Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Grup Başkanvekili ve Bingöl Milletvekili İdris Baluken, 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı.
BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin kabul edilmesinin yıl dönümünde, Türkiye'de insan hakları ihlallerinin artarak devam ettiği bir süreç yaşandığını ifade eden Baluken, bu artışın AK Parti hükümetinin güvenlik eksenli politikalarının bir sonucu olduğunu söyleyerek, Türkiye'de kadın, genç, muhalif demeden tüm toplumsal kesimlerin mağdur edildiğini ileri sürdü.
Baluken: “AKP'nin ustalık dönemi olan 2012 yılının ilk on ayındaki hak ihlali istatistikleri, insan hak ihlalinde Türkiye'nin bulunduğu konumu net olarak göstermektedir. 2012 yılının ilk on ayında; 55 kadın öldürülmüş, 45 kadın şiddete uğramış, 6 kadın tecavüze uğramış, 10 kadın ise cinsel tacize maruz kalmıştır. Kadına yönelik şiddet yüzde 1,400 artarak, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için kurulan Bakanlığın işlevsizliği ve uygulamalarının işlevsiz olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca AKP hükümetinin politikaları sonucunda Türkiye, kadın-erkek eşitliği sıralamasında 132 ülke arasında 127. sırada kalmıştır. Yine 2012 yılının ilk on ayında 5 sivil yurttaş polisin orantısız müdahalesi sonucu yaşamını yitirmiş, 2012 yılının ilk 11 ayında 34 kişi yargısız infaz edilmiştir. 2012 yılının Haziran ayında 59 işçi iş kazaları sonucu yaşamını yitirmiştir. Türkiye cezaevlerinde 600'den fazla hasta mahkûm her geçen gün yeterli tedavi alamadıkları için ölümü beklemektedir. AKP'nin Kürt Sorununun çözümsüzlüğünü derinleştiren güvenlik politikaları yaşanan çatışmaları orta yoğunluklu çatışma düzeyine çıkarmıştır. Kürt sorununun demokratik çözümü önünde en büyük engellerinden biri olan siyasi soykırım operasyonları kapsamında 2012 yılında yüzlerce BDP'li seçilmiş, yönetici ve aktivist tutuklanmıştır. Dünya İnsan Hakları gününün 64. Yıl dönümü olması vesilesiyle, Türkiye'de insan hak ihlalleri ayrı bir kategori olarak ele alınmalı, ihlallerin kaynağında bulunan Kürt Sorunu ve diğer tüm toplumsal sorunlar güvenlik eksenli politikalar yerine hak ve özgürlük anlayışı ekseninde değerlendirilmelidir. Başta AKP hükümeti olmak üzere tüm siyasi parti ve toplumsal kesimler yaşanan hak ihlallerinin bir istatistik olmaktan öte acıya tekabül ettiğini bilmeli ve bu bilinçle gerekli duyarlılığı sergilemelidir” şeklinde konuştu.