Iddialar asılsız ve bilgi yoksunluğundandırBingöl Üniversitesi Rektörlüğü'nden dün yapılan açıklamanın ardından bugün de ikici bir açıklama yapılarak, Bingöl Üniversitesi'nin bilimsel makale yayınlama sıralamasında sondan ikinci sırada olduğu iddiası, tamamen Üniversite'yi karalamaya yönelik yanlı bir tutumun sonucu olduğu bildirildi.Açıklamada, Bingöl Üniversitesi'nin bilimsel makale yayınlaması sıralamasında sondan ikinci sırada yer aldığı iddiası, tamamen üniversiteyi karalamaya yönelik yanlı bir tutumun sonucu olduğu belirtildi. Açıklamada, referans gösterilen Milliyet Gazetesi yazarı Abbas Güçlü'nün, üniversiteleri değerlendirmesinde Bingöl Üniversitesi'nin sondan ikinci gösterdiği yazısı üniversitelerin SCI (Science Citation Index-Uluslararası Bilimsel Atıf Endeksi) indeksli dergilerde yayınlanan makale sayısına göre olduğunu kaydedilerek, yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Yazının içeriği tam verilmediği için sonuç yanlış olur” “Bu yazının tüm içeriği verilmediği için kamuoyunda yanlış algılamalar olması kaçınılmazdır. Gazetedeki yazının müellifinin amacı da budur. Abbas Güçlü, Milliyet Gazetesi'ndeki yazısında 2008 yılında SCI (uluslar arası Bilimsel Atıf Endeksi) indeksli dergilerde yayınlanan makale sayısını ölçüt almıştır. Örneğin, Muş Alpaslan Üniversitesi sadece 1 makale yayınlamış olmasına rağmen çok üst sıralarda yer almaktadır. 2008'deki bu değerlendirme ile üniversitemizin sonraki yaklaşık 2 yılında yapılan bütün çalışmalarını görmezden gelerek Üniversitemizi karalamanın tamamen bir art niyet düşüncesinin ürünü olduğu aşikardır. Bingöl Üniversitesi Rektörü olarak atanma tarihimiz 11 Eylül 2008'dir. 2008 yılında Bingöl Üniversitesi Rektörlüğü, Fırat Üniversitesi Rektörlüğünce tedviren yürütülmekteydi. Kaldı ki, o dönemde Bingöl Üniversitesi'nde hiçbir fakülte açılmamış ve fakültelere öğretim üyesi alınmamıştı. Bingöl Üniversitesi o dönemde sadece Meslek Yüksekokulu'ndan ibaret idi. Meslek Yüksekokulu öğretim elemanlarının bilimsel araştırma yapma zorunluluğu da bulunmamaktadır. Bir araştırma makalesinin planlanıp sonuçlarının SCI indeksli dergilerde yayınlanmasına kadar geçen ortalama süre 2 yıldır. 2008 yılında SCI dergilerde yayınlanan makaleler öğretim üyelerinin ondan 2 yıl önceki faaliyetlerinin sonucudur. Yani 2006'da planlanan bir araştırma ancak 2008 yılında yayınlanabilmiştir. Dolayısıyla 2008 yılında yayınlanmış makale sayısı ile Üniversitemizin bu günkü durumunu karalamaya çalışmak kabul edilebilir bir davranış değildir. “BİR YILDA 27 MAKALE YAYINLANDI” Bingöl Üniversitesinin 2009 yılında SCI indeksli dergilerde yayınlanmış makale sayısının 27 olduğu belirtilen açıklamada şöyle denildi: “Rektör olarak atandığımız dönemde sıfır (0) makale sayısı bir yıllık bir çalışma sonucunda 27'ye çıkarılmıştır. Hem bilimsel çalışmalarda hem fiziki alt yapının oluşturulmasında ve hem de akademik personel sayısı açısından bölgedeki yeni açılan üniversitelerin arasında eni iyi durumdayız. Bu nedenle üniversitemizi ve yöneticilerini karalamakla başarılarımızın engellenemeyeceğini bütün Bingöl Kamuoyunun bilmesinde yarar vardır. Yaptıklarımızı Bingöl kamuoyunun çok iyi takdir ettiğini biliyoruz. Bunu görmezden gelen bazı art niyetli şahısların görüşlerinin hiçbir zaman Bingöl kamuoyunun görüşlerini yansıtmadığını çok iyi biliyoruz. Son olarak, “akıllı sınıfı, akıllı tahta” diye tanımlayanları, üniversitemize teşrif etmeleri halinde bilgilendirebiliriz.” “ÜNİVERSİTE REKTÖRÜNÜN, BİR MİLLETVEKİLİ TARAFINDAN SEÇTİRİLDİĞİ VEYA ATANDIĞI İDDİASI, BİLGİ YOKSUNLUĞUDUR” Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gıyasettin Baydaş'ın Cevdet Yılmaz tarafından üniversiteye rektör olarak seçtirildiği veya atandığı iddiası tamamen art niyetli bir hayal ürünü olduğu ve bilgi yoksunluğundan kaynaklandığı kaydedilen açıklamada, “Üniversite Rektörlerinin atanması, Yükseköğretim Kurulu'nun seçerek Cumhurbaşkanlığı Makamına sunduğu 3 aday arasından Cumhurbaşkanımız tarafından yapılmaktadır. Bütün Türkiye kamuoyu, üniversite yönetimlerinin siyasi iradenin dışında olduğunu, Rektör atamalarının da siyasi kurumlardan bağımsız yapıldığını bilmektedir. Gerek Yükseköğretim Kurulu'nun tercihinde gerekse Cumhurbaşkanı'nın tercihinde siyasi erkin herhangi bir müdahalesinin olmadığı, bunun tamamen her iki kurumun anayasal haklarının kullanımı ile ilgili bir tercih olduğu bilinen bir gerçektir. Bütün bu anayasal haklar ve geçmişteki uygulamaların bu sürecin böyle işlediğini göstermesine rağmen bir üniversite rektörünün bir milletvekili tarafından seçtirildiği veya atandığı iddiası tamamen art niyetli bir hayal üründür” denildi. Bingölonline Haber Servisi YORUM YAZIN
|
|