İHD Bingöl Şube Başkanlığı, 21 Eylül 2012'de Bingöl'de BDP İl Binasına yönelik saldırı sonrasında olayla ilgili hazırladığı raporu ve fotoğrafları yayınladı.
İHD Heyetinin, 21 Eylül 2012 tarihinde olayın olduğu yer olan Genç Caddesi üzerinde bulunan Halk Pasajı'ndaki BDP İl Binasına giderek olay mahallinde görüntü aldığı ve 22 Eylül 2012 tarihinde olayın tanıkları, mağdurları ile görüşüldüğü ve beyanlarının alındığı vurgulanan raporda, tespit, kanaat ve sonuçları şöyle sıralandı.
HEYETİN OLAY YERİNE GİDİŞİ VE YAPTIĞI GÖRÜŞMELER:
Heyet, 21 Eylül 2012 tarihinde saat 16.30-17.00 sularında BDP İl Başkanlığına gittiğinde iç ve dış pencere camlarının tamamen kırıldığını, eşyaların dağıtıldığını, masa sandalye, dolap, sehpa gibi eşyaların bir kısmının caddeye, bir kısmının ise merdiven boşluğundan binanın bodrum katına atılmış olduğunu; içeride boşalmış iki adet gaz bombasının olduğunu, ayrıca binanın caddeye bakan tarafında bulunan işyerlerinin pencere ve vitrin camlarının kırılmış olduğunu tespit etmiştir.
HEYETİN YAPTIĞI TESPİTLER:
1-Olaydan iki gün önce Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz'ın da katıldığı toplantıda alınan karar gereği STK'ların açıklamaları ve Bingöl Belediye Başkanlığının olaydan önceki gece halkın cep telefonlarına çektiği “Yürüyüşe Katılım Mesajı” ve camilerde imamlar tarafından yürüyüşe katılım çağrılarının ortamı gerdiği,
2-Olayın daha önceden örgütlendiği,
3-Polisin, saldırganlara müdahaleyi bir kenara bırakın, ,devlete ait olan zırhlı aracı parti binasına yanaştırıp saldırganların zırhlı aracın üzerine çıkarak parti tabelasını indirmelerini sağlayarak, saldırıya maruz kalan BDP'lilere gaz sıkıp fiilli müdahalede bulunduğu, saldırganlara yardımcı olduğu,
4-Emniyet Müdürünün, parti binasına bayrak asmak için BDP il başkanıyla pazarlığa girişmesinin devlet adamı ve bürokrasi ahlakına ters düştüğü,
5-Bayrak ve kutsal değer olan din istismarı yapan güvenlik görevlisi ve din adamı zihniyetinin mevcut olduğu,
6-16 Eylül 2012 tarihinde akşam saatlerinde ellerinde bayraklarla yürüyen küçük bir grubun BDP İl Başkanlığına saldırısında polisin bu olaya göz yumması, raporumuza konu olan bu olayın ve bu olaylar sonucunda saldırganların bütün hal ve hareketleri ortadayken hiç kimse hakkında adli ve idari işlemin yapılmamış olması başka olayların daha da kolay yapılacağı ve böylelikle linç kültürünün meşrulaşacağı kanaatini uyandırdığı,
7-Temmuz 2011 tarihinde Karlıova ilçesinde korucu başı Hacı Alan'ın vurulması olayından sonra korucuların ve yakınlarının Karlıova'daki saldırıları ile raporumuza konu olan olayın karakterinin aynı olduğu tespitleri yapılmıştır.
KANAATİMİZ:
Olayı yapanlar, olaya karışan korucular ve bunlara göz yumarak “işlerini” kolaylaştıran güvenlik kuvvetlerinin haklarında adli ve idari işlem yapılmadığı, kimi STK temsilcisi, kamu görevlisi, siyasetçilerin bu tür durumlarda ortamı geren tutum ve davranışlarının devamı durumda benzer olayların tekerrür etme olasılığının yüksek olduğu kanaatine varılmıştır.
SONUÇ:
Olayın çok vahim olduğu anlaşılmıştır. Bu olayların bir daha yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınması çok hayatidir. Bu yönleriyle;
1- Başta olayı gerçekleştirenler hakkında Adli ve İdari soruşturmanın bir an önce başlatılması, korucuların açığa alınarak silahlarına el konulması,
2- Saldırıların başladığı ve devam ettiği sırada müdahale etmeyerek olayların büyümesine neden olduğu iddia edilen yetkililer ve güvenlik güçleri hakkında gerekli adli ve idari soruşturmanın başlatılarak bu durumun açıklığa kavuşturulması,
3- Olaylarda zarar görenlerin zararlarının zaman geçirilmeksizin hemen tazmin edilmesi,
4- En önemlisi, birçok hak ihlaline neden olduğu gözlemlenen koruculuk sistemin derhal kaldırılması.