BİN-Der Başkanı Doğan Karasu, yaptığı yazılı açıklamada Bingöl Milletvekili Yusuf Coşkun'un baraj yapımları konusunda yaptığı açıklamalara eleştirilerde bulunarak, “Bingöl Milletvekili Sayın Yusuf Coşkun'un Bingöl'de yapılması düşünülen barajlarla ilgili açıklamalarını uzunca bir süredir takip ediyoruz. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde bir milletvekili barajlarla ilgili olarak bu kadar rahat konuşamaz. Konuşunca da şöyle bir etrafına bakar. Çünkü barajların inşa edildikleri yörelere bir faydasının olamayacağını, tam tersine zararlar vereciğini bilir. Türkiye'nin değişik bölgelerinde HES Barajlarına karşı çok büyük bir direnç varken, barajların yapıldığı bölge milletvekilleri yöre halkına karşı tedirginlik yaşarken, bizim milletvekillerimizin müjde verircesine açıklama yapmaları oldukça ilginç. Barajların yapımı devlet politikasıdır, bunu biliyoruz. Yöresel ekonomiyle, istihdamla bir ilgisi yoktur. İşin ekonomik boyutu, istihdam boyutu Sayın Milletvekilinin icadıdır. Geçmiş deneyimler, yapılan barajlar bunun en somut örneğidir. Sayın Vekile soruyoruz: Özlüce Barajı'nda kaç Bingöllü çalıştı ve şu an çalışmaktadır? Kiğı HES Barajı'nda kaç tane Bingöllü çalıştı ve çalışıyor? Doğal çevreye, kültürel mirasa verilen zararı biliyor musunuz? Arazisi istimlak edilen, göç etmek zorunda kalan insanların akibeti hakkında bilgi sahibi misiniz? Baraj havzasında yer alan arazilerin istimlak işlemleri baraj yapımı arzusunu tetikleyen bir etken olabilir mi? Sayın Vekilimiz 3000-5000 arasında kişinin inşaatlarda amelelik yapacağını, yaklaşık 500 kişinin de sürekli istihdamından söz ediyor. Biz söyleyelim: Barajlar özel şirketlerindir. Özel şirketlerin Bingöllü alma mecburiyetleri yoktur. Hiçbir barajda da bu kadar insan istihdam edilemez, edilmez. Bunun bir örneği yoktur. Bingöl'den olsa olsa 30-40 kişilik bir güvenlikçi grup istihdam edilir. Kaç bin insan göç edecek, yersiz, topraksız kalacak, ekonomik gücünü kaybedecek? Bunun hesabı yapıldı mı? Atacağımız taş, korkutacağımız kurbağaya değmiyor, kesin olan budur. Verimli topraklarımızın önemli bir kısmı vadilerde, dere yataklarındadır. Baraj demek tüm bu toprakların yok olması demektir. Binlerce insanın göç etmesi, yerinden edilmesi, geçim kaynaklarını, otlaklarını, meralarını kaybetmesi demektir. Yetmiyor, doğanın tahrip olması, bitki örtüsünün kaybolması, ekolojik dengenin bozulması demektir. Sadece meşe kültürü üzerinde oluşturacağı tahribat bile izah edilemez. HES Barajlarının Bingöl'e hiçbir faydası yoktur. Bingöllüler HES Barajlarına karşı direnç göstermelidir. Bir sulama göletinin Bingöl'e faydası, 20 tane HES Barajından daha fazladır. BİN-DER olarak Sayın Milletvekilimizden isteğimiz şudur: Bırakın HES Barajlarının savuculuğunu, insanlarımızı yelerinden edecek, onları göçe zorlayacak projelerde yer almayınız. Sulama göletlerine yönelin, insanlarımızı yerinde tutacak, yerinde zenginleştirecek, coğrafyalarında mutlu kılacak çalışmalar yapın” dedi.