Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde düzenlediği basın toplantısında 2016-2019 Orta Vadeli Programı açıkladı.
Programın ana çerçevesine değinen Yıldırım, dünya ekonomisinden bahsetmekte yarar olduğunu belirterek, “2009 krizinden itibaren dünya ekonomisinin büyümesi maalesef artmadı, daha az her yıl azalan bir şekilde büyüme devam etti. Bu eğilim bu yıl da sürdü. Bunun sebebi ne? Küresel güven kaybı oldu. Birtakım sanal ticaret yaparak şirketler gerçekten büyümediği halde, para, kağıt oyunları ile sonunda ellerinde patladı. Bu sefer küresel ticaretteki güven kayboldu, ticaret hacmi azaldı. bu sefer büyüme olumsuz etkilendi. Dünya büyümeyince tabii bu durum ülkelere de aynı şekilde yansımaya başladı. Burada gelişmiş ülkeler ve gelişmekte ülkeler diye ayrım yaptığımızda, gelişmekte olan ülkeler, Çin, Hindistan diğerlerine göre biraz fark yaptı. gelişmekte olan ülkeler dünya büyümesindeki yavaşlamaya rağmen büyümelerini artırmaya devam ettiler. Türkiye'de 2009 hariç 27 çeyrek boyunca sürekli büyüdü. Bu sene bile Çin ve Hindistan'ı ayrı tutarsak, Türkiye dünya ortalamasının iki katı büyümeyi yakalamış durumda. 3-4 bandında büyüme bizim asla hedeflediğimiz bir büyüme değildir. Küresel olumsuzluklar bizi de der demez etkiliyor. Avrupa'da eksi veya sıfır düzeylere giderken biz 3'ün üzerinde bir büyümeyi 2016'da yakaladık” ifadelerini kullandı.
“DARBECİLERİN YARGILANMASI SÜRATLE YAPILACAK”
Yargılama sürelerinin kısaltılmasının asıl hedeflerden birisi olduğunu anlatan Yıldırım, "Mutlaka yargılama süreleri kısaltılmalıdır. Bunu ilk 15 Temmuz darbecilerinden başlıyoruz. FETÖ'ye bulaşmış binlerce insan var ama bunların hepsi darbeye karışmış değil. Süratle doğrudan darbeye karışmış olanların, eline silahları almış olanların belgeleri, bilgileri ortada bunları bekletmeye gerek yok. Bunlar davaları uzatmak için başkalarının isimlerini veriyor, böyle bir oyuna gelmeyeceğiz. Darbecilerin yargılanması süratle yapılacak. Yargılama sürelerini kısaltmanın yolları var. İhtisas mahkemeleri kurulacak. Uzlaşma mekanizması kuruyoruz. Bilişimle ilgili davalara bakacak mahkemeler kurulacak, finans konularına bakacak mahkemeler kurulacak. Gündemimizde olan İstanbul Finans Merkezi'ni yasal altyapısıyla hayata geçireceğiz. Bir yerde işlemleri bir yerden olacak, Sağlık Bakanlığı ilgileniyorsa Sağlık Bakanlığının bilgileri de oraya akacak. Bunların hepsi tek merkezden, makul bir zaman içerisinde ve bedelle yapılmış olacak. Taşınır rehni, sadece bina arsa gibi varlıklar değil, elindeki bilgisayar torna tezgahı veya herhangi bir değer, makine bunlar da iş yaparken teminat olarak görülecek. Bankalar bunları saymıyor, binayı boş zannediyor. Diğer varlıklar teminat kabul edilmiyor. Bir tane tablosu var, dünya kadar para, o da teminat olması lazım" diye konuştu.
“İKİLİ ÖĞRETİM, 2019 SONUNA KADAR TARİHE KARIŞMIŞ OLACAK”
Bilgi toplumuna doğru süratle gidildiğini söyleyen Yıldırım, "Akıl yollarının şerit sayısı, iki şeritle beş şeritle olacak değil, bir iki şeritle olacak değil. Ne kadar şerit yaparsanız o kadar bilgi nakli oluyor. Bilgi demek, güç demektir, bir adım öne geçmektir. Bilgi çok önemli. Bilgi toplumu olma yönünde geniş bant altyapısını geliştireceğiz" dedi.
Uzun vadeli büyümenin esasının insana yatırım olduğunu belirten Yıldırım, "Bunun için de 2019'a kadar ikili öğretime son vereceğiz. Yani tekli öğretim olacak. Öğrencilere kötü haber, yarım gün okuyacaklardı, tam gün okuyacaklar ama daha çok şey öğrenecekler, daha fazla hayata hazır hale gelecekler. Dolayısıyla, ikili öğretim, 2019 sonuna kadar tarihe karışmış olacak. Okul öncesi eğitim şu anda zorunlu değil ama yüzde 50'lileri geçti, önümüzdeki dönem içerisinde okul öncesi eğitimi zorunlu hale getireceğiz. Türkiye'de yabancı dil büyüme oranı yüksek zannediliyor, hiç de öyle değil. Yabancı dil bilme oranımız, kıyasladığımız civar ülkelere göre istediğimiz oranda değil. 4+4+4 te ilk dörtten itibaren yabancı dil zorunlu hale gelecek" ifadelerini kullandı.