KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
11 Ocak 2025 Cumartesi
°C

Hukukçular, anayasa paketini değerlendirdi:

12 Eylül 2010 tarihinde referanduma götürülecek olan anayasa paketini
hukukçular değerlendirdi. Ortak görüş, anayasa değişiklik paketine
olumlu bakarken, paketin yetersiz olduğunu da dile getiriliyor. 

Hukukçular, anayasa paketini değerlendirdi:
24 MAYIS 2010 PAZARTESİ 13:22
1
4598
0
AA aa

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)'nde 
72 ret oyuna karşın 336 oyla kabul edildikten sonra Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül'ün onayladığı “Anayasa Değişiklik Paketi”, Yüksek Seçim
Kurlu (YSK)'nun verdiği karara göre 12 Eylül 2010 tarihinde referanduma
götürülecek.

Madde madde değil, tümüyle halkoyuna sunulacak olan
“Anayasa Değişiklik Paketi”ni Bingöl Online Gazetesi olarak,
hukukçulara sorduk.

Anayasa paketini ve referandum sürecini
değerlendiren hukukçular, Anayasa paketini hem olumlu hem de olumsuz
yönlerini ele aldılar.

ERCAN ARSLAN: “ANAYASA
DEĞİŞİKLİĞİNİ DESTEKLEMEK GEREKİR”


“Sivil demokrasiye
geçişimizi hızlandıracağı, tamamen yeni bir anayasanın temeli olacağı,
kısa vadede temel haklarda yeni iyileştirmeler sağlayacağı için anayasa
değişikliğini desteklemek gerekir diye düşünüyorum” diyen Av. Ercan
Arslan, 1983 yılında Turgut Özal'ın işbaşına gelmesiyle başlayan
evrensel hukuk, temel hak ve özgürlüklere ulaşma hamlesiyle ortaya çıkan
aydınlanma süreci her geçen gün sivil anayasaya olan ihtiyacı doğal
olarak arttığına vurgu yaparak, “1982 anayasasının da darbe ürünü
olması, özgürlükler alanında dar alan oluşturması, her işin merkezine
devleti yerleştirmiş olması; gelişen, sivilleşen ve en önemlisi
özgürleşen toplum yapımıza ve iştahla ulaşmak istediğimiz AB
kriterlerine uygun düşmediği konusunda ülkemizde en azında düşünce
bazında konsensüs oluşmasına rağmen, yeni bir anayasa yapılması çabası
bu aşamada ciddi bir engelle karşılaşmıştır. Halk adına siyaset
yapanların, halk için elzem olan yeni anayasa yapılmasına mani olmasını
anlamak mümkün değildir. Ülkenin bu gerçeği karşısında kısmen de olsa
değişiklik yapılması önemli bir adımdır. İçeriği ne olursa olsun,
değişiklikte amaç darbe ürünü olan anlayıştan, sivil demokrasiye geçiş
sürecini hızlandırmaktır. Yıllardan beri darbelerden inim inim inleyen
her vatandaşımızın bu değişimden yana taraf olması gerektiğini
düşünüyorum. Değişikliklerin yetersiz olduğunu bahane ederek olumsuz
tavır takınmak tarih önünde sorumluluk sebebi olacaktır” dedi.

A.SAMET
BARMAN: “HALK ÜZERİNDEKİ VESAYETİN YIKILMASINI İSTİYORUZ”


Anayasa
değişikliklerinin kabul edilmesini ve halk üzerindeki vesayetin artık
ucundan köşesinden de olsa yıkılmasını istediklerini söyleyen Avukat A.
Samet Barman, “Yapıldığı ilk andan itibaren içinde halkın olmadığı bir
rejim düşlemiş olan ve 3. dünya ülkelerinde bile kabul edilemeyecek
inanılması güç bir anayasaya sahibiz. Ve yine inanılması güç bir şekilde
30 yıldır bunu değiştirecek bir idare de peydah olmadı, ta ki Ak Parti
hükümeti vaat ettiği değişikliği yapmaya yeltenene kadar, her ne kadar
yapılan değişiklik sadece yargı ve siyasi partiler ili ilgili düzenleme
açısından, 1982 zihniyetini parçalamaya teşebbüs etse de bunun etkileri
yeni bir anayasa yapmak kadar muazzam olacaktır. Bu değişime karşı
çıkanlar isteyerek ya da sadece AKP yapıyor diye, Yıllardır baskı,
şantaj tehdit ve akla hayale gelmeyecek yıldırma politikalarıyla işini
yapmaya çalışan hâkim ve savcıları iş yapamaz hale getiren ve ülkeye
savaş ve huzursuzluktan başka bir şey getirmeyen zihniyetin amacına
hizmet ediyorlar. Bu bağlamda CHP yi anlamak normaldir, MHP yi de
anlamak normaldir, zira biri o zihniyetin yılmaz savunucusu, diğeri de
milliyetçilik akımının yegâne can damarı olan huzursuzluk ortamından
beslenmekte, ancak bu huzursuzluk ortamını da vakti zamanında onların da
ortağı olduğu hükümetler eliyle peydahlandığını da göz ardı etmemek
gerekir. Ancak burada BDP den beklenen her şeye rağmen küçük de olsa bu
fosilleşmiş zihniyete vurulacak darbede rol sahibi olmasıydı,  Burada
BDP yi destek vermediği için eleştirebiliriz, bu kolaycılıktan başka bir
anlam ifade etmez ancak siyasi olarak talepleri hiçbir şekilde
karşılanmamış bir partinin pakete destek vermemesi de normal
karşılanmadır. Zira hükümet demokratik açılımla başlattığı bu süreçte
yapılacak anayasa değişikliğine sembolik olsa da birkaç husus
ekleyebilirdi. İşte bu yüzden; bu düzeni değiştirecek her türlü
düzenlemeye evet demek zorundayız, aksi takdir de yarın şikâyet etme
hakkına da sahip olamayacağız. Gönül isterdi ki vatandaşlığın tanımı da
değişsin, ırksal değiştirilemez haklar ve dil konusu da girsin anayasaya
ancak, değişimin başlangıcı için şimdilik bunlara destek vermeliyiz.
Zira en kötü sivil yönetim bile askeri yönetimlerden kat be kat iyidir”
diye konuştu.

MÜCAHİT NUSRETOĞLU: “İKTİDAR, TOPLUMUN
ARZULADIĞI DEMOKRATİK ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİNİ MAALESEF YAPMADI”


İktidarın
Anayasa değişikliği konusunda çok farklı parti, sivil toplum
kuruluşları, aydın ve akademisyenlerle görüşmesine rağmen toplumun
arzuladığı demokratik anayasa değişikliklerini maalesef yapmadığını veya
yapamadığını belirten Avukat Mücahit Nusretoğlu, “1982 darbe
Anayasasının kısmen değiştirilmesi ile ilgili olarak öncelikle
değiştirilmek istenen maddelerin içeriği, iktidarın rahatsızlıkları ve
demokrasi konusundaki samimiyetinin birlikte değerlendirilmesi
gerekmektedir” dedi. Nusretoğlu değerlendirmesine şöyle devam etti:
“Bugüne kadar yapılan bütün Anayasa değişiklikleri, 82 Anayasasının
felsefesine ve ruhuna dokunmadan yapılan değişikliklerdi. Ancak son
Anayasa değişikliği özellikle statükocu anlayışın sağlam kaleleri olan
bazı kurumlara dokunma dışında 82 Anayasasının felsefesine aykırı
hareket ettiği söylenemez. Çünkü, çoğulcu-demokratik ve özgürlükçü
olmayan bir Anayasanın ruhuna dokunmadan yapılacak her değişiklik
statükoyu sarsabilir ancak statükoyu değiştirmeye ve dönüştürmeye
yetmeyecektir.
İktidarın yapmış olduğu değişiklik, toplumsal
taleplerin çok gerisinde kalarak, dar bir alanda sıkışmıştır. İktidar,
Anayasa değişikliği konusunda çok farklı parti, sivil toplum
kuruluşları, aydın ve akademisyenlerle görüşmesine rağmen toplumun
arzuladığı demokratik anayasa değişikliklerini maalesef yapmadı.
Hükümetin anayasa değişikliği paketinin bu ülkenin demokratikleşmesinin
önündeki en büyük engel olan ve statükonun 80 yıldır inkârına rağmen var
olan “Kürt Sorunu”nun çözümüne yönelik hiçbir çabanın olmaması
iktidarın demokrasi konusundaki samimiyetini/samimiyetsizliğini
göstermektedir. Herhalde hükümet, selefleri gibi, Kürt Sorunu'nu esas
olarak güvenlik sorunu olarak görüyor.   Anayasayı değiştirmeye
çalışırken, bu pakete gerek Kürt gerekse Alevi sorunlarının çözümünü
kolaylaştıracak önerilerin dâhil edilmemesi manidardır. Meselâ,
vatandaşlık tanımını Türkçü imalardan arındıracak ve kültürel
çeşitliliği tanıyacak birer maddeyi ekleyebilirlerdi.  Anayasa'nın 42.
maddesinde yer alan ve okullarda çocuklara
Türkçeden başka bir dilin
okutulamayacağını ve öğretilemeyeceğini buyuran o çağdışı hüküm
kaldırılabilirdi. Bunun gibi, hükümet,  temel hak ve hürriyetler
konusunda Türkiye'nin kendine özgü şartları değil de evrensel hukuk
kurallarına uygun düzenlemeler getirebilirdi. Sanıyorum, hükümet,
muhalefetin “Cumhuriyetin değişmez nitelikleri”ni değiştirme teşebbüsü
olarak görüp büyük direnç göstereceği bu gibi önerilerin anayasa
değişikliğinin başarı şansını tehlikeye düşüreceğinden çekinmiştir ya da
iktidar, “kutsal” devletin yıllardır ötekileştirdiği kimlikler için
mevcut politikayı devam etmek istemektedir”.

ABDULLAH
KALDIK: “82 ANAYASASI TAMAMEN DEĞİŞTİRİLMELİDİR”


1982
askeri darbesinin baskıcı ve işkenceci zihniyetinin ürünü olan anayasayı
AK Parti toplumun bu büyük ihtiyacına kulak verip bir an önce yeni bir
anayasa yapması gerektiğine dikkat çeken Av. Abdullah Kaldık, konu ile
ilgili olarak şunları söyledi: “Tüm toplumu ilgilendiren ve de özelikle
devlet rejiminin dili olan anayasanın, onu değiştirmek isteyenlerle,
kendini bu ülkenin sahibi gören ve konumlarının değişmesinden çekinenler
arasındaki büyük savaşın tam ortasındayız. Görünen o ki eğer fırsat
verilirse sonucu halkın tayin edeceği yönünde. Her zaman söylenir 
“anayasalar toplumsal mutabakat metinleridir”  aslında bu geçerliliği
olmayan bir olgudur zira toplumu meydana getiren bireylerin bir konu
üzerinde anlaşması mümkün olamayacağından bu söylem geçersizdir. Bu
yüzden toplumsal mutabakattan ziyade insanların temsilcisi olan siyasi
partilerin anlaşması daha muteberdir. Anaysa değişikliği konusunda
tartışılması gereken, değişikliği kimin yaptığı değil, değişikliğin
içeriği olmalıdır, aksi öndeki tartışmalar siyasi kutuplaşmanın topluma
tezahüründen başka bir şey olmayacaktır. Bilinmelidir ki anayasalar,
normal kanunlar insanlar için değildir. Anaysalar devlet yönetimi
içindir, o yüzden anaysa değişikliği konusunda toplumsal mutabakattan
ziyade devlet erkinin mutabakatı önemlidir, halk ancak onay ya da karar
mercii olabilir. Değişiklik başlangıç olarak, halkına düşman gözüyle
bakan, halksız cumhuriyetin tanımını yapan mevcut anayasaya büyük bir
darbedir lakin yetersizdir. Yapılacak değişikliğin kapsamını dar tutup “
Her ülkenin kendi şartları vardır” bahanesine sığınmak da artık kabul
görmemektedir, zira temel haklar ve hürriyetler şartlara göre değil
insanlara göre düzenlenmelidir.  Çünkü demokratikleşmek isteyen bir
ülkenin dili olan mevcut ilkel anayasayı değiştirmeden demokratik dille
konuşması mümkün olmayacaktır. Kendi ülkesinde yaşayan farklı ırksal ve
kültürel özellikler sahip insanları görmezden gelen, birçok maddesinde
inkâr etmekle kalmayıp onarın yok olması için her türlü düşünceyi
barındıran 1982 askeri darbesinin baskıcı ve işkenceci zihniyetin ürünü
olan anayasayı değiştirecek bir iradeye ihtiyaç vardır.  AK partide
artık toplumun bu büyük ihtiyacına kulak verip bir an önce yeni bir
anayasa yapmak zorundadır, aksi takdirde başbakanın da dediği gibi, ya
tarih yazacaklar ya da tarih olacaklardır.”

BURCU ASLAN:
HALK KENDİ ANAYASASINI BELİRLEMELİDİR


İlerleyen ve
gelişen dünyada özgürlük ve hakların daha geniş anlamlar kazandığı
ülkemizde mevcut anayasanın günümüz şartlarına cevap vermediği için
değiştirilmesi gerektiğini vurgulayan Avukat Burcu Aslan, açıklamasını
şu sözlerle sürdürdü: “Bir hukukçu bakış açısı ile şahsi kanaatim;
mevcut anayasamızın günümüz şartlarına cevap vermediği, ilerleyen ve
gelişen dünyada özgürlük ve hakların daha geniş anlamlar kazandığı
ülkemizde mutlaka değiştirilmesi gereken maddelerinin olduğu yönündedir.
Özellikle anayasamızın da en mühim maddeleri arasında ve vazgeçilmez
unsurlarından biri olan hukuk devleti olmamızdan kaynaklı, tüm kişi ve
kurumların yargı denetimine tabi olması için olası keyfi muamelelerin
önüne geçilmesi açısından büyük önem arz eder. Özgürlük anlamında; dil,
din ve renk gibi farklılıkların birer kültür zenginliği olarak
görülerek, bu konudaki tüm kısıtlamaların sona ermesidir. Referandum
konusu beni en çok rahatlatan konudur desem abartmış olmam. Çünkü
anayasayı değiştirmek için kolları sıvayan hükümetin niyetinin ne yönde
olduğu açıkça belirmiş oluyor. Referandum olmasın diyenler, devletler
milletleri için vardır cümlesini, egemenlik milletindir sözünü ne kadar
sarf ederlerse etsinler nafiledir, samimiyetten uzaktır. Millet kendini
neye layık görürse onunla yaşamalıdır gerçeğini hala kabul edememişler
demektir. Halk cahildir, anayasa yapma olgunluğu yoktur diyerek
görmezden gelmek bence oligarşik düzeni meşru kılmak için halkı küçük
görmekten başka bir şey değildir. Halk kendi anayasasını belirlemelidir
ve illaki referandum olmalıdır.”

ELİF KITAY AYBEK: “BİR
VATANDAŞ OLARAK PAKETE TAM DESTEK VERCEĞİM”


Anayasa
değişiklik paketinde yer alan önemli düzenlemelerden biri geçici 15.
maddenin kaldırılması olduğunu ifade eden Avukat Elif Kıtay Aybek,
“Geçici 15. madde Milli Güvenlik Konseyi, bağlı organları ve konsey
yönetimi döneminde kurulmuş hükümetlerin her türlü karar ve
tasarruflarından dolayı mali, hukuki ve cezai mesuliyetleri cihetine
gidilemeyeceğini düzenlemişti. 82 anayasasını yapanlar bu madde ile
kendilerini koruma altına almışlardır. Geçici 15. madde yasal olmayan
askeri müdahalenin adeta yasal zırhı olarak düzenlenmişti. Maddenin
ilgası ile birlikte darbecilerin iş ve eylemleri korumasız kalmıştır.
Maddenin yürürlükten kaldırılması demokrasi adına geçmişe dönük ve
geleceğe yönelik önemli bir mesajdır. Referandum sürecinde de pakete
vatandaş olarak tam destek vereceğimi ve herkesi de destek vermeye davet
ediyorum. Değişiklikler ve mevcut paket sevindirici olmakla birlikte,
gelişmelerin başlıca değişikliklerin müjdecisi olduğu ümidiyle, henüz
eksik kaldığını söylemek gerekir” şeklinde konuştu.
YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
10.01.2025
23:57
`Dünden Bugüne Bingöl Basını` programına yoğun ilgi
'Dünden Bugüne Bingöl Basını' programına yoğun ilgi
Bingöl Online tarafından düzenlenen, Bingöl'de ilk program olma özelliği taşıyan ve yoğun ilgi gören programda basının yaşadığı sıkıntılara dikkat çekilirken, büyük beğeni toplayan video gösteriminin yanı sıra gazetecilik ve Bingöl Basın tarihine dair sunumlar da yoğun ilgi gördü. Programda, vefa ve emek kategorilerinde çeşitli ödüller de verildi.
10.01.2025
22:03
Başkan Arıkan`dan dönüşüm vurgusu!
Başkan Arıkan'dan dönüşüm vurgusu!
Basın mensuplarıyla buluşmasında kentsel dönüşüm projeleri ve yeni imar çalışmalarıyla ilgili önemli bilgiler paylaşan Başkan Arıkan, dönüşüm kapsamındaki mahalle, bölge ve yeni alanlara dair yeni gelişmeleri paylaştı ve ekledi; 'Her yönüyle depreme hazır, dirençli ve gelişen bir Bingöl inşasında kararlıyız.'
10.01.2025
21:48
Birlik Haber Sen, PTT Personellerine saldırıyı kınadı!
Birlik Haber Sen, PTT Personellerine saldırıyı kınadı!
Birlik Haber Sen Bingöl İl Temsilciliği, Rize'de PTT Merkez Müdürlüğü'ne düzenlenen saldırıda hayatlarını kaybeden meslektaşları için bir araya geldi. Açıklamada; 'Bu insanlık dışı ve kabul edilemez saldırıyı en güçlü şekilde kınıyoruz' vurgusu yapıldı!
10.01.2025
21:33
Tiryaki:
Tiryaki: 'Halk, hesabı sandıkta soracaktır'
'23 yılda bütçeden payımıza düşen para ilimize gelse de bütçeden gelen paranın hovardaca kullanılması sebebiyle ilimiz gereken hizmetleri alamamıştır' diyen Saadet Partisi Bingöl İl Başkanı Muhammed Fatih Tiryaki; 'Bingöl halkı, yarım bırakılan işlerin hesabını ilk sandıkta fazlasıyla soracaktır' dedi.
10.01.2025
20:57
Bingöl`de aranan 4 şüpheli yakalandı
Bingöl'de aranan 4 şüpheli yakalandı
Bingöl'de jandarma ekipleri tarafından yapılan çalışmada aranan 4 şüpheli yakalandı.
10.01.2025
20:50
Karlıova`da uyuşturucuyla mücadele: 2 gözaltı
Karlıova'da uyuşturucuyla mücadele: 2 gözaltı
Bingöl'ün Karlıova ilçesinde yapılan çalışmada 187,51 gram olan skunk maddesi ele geçirilirken 2 şüpheli yakalandı.
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın