”
Açıklamada: “Çalışma yerlerinde meydana gelen iş kazalarının insan odaklı olduğu düşünülse de, bireyin çalışma ortamı, insan–makine, makine–insan uyumunun sağlanması gibi etkenler göz önüne alınarak tehlikeli olabilecek durumlar, çalışma alanları ve ortamları belirlenmelidir. Bununla birlikte ülkemizde mevzuatlarla işçi sağlığı ve güvenliği çalışmaları yürütülmekte, toplum bilincini artırma yönünde kamu spotları yayınları yapılmaktadır. Her geçen gün yadsınmayacak ilerlemeler kaydedildiği bir gerçektir. Akademik anlamda, İş sağlığı ve güvenliği anlamında yapılan çalışmalar, uygulamanın hukuki boyutunu irdelemeli, yönetmeliklerin uygulanabilirliği varsa boşluklar tespit edilmelidir. İnsan hakları evrensel beyannamesi 23, maddesinde ‘herkesin kendi özgür seçimiyle belirlediği iş yerinde adil ve elverişli çalışma koşullarında çalışma hakkı vardır' denilmektedir, işçi sağlığı ve güvenliğinin sürdürebilmesi açısından, akademik çalışmaların önemi büyüktür. Bu anlamda yapılan çalışmaların sonuçları ilgili bakanlıkla da paylaşılmalı daha güvenli bir iş ortamına sahip Türkiye ye ulaşmalıyız” denildi.
BİLDİRİLER 30 NİSAN'A KADAR ALINACAK
Kongrenin 21-22 Mayıs 2015 tarihleri arasında Bingöl Üniversitesi Rektörlük Konferans Salonu'nda yapılacağı belirtilen açıklamada, bildiri özet ve ön kayıt tarihinin 30 Nisan 2015 olduğu belirtildi.